English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Nasıl anladın

Nasıl anladın traduction Français

1,323 traduction parallèle
- Burada olduğumuzu nasıl anladın? - Telefon.
- Comment as-tu su qu'on était ici?
Arun Verma'nın çaldığını nasıl anladınız?
Comment savez que le voleur n'était autre qu'Arun Verma?
- Chutney'nin yalanını nasıl anladın?
- Comment saviez-vous qu'elle mentait?
- Nasıl anladın?
- Comment tu sais?
Üzgünüm ama bunu nasıl anladın?
Et comment tu le sais?
- Soyguncu olduklarını nasıl anladınız?
Vous saviez que c'étaient des voleurs?
Müdahale etmeyeceğini nasıl anladın?
Qui vous a dit de ne pas intervenir?
- Bunu nasıl anladın?
Comment tu sais?
Bir bakışta nasıl anladın?
Juste en regardant?
ama geri döneceğine izin vereceğimi nasıl anladın?
Mais pourquoi ne t'aurais-je pas répondu?
Vay be, blöf yaptığını nasıl anladın?
- Comment avez-vous su qu'il bluffait?
Ama sen bunu nasıl anladın?
Mais comment sais-tu cela?
Ava'nın kaybolduğunu nasıl anladınız?
Pourquoi signaler la disparition d'Ava?
Nasıl anladın bilmiyorum.
Je ne vois pas de quoi tu parles.
- Ona bu lakabı sen taktın - Nasıl anladın?
Je vais leur donner une chance de sortir la vaisselle en plastique.
- Nasıl anladın?
- Comment l'avez-vous su?
Sen bunu nasıl anladın?
Comment tu t'en es rendu compte?
Şef olduğumu nasıl anladın?
Comment sais-tu que je suis un chef?
- Evet, filmde çok iyiydi. Ama sana bir şey söyleyeyim, bu iyi görünmüyor. - Nasıl anladın?
Il était bon dans ce film, mais ce n'est pas ça, l'lnde.
Planımı nasıl anladınız?
Comment avez-vous su?
Ben olduğumu nasıl anladın?
Comment tu savais que c'était moi?
O olduğunu nasıl anladın?
Comment tu le connais?
Söyle bakalım, nasıl anladın?
Il y quoi, ça se voit? Tu peux me dire?
Benim durumumu nasıl anladın?
Comment connaissiez-vous mon état de santé?
Nasıl anladın?
Comment le saviez-vous?
O kaltağın benim için geldiğini nasıl anladın?
- Comment t'as fait pour savoir?
Seni görmek güzel, Malcolm. Benim olduğumu nasıl anladınız?
Content de vous voir Malcom.
- Nasıl anladınız?
- Vous croyez?
- Nasıl anladın?
- Comment tu le sais?
- Bir şey yok. - Ellie, nasıl anladın?
Tout va bien.
Nasıl anladın?
Pourquoi ça?
Kima, polis olmak istediğini nasıl anladın?
Kima, comment as-tu su que tu voulais être flic?
Nasıl anladın?
Et ça se voit comment?
Bunu nasıl anladın?
- Pourquoi donc?
- Burada biri olduğunu nasıl anladın?
Vous savez que quelqu'un est venu?
- Ben olduğumu nasıl anladın?
Comment t'as deviné que c'était moi?
Selam Steven. Nasıl olacağını anladım.
Je vois ton petit manège, là.
- Onun yaptığını nasıl anladılar?
Commenty a-t-on relié Désolation?
Peki ama anladıklarını nasıl bilebilirim?
Mais comment je sais qu'il comprend?
- Bunu nasıl anladın?
A quoi ça se voit?
Sen bunu nasıI anladın?
Et comment l'as-tu calculé?
Burada olduğumu nasıl anladınız? Reaktörünün izlerini tespit ettik.
Les émissions de votre réacteur.
Ava'nın kaybolduğunu nasıl anladınız? Onu aradım.
Après quelques jours, il revenait.
Ve yaşamanın bazı farklı yollarının olduğunu anladım ama nasıl yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Je n'ai pas de chérie. Plus maintenant.
İşin nasıl yürüdüğünü anladın mı?
Vous comprenez comment ça marche?
Nasıl söylendiğini anladın mı?
Tu comprends?
Ödül avcılarının Tyler'ı nasıl bulduklarını anladım.
J'ai compris comment ils ont retrouvé Tyler.
Bak nasıl da anladın hemen.
Tu as bien cerné le problème.
Nasıl anladınız?
Comment l'avez-vous découvert?
Sanırım önümüzde nasıl bir fırsat olduğunu anladınız.
Je crois que vous saisissez l'opportunité qui s'offre à nous.
Şimdi nasıl hissedildiğini anladınız.
Alors, qu'avez-vous ressenti?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]