Çok karanlık traduction Français
864 traduction parallèle
- İçerisi çok karanlık.
- Il fait horriblement noir ici. - Oui.
Burası çok karanlık.
Il fait trop sombre ici.
Matmazel burası çok karanlık.
Il fait sombre, mademoiselle.
Çok karanlık, göremiyoruz.
On n'y voit rien, ici.
Havuz da çok karanlık, yabani otlarla dolmuş.
La piscine est noircie par les algues.
Burası çok karanlık.
Il fait sombre ici.
Çok karanlık ve çirkin bir yerdi. Teyzem...
C'était si sombre et si moche lorsqu'elle...
O yaşlı sürtüğün teki. Pek çok karanlık işe bulaşmış.
Ce n'est qu'une vieille garce qui est mêlée à tout ce qui est louche.
İçi çok dar, çok karanlık!
Trop petit, trop noir.
# Çok karanlık gökyüzü #
Que m'importe l'orage
Burası çok karanlık.
Tu restes sans lumière?
Yazık çok karanlık.
- Dommage qu'il fasse déjà nuit.
- Çok karanlık. - Fazla karanlık.
II fait beaucoup trop noir.
Görmek için çok karanlık.
Il fait trop sombre pour voir.
- Farketmek için çok karanlık.
Et il fait trop sombre pour que ça dérange!
- Evet efendim, çok karanlık.
- Oui, très sombre.
Çok karanlık!
Oh, ce qu'il fait sombre.
- Çok karanlık.
- Il fait tout noir.
Neden, Lincoln kasabası bu kadar çok karanlık. Hepsi kırmızı gözlü dul kadınlar ağlıyor ve kendilerini çatıdan atıyorlar.
Et les veuves aux yeux rouges pleurent et se jettent des toits.
Üzerindeki ismi okuyabiliyor musun? Çok karanlık.
Vous pouvez lire le nom sur le coin en carton tout mâché?
Çok karanlık, Teğmen.
C'est la nuit nocturne seure.
Selam Chance. Dışarısı çok karanlık oldu.
Trop sombre pour rester dehors.
Burası çok karanlık. Seni güçlükle görebiliyorum.
Il fait si sombre que je te vois à peine.
"Orman çok karanlık ; gidemem"
La forêt est trop sombre, je ne peux pas continuer.
Çok karanlık olduğunu söylüyordu...
Elle dit qu'il faisait trop noir...
Burası çok karanlık.
C'est si sombre!
Mücevher tanıtımında fotograf çekiyordum... Sonra... hiçbir şey hatırlamıyorum! Her şey çok karanlık.
M'a pris les photos au cours du spectacle de bijou et weet me rien non plus.
Orası çok karanlık ve korkunç.
C'est terriblement noir, là-dedans.
Çok karanlık bir geceydi. Sürekli göremedik.
La nuit était très noire, on n'en est pas certain.
Yolu görmek için çok karanlık. Görünüşe göre hepinize faydalı olabilirim.
Vous avez besoin de moi, on dirait.
İnsan yaratısının rahmine dönüyormuş gibi çok karanlık, çok tatlı ve çok tanıdık.
Comme de retour dans l'utérus de la création humaine, Si sombre, si doux et aussi parfaitement familier.
Çok komik, karanlık ve yabancı görünüşlü, düşünmüştüm seni!
"C'est curieux! Je pensais que vous seriez mystérieuse et étrange."
Savunma tarafı Snow gibi karanlık birinin çok sayıdaki düşmanlarına dikkat çekiyorlar.
La défense a souligné la nature peu scrupuleuse de Snow et a mentionné qu'il avait un grand nombre d'ennemis.
- Manzara çok güzel. - Karanlık olması çok kötü.
Nous devons avoir une vue superbe.
Gerçekten çok kısa bir süre önceydi, ama o trenin istasyondan çıkması ve onu karanlığa götürmesi sonsuzluk gibi geliyor.
Il me semble qu'il y a une éternité que ce train est parti... l'emportant dans la nuit.
Çok derin ve karanlık bir sırrın var. Birin öldürdün ve polis peşinde.
Je sais, vous avez tué quelqu'un et on vous recherche.
Burası çok karanlık.
Range ces couteaux. " Ii fait très sombre.
Modern demokrasinin karanlık savaşlarında... şövalyeliğe çok ufak bir yer vardır...
Au sein d'une guerre funeste pour sauver la démocratie, il n'y a guère de place pour la chevalerie.
Evet, çok karanlık.
Oui, elle est sombre.
Burası çok karanlık değil mi?
Il fait sombre ici, non?
Bunlar güvenliklerini karanlıkta arayanlar. Görüşlerini kaybetmişler, ve ışık onları çok korkutur.
Eux se tapissent dans l'obscurité et ne supportent plus la lumière.
Bu sıralarda çok az kazanıyorum. Gelecek karanlık görünüyor.
Mon métier ne rapporte guère.
Çok karanlık oldu.
Tiens, on a éteint la lumière!
Onun içinde beni ve Joe amcamı karanlıklara gömecek kadar çok şeytanlık var.
Elle est assez démoniaque pour nous mettre à l'ombre oncle Joe et moi.
Çok karanlık.
Qu'il fait noir!
bir çok farklı ismi olan karanlık bir melek, ahriman, asmodeus, belial, diablo, şeytan.
Egalement connu comme l'Ange Noir, Ahriman, Asmodeus, Belial, le Diable
Ama babam gene diyor ki... Eğer çok yavaş hareket ederseniz, yakında karanlık çökecek, ve sizin, bizim ambara girdiğinizi hiçkimse görmeyecekmiş.
Mais il dit que si vous allez tout doucement, la nuit, personne ne vous verra entrer dans notre grange.
Çok karanlık.
Très sombre.
Bende her çeşit metot mevcut, örneğin insanları karanlık dolaplarda vurmakta çok başarılıyımdır.
J'ai plein de méthodes originales. J'ai eu d'excellents résultats en enfermant des patients dans un placard.
Oldukça karanlık. - Dene. Bu çok önemli.
- Essayez, c'est important.
Leo, hava çok güzel. Ne diye karanlık, kalabalık bir restorana gidelim ki!
C'est une belle journée, Leo, pourquoi choisir un restaurant sombre et étouffant?
çok karanlıktı 26
karanlıkta 49
karanlık 176
karanlıktı 48
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
karanlıkta 49
karanlık 176
karanlıktı 48
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok kötü görünüyor 21
çok korktum 176
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok kötü görünüyor 21
çok korktum 176