English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Z ] / Zavallı kızım

Zavallı kızım traduction Français

230 traduction parallèle
Zavallı kızım, çılgınca bir şey yaptın.
Vous avez eu bien tort.
Zavallı kızımın yalnız ve mutsuz olduğunu düşünmeye dayanamıyorum.
Je ne peux pas supporter de la savoir seule et malheureuse.
Daha yeni başlıyorsun zavallı kızım.
Débutante? pauvre chou...
Zavallı kızım!
- Qu'a-t-elle? - Ce n'est rien, du calme.
Zavallı kızım!
Ma pauvre fille!
Zavallı kızım.
Ma pauvre enfant.
Kızım, zavallı kızım.
Ma fille, ma pauvre fille.
"Zavallı kızım, senin için üzgünüm."
"Pauvre enfant, tu me fais de la peine."
Zavallı kızıma yardım edebilmeniz için dua edeceğim.
Je souhaite que vous puissiez guérir Cathy.
Zavallı kızım sokakta mı yaşasın?
Ma fille devra vivre dans la rue?
Oh, zavallı kızım.
Ma pauvre enfant.
Zavallı kızım. Çifte kara haber.
Pauvre petite, deux mauvaises nouvelles :
Zavallı kızım.
Ma pauvre fille!
Zavallı kızım, titriyorsun.
- Ma pauvre enfant, vous tremblez.
- Zavallı kızım.
- Ma pauvre fille.
Size sorun olduğum için çok üzgünüm ama zavallı kızımı ziyaret etmek için New York'a gidiyordum.
Je suis désolée de vous causer du souci. Mais je suis en route pour New York pour rendre visite à ma fille.
Kızım, zavallı kızım!
Mon enfant! Mon pauvre enfant!
Zavallı kızım.. .. ölmüştü.
Ma pauvre fille était morte.
Benim zavallı kızım.
Ma pauvre fille.
Zavallı kızım.
Ma pauvre fille.
Zavallı kızım, henüz çok gençsin! Hep iyi insanların arasında yaşadın. Erkeklerin nasıl olabileceğinin farkında değilsin.
Pauvre chérie, tu es si jeune et tu ne connais que des gens convenables, tu ignores de quoi les hommes sont capables.
Zavallı kızım benim. Öylesine genç yaşta...
Ma pauvre petite, si jeune et déjà...
Zavallı bay Henry. Bugün o sevimli kız Elizabeth ile evlenecekti.
Pauvre M. Henry. ll devait épouser aujourd'hui la ravissante Elizabeth.
New York'tan bu pis yere, bu karanlık kıtaya uçup gelen zavallı küçük bir kızım. Tek umduğum, elinde fenerle, beni bekleyen bir adamdı.
J'ai volé de New York jusqu'au coeur de l'Afrique Noire en comptant trouver un homme à l'arrivée!
Zavallı kızım benim!
Ma pauvre fille!
Kendisi küçük kızım, zavallı kız.
C'est ma pauvre benjamine. Le Seigneur l'a faite ainsi.
Artık bu küçük, zavallı Paul zırvasından, erdem ve iyilik timsali insan muhabbetinden sıkıldım
J'en ai un peu marre de ce pauvre Paul, cet homme bon, plein de grâce.
Büyük kızımı, zavallı küçük oğlumu kaybettim.
- Comment? - Thénardier. - Thénardier?
Zavallı kuzum, zavallı küçük kızım benim.
Mon pauvre ange...
- Zavallı kız aklımdan çıkmıyor.
Je ne peux m'empêcher de penser à elle!
Benim zavallı çocuklarım kız seçmesini öğrenin artık gözünüz kör müdür nedir!
Apprenez à regarder Les femmes, mes enfants! Elle a la chair de poule!
Benimle savaşmak isteyen kızılderililerle savaştım. Evine dönmeye çalışan karnı aç, zavallılarla değil!
Des Indiens qui voulaient se battre contre moi, pas des Indiens affamés essayant de rentrer chez eux.
Belki bir gün yaparım. Zavallı bi kızcağızı rahatsız ediyosa böyle beyfendi olmaz olsun!
Un qui embête une pauvre fille, c'est pas un monsieur.
Zavallı yaşlı annen ve üç kız kardeşin kadar mı?
Aussi vrai que votre pauvre mère et vos trois sœurs?
Tanıdığım zavallı bir kız vardı. Aşığını el üstünde tutardı.
Je connais une fille, son homme vit comme un pacha.
Ama benim zavallı talihsiz kızım dörtte bir oranında Yahudi.
Mais il y a encore ma fille. Pauvre quart de Juive.
- Bu zavallı kız yaralı, ilgilenmemiz lazım.
- Qu'y a-t-il? - Elle est blessée, il faut la soigner.
Karanlık toprağın yükselip onu haşin bağrına çekip almasını beklerken zavallı kurbanımızın yaşayacağı gerilimin verdiği korkuyu düşünün!
Imaginez la terreur de l'attente... de notre pauvre sacrifié qui attendra... que la terre sombre se dresse... et l'écrase dans son sein cruel.
Kendisi için değil, zavallı küçük çoban kız.. .. sizin için, aslan dostlarım!
Oh, pas pour elle, pauvre petite bergère, mais pour vous, mes amis Lions!
Diyorum sana, o John Arlington denen adam zavallı üvey kızımı öldürdü.
John Arlington a sûrement assassiné ma belle-fille!
Ameliyattan sonra, o zavallı kız komaya girince, Dr Towler benim odama geldi.
Après l'intervention, quand la pauvre est tombée dans le coma, le Dr Towler m'a appelée.
Zavallı Percy, kariyerindeki bu zor durum dengesini bozdu. Kız kardeşiniz vefalı ve etkilenmiş görünmüyor.
Qu'avez-vous fait ensuite, M. Phelps?
Üzerimdeki şık takıma bakıp aldanmayın. Beş parasız ve zavallıyım.
De plus il ne faut pas vous offusquer de mon beau costume, je suis complètement pauvre et sans perspectives.
Onunla evli olan zavallı hanım evladı büyük olasılıkla kızı beceremedi.
Son pauvre con de mari... ne pouvait sans doute, pas la baiser.
Daha önce bir çok kez yarıştığımız... - Pekala. - Zafer peşinde koşan o aygır yok artık... onun yerine zavallı... tükenmiş, yaşlanmış bir eski şampiyon gelmiş şimdi.
L'étalon fou assoiffé de succès contre lequel on s'est si souvent mesurés n'est plus aujourd'hui qu'un vieux champion, pathétique et épuisé.
Zavallı küçük kızım...
Ma pauvre petite fille...
Zavallı, küçük kızım...
Ma pauvre chère fille...
- Ne? Zavallı kızı öldürmene yardım mı etti?
- Il t'a aidé à la tuer?
Ben sadece önümde duran zavallı bir insan görüyorum, sevgilisi sıkıntı içinde...... ve onu bir kasaba yolluyor! .. kendiside o sırada masum küçük kızları, benim kızım gibilerini baştan çıkarıyor.
Je vois en face de moi quelqu'un qui a mis sa partenaire dans l'embarras... et l'a envoyée à un boucher... pendant qu'il séduisait une jeune fille aussi innocente que ma fille.
Yalvarırım zavallı kız kardeşimin kalbini kırmayın.
Je vous en prie instamment Ne brisez pas le cœur de ma pauvre sœur
... lütfen acı bana, "diye. " Lütfen bu zavallı kızı bu otel odasından çıkarıp gömebileyim ki, hayatımı hapiste geçirmek zorunda kalmayayım. "
"Aidez-moi à sortir le cadavre de cette fille d'ici et à l'enterrer pour ne pas finir ma vie en prison."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]