Zavallı traduction Français
18,978 traduction parallèle
Zavallı Daisy çalışamıyor bile.
- Ne dites pas ça.
Alt kattaki, vurulan, zavallı adam olduğunu biliyordun.
Tu savais que c'était ce pauvre garçon en dessous qui s'est fait tiré dessus.
İçerideki o zavallı insanlar o olaydan önce telaşlanmadılarsa...
Si ces pauvres gens n'ont pas paniqué avant...
Zavallı kadın, değil mi?
La pauvre.
Senin için çok iyi olacaktı, bizim için de, Zavallı küçük yeğenim için de.
Et ça aurait été tellement bien pour toi, pour nous, et pour mon pauvre petit neveu.
Zavallı Bayan Hughes. Çok kötü hissediyor.
La pauvre Mrs Hughes se sent bien mal.
Zavallı adam hiçbir şey yapmamış da.
Le pauvre, il faisait rien de mal.
Zavallı, aptal bir kız olarak geldim sana.
Je n'étais qu'une enfant, pauvre et idiote.
Eski bir bina bulmuştuk. Taş ve yosundan yapılma zavallı bir kulübe.
Nous avons trouvé un vieux bâtiment, une cabane de pierre délabrée recouverte de mousse.
Zavallı adam.
Pauvre gars.
Zavallı Tom, çok araba sürecek.
Pauvre Tom, qui se démène.
Evet, zavallı çocuk diğer ikisiyle aynı anda öldü.
Le pauvre gamin est mort en même temps que les deux autres.
O zavallı kıza yardımımız dokunacaksa yardıma hazırız.
Bien, nous avons été d'accord, s'il y a un quelconque moyen pour aider cette pauvre fille...
Zavallıcık.
La pauvre.
Olan devlet hastanesindeki parasız zavallılara oldu!
Et il finit par nuire aux patients qui peuvent le moins se le permettre!
İçeride peşini bırakacaklarını düşünmüş zavallı.
Il a du penser que c'était sûr.
Sence zavallı Ava gerçekleri bilseydi, senin masum bağışını bu kadar da masum bulur muydu?
Vous ne pensez-pas qu'Ava réfléchirait à deux fois avant d'accepter Si elle savait ce que vous croyez à propos de son fils?
Zavallı kız.
La pauvre.
Zavallı çocuk.
Le pauvre.
Seçilmiş Kişi'nin nasıl hissettiğini ve onun zavallı meleğinin senin kurtarmak için bir dakika fazla harcamadığını biliyoruz.
Nous savons ce qu'en pense l'Élu, et son pauvre acolyte angélique qui préférait s'arracher les ailes qui passer une autre minute en ta présence.
Zavallı kız boştaki eliyle kan akışını durdurmaya çalışıyormuş ama bir iki dakika içinde kanamadan ölmüş.
La pauvre a essayé de contenir l'afflux de sang avec sa main libre mais elle s'est surement vidée en une ou deux minutes.
Zavallı adam için mutlu son oldu.
- Oh oui. Tout est bien qui finit bien pour le pauvre homme.
Bu zavallı dostumuz, Rus konsolosluğunda bir emirber ve Kabal'ın sadık ayakçısı.
Ce pauvre type est un assistant au Consulat de Russie et un coursier loyal de la Cabale.
Anna lütfen dur. - Zavallı.
Anna, s'il te plait, arrête.
Zavallı şey.
Oh, pauvre enfant.
- Zavallı ihtiyar Gideon bunun için evlenmiş.
Le pauvre vieux Gideon l'a eue par alliance.
Zavallı köpeğini seve seve kel bırakacak diye korkuyorum.
J'ai peur qu'il caresse ce pauvre chien jusqu'à devenir chauve.
Zavallı, cahil Edgar seni.
Pauvre ignorant, Edgar.
Zavallı Edith.
Pauvre Edith.
Zavallı kadın.
Pauvre chose.
- Zavallı Bayan Patmore.
- Pauvre Mme Patmore.
Zavallı Bay Pelham.
Pauvre M. Pelham.
Zavallı Bayan Patmore.
Pauvre Mme Patmore.
- Zavallı yeğenin nasıl idare ediyor?
- Est-ce que votre pauvre nièce gère?
- Beni dinle zavallı...
- Maintenant, écoutez, vous pathétique -
Zavallı Jack.
Pauvre Jack.
Zavallı vücudunun dayanabileceği işkence yöntemleri var.
Il y a des méthodes de torture que même ta constitution pathétique endurerait.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en zavallı Noel ağacı Karev.
C'est l'arbre le plus triste que je n'ai jamais vu.
Evet, çok zavallı bir ağaç vardı.
Oui, il y avait un sapin plus que triste, mon Dieu.
Hızlı bir karardı ve zavallıca bir tepki verdim.
J'ai fait une erreur de jugement et j'ai mal réagi.
Zavallı Victor.
Pauvre Victor.
Duke burayı avucunun içi gibi biliyor. Zavallı çocuk.
Duke connait cet endroit comme sa poche.
Zavallım benim.
Ma pauvre.
Zavallı küçük dostum.
Pauvre petit bonhomme.
Eğer gerçekten Anthony Royal ile ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsan 26. kattaki şu zavallı küçük piçiyle yaşayan orospuyla konuşman gerek.
Si vous voulez des informations sur Anthony Royal, allez donc parler à cette tarte, au 26ème et au pauvre petit bâtard qu'il lui a donné.
Zavallı Peter.
Pauvre Peter.
Herkes senin kadar ahlaksız ve zavallı olana dek mutlu olmayacak mısın?
Pourquoi n'es-tu heureux que lorsque tout le monde est aussi dépravé et minable que toi?
- Ne zavallı insanlar var, değil mi?
- On doit avoir pitié pour certains.
Meraktan soruyorum. Zavallı bir Batılı fahişe ülkeme gelip de bana sapkın Kur'an yorumlarını dayatabileceğini sanması için nasıl çarpık yollardan geçmiş olabilir ki?
J'aimerai savoir quel chemin tordu a pu amener une putain occidentale à penser qu'elle pourrait venir en mon pays me dicter sa mauvaise interprétation du Coran?
Zavallı çocuk çapraz ateş altında kalmış.
La pauvre gamine a été prise entre deux feux.
Ahmaklar ve zavallılar.
Ringards et losers.
zavallım 26
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallı adam 286
zavallılar 55
zavallı ben 20
zavallı herif 18
zavallı çocuk 243
zavallı aptal 20
zavallı bebek 22
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallı adam 286
zavallılar 55
zavallı ben 20
zavallı herif 18
zavallı çocuk 243
zavallı aptal 20
zavallı bebek 22