Işe yarayabilir traduction Français
1,278 traduction parallèle
Eğer hepimiz arkasında durursak işe yarayabilir.
Avec nous pour t'aider, ça pourrait marcher.
Dalga geçmeyi bırak. Bir sonraki ipucu işe yarayabilir.
Le prochain tuyau sera peut-être le bon.
Evet, bu işe yarayabilir.
C'est une idée.
Bazen öyle bakman işe yarayabilir.
Parfois, ça a du bon.
Bu işe yarayabilir.
Ça peut marcher.
Bu işe yarayabilir.
Ca, ça peut marcher.
Gelecek bar kavgalarında işe yarayabilir.
Ça pourrait vous aider, dans vos futures bagarres de bar.
Biliyorsun, işe yarayabilir.
Tu sais, ça pourrait marcher.
- Belki de işe yarayabilir.
Peut-être que ça fonctionnerait.
Joe, bu başkalarında işe yarayabilir, ama biliyorsun biz beraberdik.
Joe, ça marche peut-être avec les autres, mais tu as oublié. Je te connais.
Bu iki bakımdan işe yarayabilir.
Ça a un double intérêt.
- Belki bu işe yarayabilir.
OK, écoute, peut-être que ça t'aidera.
Göğüs ölçüsü sınırı koysak işe yarayabilir. Belki mayolu resim de.
Vous voulez des photos en maillot de bain, aussi?
Sanırım ona olanları anlatırsan işe yarayabilir.
Je pensais, si tu lui dis tout, ça s'arrangera.
Balta işe yarayabilir.
La hallebarde pourrait aller.
Kiler planı işe yarayabilir.
Ça pourrait marcher, le garde-manger.
Hala işe yarayabilir.
Mais ça peut marcher.
- Yine de... işe yarayabilir.
Ça se tient quand même.
Tükürüğü işe yarayabilir.
Sa salive peut toujours servir.
Ama halihazırda çalıştırıldıysa işe yarayabilir.
Mais ça pourrait marcher s'il est déjà activé.
Dolap alarmı ne kadar işe yarayabilir ki?
Quelle efficacité aurait une alarme de casier?
İzleyici kaybediyoruz. Bir fikrim var, çılgınca ama işe yarayabilir. Tıpkı geçen hafta diğer programda işe yaradığı gibi.
Je viens d'avoir une idée, un peu farfelue mais elle pourrait marcher, comme ils ont fait la semaine passée dans une autre émission.
Bu işe yarayabilir. Kimseye bir zararı yok.
J'aime bien ces nouvelles musiques, et en plus ça ne blesse personne.
Belki bu bir işe yarayabilir.
Ca peut t'aider.
Galiba Rhonda'da, bu plan işe yarayabilir.
Ouais, avec Rhonda, vous savez, ça pourrait marcher.
Ama başka bir şeyde işe yarayabilir.
Mais sur autre chose, peut-être.
Pekala, Bn Novak, teorileriniz Maine'in erkeklerinde işe yarayabilir, ama Manhattan'ın erkekleri Maine'in iyi, dürüst ve açık sözlü erkekleri gibi değillerdir.
Mlle Novak... vos théories sont peut-être valables avec ces messieurs du Maine... mais les hommes de Manhattan ne sont pas...
- Hata kaldırmaz, ama işe yarayabilir.
Gare à l'erreur, mais ça peut marcher!
- Bence bu işe yarayabilir.
Ça peut marcher.
Bu işe yarayabilir. Ve değişiklikler kolay olacak.
Vous aviez raison, ça peut fonctionner.
Başka bir işe yarayabilir.
Non, ce serait pour un autre usage.
Ya da... bu da işe yarayabilir.
Pourquoi pas. Après tout, tu es unique.
- Bu çılgın, işe yarayabilir.
- C'est assez dingue pour que ça marche.
Bu tip pislikleri sorgularsan amaçları uğruna konuşmamak için inat ederler. Onu, senin sorgulaman işe yarayabilir diye düşündüm.
J'ai supplié un photographe de prendre une photo de nous deux.
senin yazacağın bir mektup işe yarayabilir.
Une lettre ouverte bien sentie de votre part, pourrait faire l'affaire à coup sûr.
Bu işe yarayabilir.
Oui, ça peut marcher...
Bir süre işe yarayabilir, ama gerçek ortaya çıkacaktır.
Pour l'instant on vous croit, mais la vérité éclatera au grand jour.
Evet, pasaport damgaları, uçak biletleri var. Üstünkörü bir soruşturmada bunlar işe yarayabilir.
Qui font l'affaire lors d'une enquête superficielle.
Bu savaşımda gerçekten işe yarayabilir.
Je vais peut-être gagner ma guerre.
Eğer saldıran büyükse işe yarayabilir.
Au cas où l'adversaire serait costaud.
İşe yarayabilir.
Ça pourrait marcher.
Annene karşı işe yarayabilir.
Ton cinéma là..., le truc du "j'emmerde le monde entier". Ca pourrait marcher avec ta maman.
Bu işe yarayabilir!
C'est bien barré.
- İşe yarayabilir.
Vérifiez.
İşe yarayabilir.
"et surtout, je savais pas que c'était mal."
- Bu çok iyi. İşe yarayabilir.
- Ça pourrait marcher.
İşe yarayabilir mi?
Pourrait?
İşe yarayabilir.
- C'est une idée.
- İşe yarayabilir.
- Ça marcherait.
Şu lambanın altında mesela. İşe yarayabilir.
Sous cette lampe, par exemple.
Bu, işe yarayabilir.
Ça s'arrangera.
işe yaradı 291
işe yarar 73
işe yaramaz 340
işe yarar mı 34
işe yaramazlar 21
işe yaramıyor 223
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yarar 73
işe yaramaz 340
işe yarar mı 34
işe yaramazlar 21
işe yaramıyor 223
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48