Onu yakalayacağım traduction Français
263 traduction parallèle
Evet, işte onu yakalayacağımız yer, bu küçük işaretin yakınları.
"Oui, c'est là qu'il faut le coincer, près de cette marque."
Onu yakalayacağım, tamam.
Je le prendrai.
Eğer Leggett, Buchanan'ı öldürdüyse, onu yakalayacağım.
Si Leggett a tué Buchanan, je l'aurai.
Eninde sonunda onu yakalayacağımızı söyleyin.
Dites-lui qu'on fera tout sauter s'il le faut.
Çünkü eğer oysa onu yakalayacağım.
Car si c'est lui, je l'aurai. Souvenez-vous en.
Uzun vadede değişen bir şey olmayacak. Onu yakalayacağım.
Peu importe, en fin de compte... je l'aurai.
Sizin için onu yakalayacağım. - Evet, onu yakalayacak.
Je vous l'aurai.
Patronumu ortaya çıkartmak zorunda kalsam bile onu yakalayacağım!
Je le pincerai, dussé-je faire appel au Gouverneur!
- Evet, onu yakalayacağım.
- Je l'aurai.
Onu yakalayacağım!
Je l'aurai!
Ve, Baylar, onu yakalayacağım.
Et j'ai la ferme intention de l'avoir.
Onu yakalayacağım!
Eh bien moi, je le prendrai!
Ama şu tünel, işte onu yakalayacağımız yer orası.
Mais la tanière, nous allons nous en occuper, et sérieusement.
Bir merdiven sarkıtacağız. Aşağıya inip onu yakalayacağım.
Descendons l'échelle, j'irai le cueillir.
Onu yakalayacağım ve eğer korkusundan kaçmışsa kafasını kıracağım.
S'il l'a fait par lâcheté... je lui briserai les os!
Vanucci'ye söyle, onu yakalayacağım.
Dites-lui que je l'aurai.
Onu yakalayacağım.
Je le trouverai.
- Meraklanma bayan, onu yakalayacağım.
- Je vais le rattraper.
Ve ben onu yakalayacağım. Ya da senin canına okuyacağım.
Ou la vôtre, voire les deux.
Onu yakalayacağım, Kaptan.
Je l'aurai, capitaine.
Onun yerini biliyorum ve onu yakalayacağım.
Je sais où il va, et je l'aurai.
Çok yakında onu yakalayacağım.
Ce ne sera pas long.
Ama onu yakalayacağım.
Mais je l'attraperai. Je le ferai sortir de sa cachette.
Buraya lanet Charnier için geldim ve onu yakalayacağım.
Je suis venu pour choper ce fichu Charnier et je l'aurai!
Charnier'in peşinden geldim ve onu yakalayacağım!
Je suis après Charnier et je l'aurai!
Sizin için onu yakalayacağım.
Je l'attraperai pour vous.
Onu yakalayacağım.
Je vais aller le maîtriser.
Senin şu tilkin neredeyse Chief'i öldürüyordu ve onu yakalayacağım!
Votre satané renard a presque tué Chef, et cette fois je l'aurai!
Beni zorluyor ama onu yakalayacağım.
Il me nargue! J'aurai sa peau.
Bir adım sonra onu yakalayacağım.
Un pas de plus et je le tiens. Je le tiens!
Onu yakalayacağım.
Je vais le coincer.
Rüyamda onu yakalayacağım, boğuştuğumu gördüğünde uyandıracaksın.
J'attrape le type, tu me vois me débattre et tu me réveilles.
Dinle. Gidip onu yakalayacağım.
Je vais la rattraper.
Onu yakalayacağım.
Je vais la capturer.
Ben gidip yakalayacağım onu!
Je vais y arriver avant lui!
Onu Fairchild'e geçtiği zaman yakalayacağım.
Je la coincerai au carrefour.
Onu Placerville'ye kadar kovalamak zorunda kalsam bile bu sefer yakalayacağım.
Je vais l'attraper, même si je dois aller jusqu'à Placerville.
- Tutuklayın onu. Sana onları bu sefer yakalayacağımızı söylemiştim.
- Je vous l'avais dit qu'on les aurait, cette fois!
Bir gün onu üniformasız yakalayacağım ve...
Je le coincerai sans uniforme, et...
- Sen dur, onu ben yakalayacağım.
- Attends, il est à moi.
Ama onu yakalayacağım.
Mais c'est lui!
Onu bugün yakalayacağım.
Je l'attraperai aujourd'hui.
Ve ben onu yakalayacağım.
Ou la vôtre, voire les deux.
Onu yakalayacağınızı sanmıştım. Will Amca, onlara fazla uzak değildi.
Il s'est échappé la nuit... après avoir essayé de brûler l'arène.
Çünkü onu ben yakalayacağım!
Parce que c'est moi qui vais l'avoir.
Mişko oğlum, sana yakalayacağım onu.
Misko mon fils, je vais l'attraper pour toi.
Fare bu tarafa mı kaçtı, onu pençelerimle yakalayacağım.
La souris saute par ici, et je l'attrape avec ma patte.
Lastik izlerini gördüm Gert, onu bir gün suçüstü yakalayacağım.
Je les vois, Gert, je lui passerai un savon.
Onu kendi usulümle yakalayacağım.
Je l'aurai!
Biri sözler için yardım etsin ona. - Bu, o çocuk. - Bu sefer onu yakalayacağız.
Si l'amour est au rendez-vous d'automne
- Onu bu gece yakalayacağımızı söylemiştim!
- Je vous avais dit qu'on l'aurait ce soir!