English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Y ] / Ya para

Ya para traduction Français

1,765 traduction parallèle
Ya para ya ilaç vardı.
De l'argent, des drogues ou les deux.
- Peki ya para mevzuu ne olacak?
- On fait 50-50.
Peki ya para?
Et l'argent trouvé dans sa poche?
Ya para?
Et l'argent?
Canepa'ya para verdiniz.
Vous lui avez procuré de l'argent.
Bakıcıya para yetiştiremeyiz.
Ben, on n'a pas les moyens pour la crèche.
Bakıcıya para yetiştiremezsin sanıyordum.
Mais je croyais que tu ne pouvais pas payer la crèche.
Ömer'in 9 / 11'den önce Muhammed Atta'ya para göndermiş.
Omar est censé avoir envoyé de l'argent a Mohammed Atta avant le 11 septembre.
Peki ya para?
Et l'argent?
Clavo'ya para gönderdiniz. Üç polis memuru öldü. Ve bir olay yeri inceleme uzmanı ölüm döşeğinde.
Vous avez financé Clavo, il y a trois policiers morts, et j'ai... un expert aux portes de la mort.
Seni utandırmak istemem ama teslimatçıya para vermek gelenektir.
Je ne veux pas t'embarrasser, mais il est d'usage de donner un pourboire au livreur.
Peki ya, Pauline'in filmden ve Külkedisi oyunundan aldığımız para ne oldu?
Et le salaire de Pauline pour son film... et l'argent qu'on touche pour "Cendrillon"?
Santa Barbara'ya ilk ziyaretimin park görevlisine para vermen için yeterli olmadığını öğrenmem iyi oldu.
C'est bien de savoir que ma première visite à Santa Barbara n'est pas une bonne raison pour que tu dépenses 2 $ de plus pour un voiturier.
Londra'ya gelmem için para bile verdi.
Voyage à Londres payé, et tout.
Eşim ya da nişanlım olsa çizgi roman dükkânına para koymadan ilk ona soracağımı biliyorum.
Je sais que si j'avais une femme ou une fiancée, Je lui demanderais avant d'investir de l'argent dans un magasin de bandes dessinées.
Hala ne zaman, nerede ya da ne kadar para el değiştirecek bilmiyoruz.
On ne sait pas quand, où et combien d'argent sera échangé.
Para yapmak kültürün, ya da medyanın konusu olmamalı ; bir şey yapmak medyanın konusu olmalı ve insanların müzik yapmayı film yapmayı, iyi fotoğraflar çekmeyi ve diğer şeyleri bırakacağını sanmıyorum.
L'argent ce n'est pas le but de la culture ou des médias, la création est le but des médias, et je ne pense pas que les gens vont arrêter de faire de la musique, des films
Piyasada iyi para var.
Il ya beaucoup d'argent frais.
Denetçiler senin bölümünden işten ayrılmış iki kişinin hâlâ para çektiğini söylüyor.
JAKE : Les auditeurs dire que il ya deux employés licenciés de votre département de dessin encore les contrôles.
Benim cesaretimden nefret ederdin, bana üçkağıtçı derdin ama dünyanın nasıl işlediğini bir türlü öğrenemedin ya da bazı insanların para için neler yapabileceğini.
Vous avez toujours détesté mes tripes, Tu m'as appelé un escroc, mais vous ne saviez pas la merde sur la façon dont le monde fonctionne, ou ce que certaines personnes vont faire pour l'argent.
Oğlumu Amerika'ya götürebilmek için biraz para kazanmalıyım.
Il faut que je trouve de quoi emmener mon fils.
Halka mesaj vermem veya bir milletvekilini seçtirmem için para veren insanlar var, ve evet, o insanlar bu yasanın geçmesini istiyor ve Tanrı biliyor ya, geçecek de.
Pour transmettre un message ou faire élire un député, il y a des gens qui paient pour ça. Ces gens-là approuvent mon projet de loi, et il se concrétisera.
Ya da menajerinin üzerinden ne kadar para kazanacağını veya birkaç yıl sonra hayatının ne kadar kötüleşeceğini?
Ou de combien son manager va l'arnaquer? Ou ce qu'il deviendra dans 10 ans?
Mutlak memnuniyet ya da para iadesi garantisi.
Satisfait ou remboursé!
Bir sürü büyük çiftliğin ortasında, yılda bir kez mesela tam şimdi kasalarını o parayla dolduracak bir banka bulmalıyız ki Çiftçi John ürünlerini toplamak için Juan'a ya da Ramon'a para ödeyebilsin.
On va trouver une banque au milieu de beaucoup de grandes fermes où, une fois par an, c'est-à-dire maintenant, ils vont remplir leurs coffres d'argent liquide pour que le fermier John puisse payer Juan ou Ramon pour les récoltes.
Bana para lazım. Aşağıya hesabı ödemem lazım.
J'ai besoin de fric pour l'addition.
Hiç para vermese de onunla eve giderdim... ama biraz para kazanmam gerektiğini anladım, anlarsın ya?
Et il était très bien. Je serais allé chez lui gratuitement s'il l'avait demandé, mais j'ai pensé à me faire un peu d'argent, tu sais?
Ya da görmemesi için para aldı.
Ou a été payé pour ne rien entendre.
- Ya da.. Bu kahrolası şey çok para!
C'est beaucoup d'argent putain!
Ona avukat tutarız. Aramızda biraz para toplarız. Beraber savcıya gideriz.
Engageons des avocats, des pros, allons au bureau du procureur, on leur exposera nos arguments.
Ya elmasları çalarsınız ya da size para sağlayacak başka birisini bulursunuz.
Ou bien vous volez ces Diamants, ou bien vous vous trouvez un autre financier.
Sen olmasan, ya beş para etmezdim ya da ölürdüm.
Sans toi, je serais morte ou désespérée.
Ondan para ya da başka bir şey isteyebilirim ama istemeyeceğim.
Alors je peux lui demander de l'argent ou ce que je veux, mais... je ne le ferai pas.
Bilirsin, Güney Sahilinde sorunlardan kurtulmanın iki yolu vardır ya birilerine para verirsin ya da sana sorun çıkaracak işlerden kurtulursun.
A Bath Beach, il y a deux façons d'éviter les ennuis : Tu soudoies quelqu'un, ou tu t'assures que rien ne te lie à une source d'ennuis.
Tabii ya, para bitince, cici Yella'da inmek istiyor.
Il n'y a plus d'argent : Yella s'en va.
Tanrı biliyor ya, seni düzeltmem için uğraşacak kadar para da vermiyorlar.
Dieu sait qu'on ne paye pas assez pour que je prenne la peine de te corriger.
Eskiden farklıydı. Eskiden insanlar kurullara yardım adalet, para ihtiyaçları olduğunda evlilik ya da cenaze yetmediğinde fazladan tahıl için gelirlerdi.
C'était différent avant, avant, les gens venaient pour demander de l'aide, de la justice, de l'argent, pour un mariage ou des obsèques.
Para, Goa'ya varanın olsun!
Frappes-le Manav, frappes-le!
Carbo'ya bir para cezası ver.
Laisse Carbo payer un dédommagement.
Bazen para değerinden daha pahalıya patlar.
Il y a des sommes d'argent qui coûtent plus que ce qu'elles n'apportent.
Ben de bu siteleri kimler kuruyor bir isim bulabilir miyiz ya da para nereye gidiyor öğrenebilir miyiz diye servis sağlayıcılara teknisyenlerimizi yerleştirdim.
Ouais, j'ai mis les techniciens au boulot sur les prestataires internet. On verra s'ils trouvent des noms, ou qui conçoit les sites, ou encore, où va l'argent.
Meksika'da, yastık altındaki paraları ya da dişlerindeki altın dolgular için çiftçileri öldürdüler. Ama burada, ellerinde gerçek para olanlar var.
Au Mexique, ils tuaient des fermiers pour quelques pièces de monnaie, ou pour l'or de leurs dents.
Şu gönderdiğiniz para var ya?
Le transfert d'argent.
Dimitri Gredenko'ya bilgi verip para alıyordun. Bu bilgiyi almak için kardeşini kullandın.
Tu as utilisé ton frère pour vendre des renseignements à Gredenko.
Benim bildiğim, para sadece dört şekilde kazanılır, anne mirasla, çalışarak, şansla ya da çalarak.
Maman, je ne connais que 4 façons d'avoir de l'argent. Un héritage, le travail, avoir de la chance ou le voler.
Ama para, mükemmel evladı satın almalarına yetmez. Ya da mükemmel anne babayı.
Mais l'argent ne vous achètera ni l'enfant idéal, ni le parfait parent.
Burnumla mızıka çalabilirim, çocukların kulaklarından ya da başka. herhangi bir delikten bozuk para çıkarabilirim, uygun şartlar yerine getirilirse, aynı anda iki kadını birden uçurabilirim.
Je peux jouer de l'harmonica avec mon nez, faire sortir un penny de l'oreille d'un enfant... Ou de n'importe quel autre orifice, pour ce que ça vaut... Dans de bonnes conditions, je peux amener deux femmes simultanément à l'orgasme.
Tanrıya şükür, evinde ne aşk, ne de para sıkıntısı var.
Chez moi aussi, dieu merci, il ne manque ni sexe, ni fric.
Mike'dan para alıp onu Lena'ya götürüyordum.
Mike m'a donné de l'argent pour l'emmener auprès de Lena.
Ben... "Kaç Para" ya katılıyorum.
Je vais participer au... Juste Prix.
Kaç Para'ya çıkmamın tek sebebi gerçek babamla tanışmama karar vermiş olmam.
Si je vais au Juste Prix, c'est que j'ai décidé qu'il était temps que je rencontre mon vrai père.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]