English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zavallım

Zavallım traduction Français

2,537 traduction parallèle
Kendini kaybedip O'Malley ya da başka bir zavallıyla yatacak mısın?
Je veux savoir si tu vas baiser O'Malley ou un autre loser.
Çok doğru, zavallı doğmamış çocuğumla ilgileniyorum!
Je m'inquiète pour le bien-être de mon pauvre enfant à naître.
Aman Tanrım demode bir zavallı.
C'est une pétasse mal foutue.
Zavallı çocuğun annesinin ödünü uzak bir ihtimale dayanan zayıf bir teori yüzünden patlatmayacağım.
Je ne vais pas foutre la trouille à la pauvre mère à cause d'un corollaire peu probable sur une théorie peu probable.
Aman tanrım, George, o kadar zavallısın ki...
Mon Dieu, George, tu es tellement pathétique.
Ooh, zavallı Dixon çünkü hatırladığım kadarıyla hiç iyi bir paylaşıcı değildin.
Pauvre Dixon. Comme je te le rappelle, partager n'a jamais été ton fort.
Zavallı Cherly'min üzerindeki Hipnoz etkisini bozamadım.
Je ne pouvais briser son charme hypnotique sur... Sur ma pauvre Cheryl.
Zavallı arkadaşım.
Mon pauvre homme.
O zavallı kadına kapını kapattın mı gerçekten?
T'as vraiment dédaigné cette femme?
Her zaman bir zavallıyım.
C'est toujours moi le plus pathétique.
Tanıdığım erkekler sadece ayakkabımın tabanını yalamak için yalvaran zavallı küçük domuzcuk olanlar.
Les seuls mecs que j'ai connus étaient des misérables porcs me remerciant de les laisser lécher mes chaussures.
Zavallı çocuklar para için insanları hırpalamaktan zaten yeterince kötü hissediyorlar. Kendilerinden biri tarafından dayak yemekten hoşlandıklarını mı sanıyorsun?
Ils font déjà un job ingrat, tu crois que tu les motives en les frappant?
Hem de, bizim zavallı aklımızın alamayacağı kadar iyi bir sebebi.
Une bonne raison que notre misérable intelligence ne peut saisir.
Ve düşmanımız Tanrı'yı öldürebiliyorsa bu durum, siperlerdeki zavallı tarla işçilerimiz için pek motive edici değildir, değil mi?
Et si l'ennemi peut abattre nos dieux alors ce n'est... pas une trés bonne motivation pour nos "équipes au sol" dans les tranchées, non?
Belki herkes kendi dertleriyle ilgilenirken benim zavallılığımı duymak istemediği için.
Peut-être parce que personne ne veut écouter mes malheurs, que chacun a les siens.
Ben bir şakayım. Ben bir istekliyim. Tıpkı o zavallılar grubundaki diğer insanlar gibi.
Je ne vaux pas mieux que tous ces minables aspirants.
Seni mahvetmek istedim, seni de benim olduğum kadar zavallı yapmak istedim ve tam olarak da bunu yaptım!
Je voulais te faire tomber, je voulais que tu sois aussi misérable que moi, et c'est exactement ce que j'ai fait!
- Zavallı domuzcuk dansım var.
La danse du cochon.
Patron Hanım! Bu zavallılar Tanrı'nın ellerinde güvende olacak.
Ces malheureux sont sous la protection de Dieu.
Dedim ki, zavallı adam, senin lanet küçük burnunu kırdım. Oysaki ellerimi, sırtıma nazikçe bağlamıştın. Senin için ne düşünüyorum, biliyor musun?
J'ai dit, pauvre loque, que j'ai cassé ton putain de nez avec les mains attachées dans le dos, et que ça fait de toi une pauvre loque, non?
" Zavallı insanlara yardım etmemi istiyor.
"Il m'a consacré par l'onction, pour porter la bonne nouvelle aux pauvres"
Evet, adını da "Ben Zavallı, Küçük Bir Çuvalım" koyarsın.
Oui, tu pourrais l'intituler "Je suis vraiment pathétique".
Altı hafta önce sıradan ve zavallıydım.
Il y a six semaines, j'étais un type ordinaire, sans intérêt.
Benim zavallı kitaplarım, bakımsız bir odada kalıyorlar.
Mes pauvres livres sont dans un état de délabrement horrible.
Hadi zavallı terorist. Ateş et bakalım.
Allez, le grand terroriste.
İşim ayarlandı. Bir Japon hukuk şirketinde kopya editörü olarak çalışacağım. Zavallı kız.
J'ai décroché ce boulot de correctrice dans une firme d'avocats japonaise.
Zavallı kızımız keçileri kaçırmış.
- Abby à touché le fond.
Ama yine de senin sıkıntı çekmenin o zavallı çocuklara nasıl yardımı olacağını anlamıyorum.
Et encore, je ne fais pas... Je ne sais pas comment ta souffrance... aidera ces pauvres enfants.
- Zavallı şaire yardım edin.
- Pour le poète affamé.
Sanırım onlar söylediler, ama sen dinlemedin ya da "ne kadar da zavallılar" diye düşündün.
Si, on nous le dit mais on n'écoute pas, on se dit que les autres sont malheureux.
Yelkenliler, bilmiyorum bana ne kadar zavallı olduğumu hissettirmeye başladılar... 50 santimlik o şeyler bana hiç gitmediğim hiç de gidemeyeceğim yerleri hatırlatıyordu.
Elle s'appelait Michelle. Avant l'opération, sa mère m'a dit qu'elle réclamait l'opération depuis l'âge de neuf ans.
Burada oturmuş en sonunda birlikte bir ailemiz olduğunu düşünürken, her şey, bizim zavallı olduğumuzu düşündükleri için, elimizden gidecek. - Bizi anlamadıkları için mı?
Quand j'y pense, on formait enfin une famille que je vais perdre parce qu'on passe pour des ratés et qu'ils nous comprennent pas!
Zavallı Shelley'ye ne yaptım ben?
On s'en fout! Qu'est-ce que j'ai fait à Shelley?
Senin için endişelenmiyorum. Seni yanlarında taşımak zorunda olan zavallıları düşünüyorum.
Je ne m'inquiète pas pour toi mais pour tes pauvres porteurs.
Zavallılar mı? Bir çift zengin orospu.
Deux connes pleines de fric!
Benim zavallı Teresa'm yapardı. - 2 yıl önce vefat etti.
Avant c'était Teresa qui cuisinait, elle est morte il y a deux ans.
Howard mı? "Geçen hafta paint-ball'da onu vurdum" diyen Lexus hayranı pasaklı, numaracı, zavallı, köle, çocuk suçlu.
Elle aime cet adorateur de voitures de luxes, cette espèce de grunge de Mitch que j'ai explosé au paint ball, la semaine dernière.
Zavallı çiçekçiye yaptıklarına bir bakar mısın? Bu biraz kolaycı bir bakış, değil mi?
Nous avons un projet pour vos enfants.
Zavallı Çok-Uygun, hiç düşünülmemişti bile.
Le pauvre M. Bricoleur s'était fait devancer.
Mirasım çok büyük zavallılara harcayamayacak kadar.
Mon héritage est trop grand pour le confier à des ingrats.
- Sence biz zavallı mıyız Georgia?
- Tu penses qu'on est de tristes nanas, Georgia?
Bir kulüpte havalı bir parti yapmama izin vermiyorsun, bu kadar zavallı olduğum için herkes bana gülecek ve hiçbir düzgün çocuk benimle yakınlaşmak istemeyecek çünkü ben kimsenin gitmediği acıklı partiyi veren aptal kızım.
Tu ne veux pas que ma soirée ait lieue en boîte et tout le monde se moquera d'une nana si minable et aucun gars digne de ce nom ne voudra jamais de moi.. parce que je suis la fille ringarde qui a des soirées pourries où personne ne vient.
Tanrım! Zavallı adam.
Seigneur... ce pauvre gars.
Zavallı kocası tarafından ayartılmaya çalışılan ailemdeki ilk kadın ben olmayacaktım.
Je suis pas la seule de la famille qui a un faible pour les mecs dans l'armée.
Gelin salona gelip, seremoni ile girişini yaptığı zaman onunla evlenen zavallı salağa bakarım.
Quand la mariée arrive et qu'elle fait sa super, grande entrée. J'aime jeter un coup œil au pauvre fou qui va se marier.
Zavallı yüzlerinizi görmekten usandım.
J'en ai marre de voir vos gueules de victimes.
Onu benim öldürmediğimi ikimiz de çok iyi biliyorken karşıma geçip ve korkunç gözlerinle bana bakıp zavallı kızın ölümünün kabahatini bana yükleme, Benjamin.
Ne reste pas planté là à me regarder avec tes yeux exorbités et à m'accuser de la mort de cette pauvre petite. Tu sais aussi bien que moi que je ne suis pas responsable, Benjamin.
Tanrım, zavallı Leonard.
Pauvre Léonard.
Eskiden o gözlere aşıktım. Erkeklerin ne kadar zavallı olduğunu anlayana kadar.
Jadis, j'ai adoré ces yeux, jusqu'à ce que je me rende compte que les hommes sont pathétiques.
Her gece bahçeme sızıp..... zavallı açelyalarımı mahvediyor.
Chaque nuit, il se faufile dans ma cour et dévore mes pauvres azalées.
Zavallı Bender, Robot Mafyası onu çöle gömmeden önce bana son bir sesli mesaj bırakmış.
Ce pauvre Bender m'a laissé un dernier message avant que la mafia des robots l'enterre dans le désert.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]