English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ I ] / Işe yaramıyor

Işe yaramıyor traduction Français

3,140 traduction parallèle
Dinle... Başarılı olmayabilirsin perişan hale de gelebilirsin ve sana bu kemo ve radyasyon tedavisi yeterince zaman verecek diye söz de veremem. Yapacağına değecektir de diyemem ancak şunu söyleyebilirim ki şuan yaptığın neyse bir işe yaramıyor.
Je sais que ça se présente mal et que le processus sera long et difficile, et je ne peux pas te garantir que ce temps passé à subir des chimios ou des rayons suffise à tout arranger, mais je peux te dire une chose :
Ancak artık işe yaramıyor.
Mais ça ne marche plus.
Speltzer paçayı kurtardı diye sistem işe yaramıyor diyemeyiz.
Et juste parce que Spletzer s'en est sorti, ne veut pas dire qu'il ne marche pas.
Catherine'nin patronları ikna etmeye çalışmasından bu yana bir hafta oldu, ama... işe yaramıyor, sanırım bu yüzden güzel Delhi'ye geri dönüyorum.
Ça fait 1 semaine que Catherine essaie de convaincre les chefs, mais... rien à faire, donc, retour à Delhi's Belly.
Bir işe yaramıyor.
Ça n'aide pas vraiment.
Bu işe yaramıyor.
Ca ne marche pas.
Leo, bu işe yaramıyor artık.
Leo, ça ne marche plus.
Bir işe yaramıyor o.
Les études ne comptent pas.
- Bende işe yaramıyor.
- Ça ne marchait pas pour moi.
Bahar kapışması işe yaramıyor.
La guerre du printemps ne marche pas.
Sorunuzun cevabıysa ; bahar kapışması işe yaramıyor, çünkü kavgayı siz çıkarttınız.
Sinon, la guerre du printemps marche pas car vous l'avez forcée.
O her zaman işe yaramıyor.
Ça marche pas toujours.
Antibiyotikler işe yaramıyor.
Les antibiotiques ne marchent pas.
Kafamı kullanıyorum. Eller pek işe yaramıyor.
J'utilise ma tête.
Güneş artık nem oranını ayarlamada işe yaramıyor.
Et la lumière ne se reflète pas à travers l'humidité comme avant.
Bana sorarsan, bu tembellik ve hırs eksikliği çok kullanılmış ve her yeri klişe kokan o zenci basmakalıbını desteklemekten başka bir işe yaramıyor.
Pour moi, ce genre de fainéantise et de manque d'ambition confirme un stéréotype très utilisé sur les noirs
Danny, elimizden gelen her şeyi yaptığımızı düşünmek istiyorum. Ama bir işe yaramıyor.
Danny, je continue d'essayer de me dire que nous avons fait tout ce que nous pouvions, mais ça ne marche pas.
Hayır gelmeyecek, çünkü deniyorum ama işe yaramıyor.
J'ai déjà essayé, ça marche pas. Je crois qu'il aime ta musique.
Bunun bir ilacı var, eminim daha önce de denemişimdir ve işe yaramıyor.
Et j'ai dû l'essayer déjà et ça n'a pas marché.
Sizin ailede iğnelemek işe yaramıyor mu ne?
Le sarcasme ne marche pas avec ta famille, ou quoi?
Her seferinde bunu denemekte ısrar ediyor. ve hiç işe yaramıyor.
- Elle insiste pour tenter le coup à chaque fois, et c'est toujours un bide.
Ancak temizlik işleri çarkında işe yaramıyor çünkü insanlara aynı işler gelebilir.
- Non, je sais comment ça marche. C'est juste que ça ne marcherait pas avec la roue de corvée parce que les gens pourraient avoir - la même corvée...
Antiviral ve antibiyotikler işe yaramıyor.
Les antibiotiques et les antivirus ne marchent pas.
Evet, Callen ile bağlantı kurmaya çalışıyorum ama bağlantı sürekli donuyor ve hiçbir şey işe yaramıyor.
Ouais, je suis en train de contacter Callen, mais les communications sont bloquées et rien de ce que je fais semble marcher.
Bu işe yaramıyor.
C'est trop court!
Bak, yaşadıklarının korkunç olduğunu biliyorum, ama bu işe yaramıyor.
Si, ça l'est. Je sais qu'il traverse un moment atroce, mais ça n'aide pas.
Bu artık pek işe yaramıyor ve seçeneklerimiz giderek azalıyor.
Et bien ça ne marche plus, et on est à court d'options.
B.M. hiçbir işe yaramıyor, Dış İşleri Bakanlığı demokratlarla dolu ve görünüşe göre uluslararası af örgütü sadece mum yapıp satan bir firmaymış.
L'ONU est inutile, les affaires étrangères sont remplies de démocrates, Et il s'avère qu'Amnesty International n'est qu'une entreprise qui fabrique et vend des bougies.
Hevesini kaçırmak istemem dostum ama o penis büyütme hapları işe yaramıyor.
Au risque de te décevoir, les pilules d'allongement du pénis sont inefficaces.
Golf, duş, bende işe yaramıyor.
Le golf, la douche, tout ça ne marche pas pour moi.
Bu plan işe yaramıyor.
Ce plan ne marche pas.
Susan, işe yaramıyor.
Ça ne marche pas.
Hayır, mağaza sahiplerine ödemeyi yapıyoruz, sicilini temiz tutmak için, ama görünüşe göre senin için işe yaramıyor.
Non, nous réglons les problèmes avec les propriétaires des magasins pour garder ton casier vierge, et clairement, ça n'a pas fonctionné.
Her ne yapmaya çalışıyorsan işe yaramıyor.
Peu importe ce que vous essayer de faire, ça ne marche pas.
Evet, pek işe yaramıyor.
Ouais, peut-être pas à ce point là.
İşe yaramıyor.
Ça ne marche pas.
Nasıl olsa Kara Kutular'a bağlı tetikleyici artık işe yaramıyor.
Son bouton cardiaque est inutile.
İşe yaramıyor. Neden olmasın?
Ça marchera pas.
Yeniden ECMO'ya girmesi gerek. İşe yaramıyor mu?
IL doit retourner sous ECMO ( oxygenateur extracorporel a membrane )
Sana hiç yakışmadığı gibi işe de yaramıyor.
Et c'est indigne de toi, et c'est inutile.
İşe yaramıyor.
Ce n'est pas de l'aide.
İşe yaramıyor.
Ca ne marche pas.
Her kombinasyonu denedim. İşe yaramıyor.
- J'ai tout essayé, ça ne marche pas.
İşe yaramıyor.
Et pour Zahir?
İşe yaramıyor. Deli saçması.
C'est du bidon.
- İşe yaramıyor!
Ça ne marche pas.
İşe yaramıyor.
Ça marche pas.
Hiçbir işe yaramıyor.
Ça marche pas du tout.
Evet, sanırım işe yaramıyor.
Petit... raton laveur. Ouais, je crois pas que ça marche.
- İşe yaramıyor.
- OK.
İşe yaramıyor.
Ca ne fonctionne pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]