Acil durum traduction Portugais
5,645 traduction parallèle
Vuruldular, acil durum konuşması elimizde.
Foram atingidos, temos o pedido de socorro.
Acil durum, acil durum, acil durum.
- Emergência.
Acil durum çağrısından gelen sesi ayırabildim.
Estava a isolar o som do pedido de socorro.
Bu dâhil tüm acil durum senaryolarını hesap ettik.
Pensámos em todas emergências, inclusive esta.
Evet, ama o acil durum bir İntikamcı'nın ölümü halindeydi.
Mas essa emergência devia ser a queda de um Vingador.
Lincoln 5021 acil durum. Bize ateş edildi.
Urgência na Lincoln 5021, tiros disparados pela polícia.
Lincoln 5021 acil durum.
Lincoln 5021, urgência.
MAYDAY acil durum!
Mayday, emergência!
- Bu bir acil durum tahliyesi. - Ne?
É uma evacuação de urgência.
5021 Acil durum.
5021 urgência.
Acil durum anında ne yapılacağını bilen var mı?
Alguém sabe o que fazer em caso de uma emergência?
Sorun yok. Tamam, şimdi acil durum işlemlerine yardım için bir gönüllüye ihtiyacım var.
Agora preciso de um voluntário para me ajudar com alguns procedimentos de segurança.
Acil durum numaranız, kimseniz yok mu?
Não têm um contacto de emergência? Ninguém?
Bu gece etkili olacak akşam 8 itibariyle şehir genelinde acil durum sokağa çıkma yasağı ilan edelim diyenler?
Quem está a favor de impor um recolher obrigatório de emergência para toda a cidade a começar às 20h, a partir desta noite?
- Acil durum olmasa aramazdım.
Nunca lhe ligaria, se não fosse uma emergência.
- Acil durum.
- Emergência.
- Acil durum ünitesine götürün!
Levem-no para a UCI, Cama 2.
Bu yasal bir tıbbi acil durum.
É uma emergência médica legítima.
Çocuklar acil durum. Panik yapmayın. Arayan annem.
Pessoal, emergência, não se assustem, é a minha mãe.
Acil durum nedir?
Qual é a emergência?
Acil durum jenaratörlerimiz devreye girecek son üç.. iki...
Os nossos geradores de emergência vão voltar em 3, 2
Acil durum tatbikatı hazır.
Exercício de emergência iniciado.
Dışarıya açılan bir acil durum vanası var mı? - Sistem arızalanırsa diye?
Há uma válvula de emergência que aceda o um respirador externo, caso o sistema falhe?
Acil Durum Uyarı Sistemi'ni duymuş muydun?
Já ouviste falar do Sistema de Alerta de Emergência?
Gitmem lazım, acil durum.
Tenho que me ir embora, é uma emergência.
Bana acil durum olduğu söylendi.
Disseram-me que havia uma emergência.
Acil Durum Cevap Testi.
- Um teste de resposta de emergência.
Acil durum protkolünü uygulayın.
Protocolo de emergência.
Hemen acil durum arabasını getirin.
Tragam um carrinho de reanimação.
Sanırım yapay doku gitti, ve sanırım artık acil durum planına geçmeliyiz.
Acho que o artefacto está desaparecido e que devemos ir em frente com o plano de emergência.
Acil durum protkolünü uygulayın.
O sector 1 voltou.
Acil durum.
FBI. É urgente.
Madem bu kadar acil bir durum neden haberlerde bundan bahsedilmiyor?
Se há uma grande emergência, porque é que não há nenhuma notícia sobre isso?
"Şehirde acil bir durum var. Zack'i ve kendini kurtar! Ben sizin kahramanınızım."
"Há uma cidade, uma grande emergência, salva-te e ao Zack, sou o teu herói".
Acil bir durum değil.
Isto não é uma emergência.
Guadalupe Elizalde ile konuşabilir miyim lütfen? Acil bir durum.
Posso falar com Guadalupe Elizalde, por favor?
- Acil durum var. Acil durum var.
Queres ir?
Uzun süreli bir müvekkilinin toplantısını kaçırmışsa ya sen batırdın demektir ki bunu asla yapmazsın ya da bana söylenmeyen çok acil bir durum var.
Ele faltou a uma reunião com um cliente antigo, então ou lixaste tudo, o que nunca fazes, ou há uma emergência que desconheço.
Acil bir durum olduğu için o toplantıyı iptal etmeyi unuttum.
Esqueci-me de cancelar a reunião porque há uma emergência.
Eğer odaklanmazsan bu acil bir durum olacak.
Isto vai ser uma, se não te concentrares.
Ne var? Acil bir durum olmadığı sürece ölsem de bu sözcükleri söylemem.
Nunca diria essas palavras se não fosse uma emergência.
Dostum bu acil bir durum!
Amigo, isto é um 10-33.
Acil durum.
Uma emergência.
Sevdiğiniz birinin acil bir durum için paraya ihtiyacı olmuştur ve ona yardım etmek istemişsinizdir.
Alguém de quem gostava precisava urgentemente de dinheiro e estava desesperada para ajudar.
- 911 acil. Durum nedir?
112, qual é a emergência?
Acil bir durum olması durumunda senin türünü takip etmeye yarıyor.
Permite-nos localizar a nossa espécie, em caso de emergência.
Sesim muhtemelen acil bir durum varmış gibi geliyordur ama yok.
Isto pode parecer um emergência, mas não é.
Öncelikle bilmen gerektiğini düşündüm. Ortada acil bir durum yok.
Pensei em ti porque, bem... não é uma emergência.
- Ama acil bir durum varmış gibi konuşuyorsun, hayatım.
Assim parece ser mesmo uma emergência, querida.
Acil bir durum var.
É urgente.
" Sıradan bir el çantasının kapasitesini kimse bilmez. Acil bir durum onları yaratıcılıklarını kullanıp, kısıtlı ufak bir alana bir sürü şeyi sıkıştırmak zorunda bırakana dek.
" Nunca se sabe a capacidade de uma mala de mão até a extrema necessidade obrigar ao exercício criativo de reduzir tudo ao menor limite possível.
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum şu 37
durum bu 36
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum şu 37
durum bu 36