Ve ölüm traduction Français
3,459 traduction parallèle
Ki muhtemelen naftalin ve ölüm kokmasının sebebi de bu.
- C'est sans doute pour ça qu'il sent la naphtaline et la mort.
Tehlike ve tereddüt arasındaki bir yarışta yaşam ve ölüm arasındaki fark özgüvene dayanır.
Dans la course entre danger et indécision, la différence entre la vie et la mort... revient à la confiance.
Sadece doğum ve ölüm tarihi var.
Juste date de naissance et de mort, vraiment.
Savaş sırasında fazlasıyla acı ve ölüm gördüm.
J'ai vu tant de souffrance et de morts pendant la guerre.
Güzellik ve ölüm.
Beauté et mort.
Deşici günlerini arkada bırakmak için uğraşıyor ama kan ve ölüm de görmesi gerekiyor ve onlarla hayatın bir parçası olarak uğraşması. Dengeye ihtiyacı var, ve dizginlemeye.
il essaye de mettre derrière lui ses jours en tant que boucher, mais il a besoin de voir la mort et le sang et les accepter comme une part de sa vie il a besoin d'équilibre et de retenue
Zaman içinde beynin çürümesine neden olmuş ve ölüm zamanı yaklaşık olarak iki yıl önce, kış mevsimi.
Ça coïncide avec le temps que le cerveau a mis à se décomposer... le moment de la mort date d'environ 2 ans, en automne.
Bu senin kaderin Morgana, ve ölüm fermanın...
Il est ta destinée, Morgane, et ta perte.
Efendim, Birlik'inizi ayakta tutan top ateşi ve ölüm.
Votre Union est celle du canon et de la mort.
Sadık bir şekilde hizmet etmek için yemin ettiğim adam aşağıda ölüm-kalım savaşı veriyor. Ve sen bunu politik bir fırsat olarak görüyorsun.
L'homme à qui j'ai juré de servir loyalement se bat pour sa vie en bas, en bas, et vous voyez ça comme une opportunité politique.
Ölüm ve can çekişme onlardan biri değildi.
La mort n'en fait pas partie.
Ölüm döşeğinde sana ve Yvette'e onların varlığından bahsetti.
Il a parler à vous et Yvette de leur existence sur son lit de mort.
Evet ve Cazuli Halı Fabrikası'nın sahibi George Cazuli, ölüm tehditlerine yabancı olan birisi değil. Fiili saldırı, darp etme, eş istismarı ve rakip fabrikalarından birisine kundakçılığa teşebbüs.
Le patron, George Cazuli, est un habitué des menaces... agression, violences domestiques, et tentative d'incendie d'une usine concurrente.
Sonra bir bakmışsın ölüm döşeğindesin ve vücudundan ateş çıkarır resmen...
l'inhibition, et ensuite tu sais, tu es au lit, malade à en mourir, et c'est comme brûler ton corps en dehors...
Ölüm zamanı 24 saatten daha az. Öldükten sonra, el ve ayak bileklerinden bağlanmış.
On dirait qu'elle a été attachée aux poignets et chevilles, avant sa mort.
Ölüm bizi ayırana kadar demiştik ve ben ölmedim.
Jusqu'à la mort nous sépare. Et je ne suis pas morte.
Biz konuşurken, bir ölüm mangası beni öldürmek üzere yola çıktı ve bu kamptaki herkesi.
Pendant que nous parlons, il y a une escadron de la mort en route pour me tuer... et tout le monde dans ce camp.
Peach'e gittim ve ona ölüm kalım meselesi olduğunu onu geri almamız gerektiğini söyledim.
Je suis allée chez Peach et je lui ai dit C'était une question de vie ou de mort et il faut qu'il revienne
Ölüm neden ve yöntemi vucüt dökümü yöntemi uymuyor.
La cause de la mort et le corps déplacé ne correspondent pas à un vol de voiture.
" Ölmek üzere olmam ve yaşam desteğinin sadece ölüm anını ertelemeye yönelik olması durumunda a şıkkı, sondayla beslenmek istiyorum b şıkkı ancak doktorum tavsiye ederse sondayla beslenmek istiyorum ve c şıkkı sondayla beslenmek istemiyorum.
"Dans le cas où je suis sur le point de mourir " et que les machines ne font que retarder " " le moment de ma mort ", je, "a"... veux l'intubation alimentaire,
Diğer yirmi milyonu ise ağır ve acı dolu bir ölüm tadacak.
20 millions d'autres subiront une mort lente et agonisante.
YıI 1912 yolcular hep beraber gemiye tıkışıyor ve havada ölüm kokusu var.
Nous sommes en 1912, les passagers se blottissent les uns contre les autres, la mort les attend.
Ve polise göre ölüm nedeni Zehirlenme.
Et la Police pense à un empoisonnement.
- Bana o aptalca soruyu sordun ve dünyam başıma yıkıldı, ve o geri döndü magazin gazetelerine düştüm, ölüm tehditleri aldım iş hayatım sürekli bir risk altında sen hayatımı mahveden misin?
- En avance d'un an. - T'as posé ta question conne. Mon monde a volé en éclats, elle est arrivée, j'ai fini dans un tabloïd, on m'a menacé, mon siège est devenu éjectable, et tu m'as pourri la vie.
Ölüm ve kendi cenazen çok net imgeler.
La mort et vos obsèques- - ce sont des images très spécifiques.
Tamam, Celia Jaffe'in otopsiye ihtiyacı var ve benim ölüm sebebine ihtiyacım var, Maura.
Ok, Celia Jaffe a besoin d'une autopsie. Et j'ai besoin d'une cause de la mort, Maura.
Ayrıca bana ölüm panelini ve büyükbabanın hala yaşadığını söyledi.
Et il m'avait promis des comités de mort, et grand-père est toujours en vie.
Sparling ve ben ölüm haberini vermek için... Robert Carlson'ın karısının yanına gittiğimizde birden kocası ortaya çıkıverdi.
Sparling et moi sommes partis annoncer à la femme de Robert Carlson que son mari était mort, seulement le mari est arrivé.
Ölüm oranının nefesinin ensenizde olduğunu ve gelecekten korkmuş, yaşlı bir tavuk gibi kaçtığınızı öğrendim.
J'ai appris que la mort vous effrayait et vous fuyez l'avenir comme une vieille poule mouillée.
Varlıkta, yoklukta onur ve uyum, ölüm ayırana kadar.
Dans la richesse, la pauvreté. Honneur et obéissance, et jusqu'à ce que la mort nous sépare.
Evet, aslında bu ölüm ve şehirle ilgili.
En fait, ça évoque la mort et la ville.
Biliyorsun, Pete koşuya diye gitti ve kimse onu bulamayınca ölüm haberini aldık. Yine gece sen burada çalışırken biri ofisine girip sana saldırdı, hatırlıyor musun?
Tu sais que Pete est parti courir, et que personne ne pouvait le trouver et qu'il était mort, que tu étais ici tard un soir et quelqu'un t'a attaquée dans ton bureau?
Ölüm, hayatımızın zor ve talihsiz bir parçasıdır.
La mort est une chose difficile, mais certaine.
İşte bu diyar da yaşam ile ölüm arasında bir yerdedir ve kesinlikle gerçektir.
Maintenant ce monde est entre la vie et la mort, et c'est très réel.
Tüm sağlık raporları, ölüm kayıtları epinefrin kullanımı ve tedariğiyle ilgili tüm kayıtlar.
Si je doit prouver que quelqu'un tue les patients ici, j'ai besoin d'information, d'accéder a tous les dossiers des patients morts dans cet hôpital.
Yine de, ölüm ve yaşama karşı gayriciddi bir yaklaşımınız var.
Néanmoins, vos pratiques montrent une certaine attitude relâchée envers la vie et la mort.
Ve bir de şu ölüm listesi var.
Et maintenant nous avons cette... Cette liste de cibles.
Ölüm sebebi, kırık bir boyun. Omurganın C-6 ve C-5 bölümü kırılmış.
La cause de la mort est dû au cou brisé, au niveau des vertèbres C6 et C5.
İçeri geldiğimde ölüm, ailen ve diğer her şey hakkında konuşuyordun.
J'étais là quand tu as parlé de la mort, de ta famille et de tout.
Evliliğin ölüm dansı olduğunu ve onu mihrapta bırakmanın acı verici ama etkili bir ayrılık olacağını söyledim.
Je lui ai dit en quelque sorte que le mariage est comme une danse de la mort et que le quitter à l'autel serait une porte de sortie douloureuse mais efficace.
Polonya'da eski ölüm kampı ve yeni W. arasında hayal evini kuruyor.
Elle construit sa villa en Pologne près d'un ancien camp de concentration.
Peki, belirsiz bölge ve elmacık kemiğindeki çatlat izleri, kurbanın ölüm sırasında yüz kemiklerinde travma olduğunu belirtiyor.
FISHER : Okay, des lignes de fractures allant de la une partie obscure jusqu'au zygomatique, montrent un traumatisme perimortem des os du visage.
Barry'nin resmi arkadaş halkasına katılırsan 12 CD'lik Sınırsız Cesaret setini 49.99'a alabileceğini ve yanında bedava "Hayat ya da ölüm, senin seçimin" fincanını aldığını biliyor musun?
Hey, est-ce que tu sais que si tu rejoins le cercle officiel des amis de Barry, tu reçois les 12 CD "Courage sans limite" pour 49.99, plus une tasse gratuite "Vivre ou mourir, vous choisissez".
Ölüm anında dizkapağı ve kaval kemiklerinde sıyrıklar var.
Abrasions perimortem des rotules et des tibias.
Bahsetmek istemediğim, sadece babamın ölümü ile ilgili olan ciddi bir hastalıktan sonra iyileşme sürecindeydim. Ve her şeyin ölüm olduğuna dair berbat bir duygu vardı içimde.
Je me remettais d'une maladie grave dont je dirai seulement qu'elle était liée à la mort de mon père et au sentiment que la mort était partout.
Bu çocuk bir gün bir adamın camına taş atacak ve bu onun ölüm sebebi olacak.
Un jour, ce môme lancera une pierre sur un pare-brise et ça fera un mort à cause de ce petit con.
Şu an Yang Baek, Dong Jin Maskeli, Dong Jin Ölüm Çetesi'nden 100 kişi ve yaklaşık 200 asker öğrenci karargâhta kalıyorlar.
Dong Jin et le Gaksital sont là. Il y une centaine d'hommes appartenant au bataillon de Dong Jin ainsi que deux cent étudiants ayant fui les conscriptions forcées.
Orada Yang Baek, Dong Jin, Maskeli Dong Jin Ölüm Çetesi'nden 100 adam ve ordudan kaçan 200 asker öğrenciyle toplam 300 kişi var.
Dong Jin et le Gaksital sont là-bas ainsi qu'une centaine d'hommes du bataillon de Dong Jin et deux cents étudiants qui étaient supposés partir au front. Ils ont donc trois cent hommes.
Ben, James Alexander Malcolm Mackenzie Fraser bugünden itibaren Claire Elizabeth Beauchamp'ı iyi günde ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek karım olarak kabul ediyorum.
Moi, James Alexander Malcolm Mackenzie Fraser te prends, toi, Claire Elizabeth Beauchamp, comme légitime épouse, pour t'avoir et te garder dès ce jour et pour l'avenir, pour le meilleur et pour le pire, dans la santé et dans la maladie... jusqu'à ce que la mort nous sépare.
Ben, Claire Elizabeth Beauchamp James Alexander Malcolm Mackenzie Fraser'ı bugünden itibaren hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek kocam olarak kabul ediyorum.
Moi, Claire Elizabeth Beauchamp te prends, toi, James Alexander Malcolm Mackenzie Fraser comme mon légitime époux. Pour t'avoir et te garder dès ce jour... dans la santé et dans la maladie... jusqu'à ce que la mort nous sépare.
Seninle ölüm ve yaşam arasındaki tek şey o kapak.
Cette verrière c'est la barrière entre ta vie et la mort.
ölüm 429
olumsuz 381
ölümcül 30
olumlu 213
ölümüne 20
ölümü 26
ölümsüzlük 29
ölüme 20
ölüm bizi ayırana dek 33
ölüm bizi ayırana kadar 23
olumsuz 381
ölümcül 30
olumlu 213
ölümüne 20
ölümü 26
ölümsüzlük 29
ölüme 20
ölüm bizi ayırana dek 33
ölüm bizi ayırana kadar 23
ölüm zamanı 16
ölüm sebebi 24
ölüm mü 30
ölüm nedeni 24
ölüm hücresi 16
ölüm saati 19
olumsuz efendim 20
ölüm kalım meselesi 28
ölüm sebebi 24
ölüm mü 30
ölüm nedeni 24
ölüm hücresi 16
ölüm saati 19
olumsuz efendim 20
ölüm kalım meselesi 28