Işe yaramayacak traduction Français
1,534 traduction parallèle
Bugün işe yaramayacak.
Cela ne marchera pas aujourd'hui.
Bence bu çabam asla işe yaramayacak.
La thérapie de conversion ne fonctionne pas.
Bu işe yaramayacak.
Ça ne marchera pas.
Artık işe yaramayacak.
Mais ça ne marche plus.
Kesinlikle siper al, dürüst olmama rağmen, aşağıda pek işe yaramayacak.
Ce sera pas simple. Y a pas grand-chose pour te protéger dans les environs.
Bu asla bir işe yaramayacak.
Ça ne marchera jamais.
Eğer burda bu şekilde durursak ikimiz de aynı şeyi yapıcaz ve bu bi işe yaramayacak
On va s'entendre et s'en tirer vivants ou bien on va continuer à s'entretuer.
Bir işe yaramayacak. Kimseye iyilik falan yapmayacağım.
Ça ne sert à rien, je ne fais plus de cadeaux.
Şu iyi baba hikayen işe yaramayacak!
- Ça marche pas, ton affaire de cool. OK, envoye!
Yapmaya çalıştığı şeyi biliyorum. Ama işe yaramayacak.
Je sais ce qu'il essaye de faire, mais ça marchera pas.
- Bu işe yaramayacak.
- Je suis sûre que ça va foirer.
Eğer bunu kampanyasında ana konu yapacaksa, işe yaramayacak.
S'il en fait son cheval de bataille, ça ne marchera pas.
Inç kare başına 206 pound, Bu da şu yükseklikten düşmüş olması gerektiğini gösteriyor... off.. bu işe yaramayacak.
14.5 kg / cm ², ce qui veut dire qu'elle aurait dû tomber d'une hauteur de... ce n'est pas bon.
Aramak bir işe yaramayacak zaten onlar sihirli değil.
La télékinésie ne marchera pas sur eux, ils ne sont pas magiques.
Bu işe yaramayacak ise bile bilmiyorum.
Je ne sais pas si ça va marcher.
Doğru, bu işe yaramayacak gibi.
Comme si ça pouvait marcher.
Bu işe yaramayacak emin?
Tu es sûre que ça va marcher?
Bunlar işe yaramayacak.
Rien de tout cela ne marchera.
Ya da işe yaramayacak, ve sen bütün gün ıstırap çekeceksin.
Ou il ne marche pas, et tu vas souffrir le martyr toute la journée.
Ama işe yaramayacak.
Ben ça ne marchera pas.
Ve asla işe yaramayacak!
Ça ne marchera jamais!
Bu büyü artık çalışmamış ise Billie, şey, bu işe yaramayacak.
Si ce sortilège n'a pas encore marché, il ne marchera jamais.
Her imdadıma yetişen hareket bile işe yaramayacak.
Pas même la Bonne Vieille Tactique.
Varsayımın işe yaramayacak.
Votre théorie ne marche plus.
Bu işe yaramayacak. Çabuk olması lazım.
Ca va pas marcher, il faut que ce soit rapide.
Bu işe yaramayacak.
Tu vas échouer.
- Yine de işe yaramayacak.
- Ça changera rien.
Topluma yük olmaktan başka bir işe yaramayacak.
Oui. Dire qu'il sera un fardeau pour la société.
Bu işe yaramayacak çünkü o kadar param yok.
Ca n'ira pas. Je n'ai pas autant d'argent...
Ne dolap çeviriyorsun bilmiyorum ama işe yaramayacak.
Je ne sais pas ce que tu essayes de faire, mais ça ne va pas marcher.
Ah, ama dur. Bu da işe yaramayacak, çünkü ben Meredith Grey değilim!
Mais ça marchera pas non plus parce que je ne suis pas Meredith Grey!
Ama bu işe yaramayacak.
Mais ça ne marchera pas.
Normalde senin koş ve vur heyecanını paylaşırdım, ama Çoğalıcılar onları bir arada tutan bağları bozan frekansı tanımladıktan sonra bu silahlar işe yaramayacak.
Eh bien, normalement, j'aurais partagé votre enthousiasme de tirer dans le tas, mais ces armes ne fonctionneront pas très longtemps avant qu'ils identifient la fréquence utilisée pour briser les liens qui maintiennent l'intégrité des Réplicateurs.
Bu işe yaramayacak, biliyorsun.
Ça ne marchera pas, vous savez.
Bu işe yaramayacak.
Ça ne va pas marcher.
Yapmaya çalıştığın şey bir işe yaramayacak.
Ce que tu essayes de faire... ça ne marchera pas.
Deneyebilirsin. Ama işe yaramayacak.
Tu peux toujours essayer, mais ça ne marchera pas.
"Bu işe yaramayacak!" dediğimizi mi düşünüyorsunuz?
Ne pensez pas que nous ayons déprimé et que nous nous ayons dit "ça ne marche pas".
Hepinizin yapmak istediği şeyi biliyorum ama işe yaramayacak.
Je sais ce que vous essayez tous de faire et ça ne marchera pas.
Ama öyle söylemeyen bir şahidimiz var. Yani "Ben yapmadım." palavrası işe yaramayacak.
Nous avons un témoin qui dit le contraire... donc votre "Je ne lui ai rien fait" ne va vraiment pas suffire.
Bak, işe yaramayacak.
- Ecoute, ça ne marchera jamais.
Haklısın, oğlum. İşe yaramayacak.
Tu as raison mon gars, ça ne va pas marcher.
İşe yaramayacak.
Je n'y arrive pas.
İşe yarayana kadar teşekkür etmeyin muhtemelen yaramayacak.
Vous me remercierez quand ça aura marché. Ce qui ne sera pas le cas.
İşe yaramayacak.
Ce n'est pas la peine.
İşe yaramayacak, anlasana.
Ça ne va pas marcher, tu sais.
İşe yaramayacak.
Ça ne marchera pas!
İşe yaramayacak.
Ca ne marchera pas.
Bu sekilde bir ise yaramayacak.
Ça ne fonctionnera jamais. Il faut faire quelque chose.
İşe yaramayacak olsa da harika bir mutfağı var.
si ça sert à quelque chose.
İşe yaramayacak, adamım.
On y arrivera jamais.
işe yaradı 291
işe yarar 73
işe yaramaz 340
işe yarar mı 34
işe yaramazlar 21
işe yaramıyor 223
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yarayacak mı 29
işe yarar 73
işe yaramaz 340
işe yarar mı 34
işe yaramazlar 21
işe yaramıyor 223
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yarayacak mı 29