English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Adam mı

Adam mı traduction Portugais

60,140 traduction parallèle
Daha fazla adam mı geliyor?
Têm mais pessoal a caminho?
Bakalım bu geçit törenini durdurabilecek kadar adam mı!
Vamos ver quem é homem o suficiente para parar este cortejo!
Bakalım bu geçit törenini durdurabilecek kadar adam mı!
Vamos ver quem é homem o suficiente para parar o cortejo do irmão Pasha!
Vardiyalarla çalışan 12 adamım var.
Tenho tipos a trabalharem por turnos.
Affedersiniz ama dün bir tankerimizi ve bir adamımızı kaybettik.
Com todo o respeito, ontem destruíram-nos um camião-cisterna e perdemos um homem.
İkinizin de ihtiyacı olan o adam olamadım.
Não consegui ser o homem que vocês os dois precisavam.
O adam yargılanmalı mı?
Deve este homem ser julgado?
İşte burada, adamım.
Este aqui, amigo.
Bay Riley, o adam gerçekten balıkçı mı?
Sr. Riley, esse pescador existe?
Diyelim bir mucize oldu ve alıcı vasıtası ile adamı yakaladık, balıkçının ailenin yerini söyleyeceği ile ilgili garantin var mı?
E, se por um milagre nós o encontrarmos, não sabemos se ele falará a tempo de salvar a sua família.
Karımın ve oğlumun nerede olduğunu bilen tek kişi o adam. - Üzgünüm, efendim yardımcı olam...
Ele é o único que sabe onde está a minha família.
Bu adam karımın ve oğlumun nerede olduğunu bilen tek kişi.
Ele é o único que sabe onde eles estão.
- Bu adam şu anda adada ve yardım isteyebileceği çok az yer var.
Senhor? Senhor?
Bir adam elinde silahla gelip babamın teknesini aldı, anlamadınız sanırım.
Um homem chegou armado e levou o barco do meu pai.
Şu boğulan adamı mı?
O tipo que se afogou?
- Anlaştık. - Adamım benim.
- Temos negócio.
İşte adamım.
Este aqui é o homem.
İşte adamım.
Aqui está o meu parceiro.
Adamım.
Parceiro.
- Adamım.
- Parceiro.
Adamım bazen seni izlemek acı veriyor.
Às vezes dói só de olhar para ti.
Gidelim adamım.
Vamos embora, meu.
- Kafa travması seni harcamış adamım.
- Que desperdício!
Hadi ama adamım.
Então, meu?
Sakin ol adamım.
- Relaxa, pá. - Meu...
Neden arabama yaslanıyorsun adamım?
Estás encostado ao meu carro?
- Aslında kolay, adamım.
- É fácil, meu.
Orada dur adamım.
Espera ali.
- Burası farklı adamım.
- Aqui é diferente.
- Adamım!
- Então, meu?
Kapıyı patlat adamım!
Rebenta com a porta!
Sıçayım, adam işiyor.
Porra, está a mijar.
- Geliyoruz adamım.
- Estamos a ir.
- Kes sesini adamım.
- Cala-te.
Sorun yok adamım.
Tudo bem, meu.
Sen iyisin adamım.
Estás na boa.
- Aynen adamım.
- Olha lá, meu.
Genç Daniel, maskeli adamımız olabileceğini öne süren ilk kişiydi.
Foi o jovem Daniel que se lembrou que podias ser tu o mascarado.
- Sakin ol adamım. Bırak.
- Acalma-te, meu.
- Sakinleş adamım.
- Tem calma!
- Gidelim adamım.
- Vamos embora, porra.
Bu çok yakındı adamım.
Foi por pouco, meu.
Başımızdan geçen onca şeyden sonra haftalar boyunca hastaneye gidip geldiğim her gün o adamı aradım.
E por tudo isso, por todas essas semanas, ir e voltar para o hospital todos os dias... Eu procuro por ele.
Sana ihtiyacım var. O kötü bir adam.
- Ele é um homem mau.
Ben Bay Kılıbığım çünkü kibar bir adamım.
Sou o Sr. Mansinho, porque sou simpático.
Sanırım bu genç adam cep telefonuyla televizyonu karıştırıyor.
Acho que este jovem está a manipular a televisão com o telemóvel.
Ve gidip onlara " Ben kibar bir adamım.
E vão dizer : " Eu sou simpático.
Artık Bay Kibar Adam bitti, tamam mı?
Acabou-se o Sr. Simpático, certo?
Ben kafayı kırmış bir adamım Neil.
Estou desgraçado, Neil.
Sadiq'e sert vurmaması için yalvardım fakat adam olmaz işte.
Eu avisei Sadiq para não atirar para aqui mas ele é incorrigível.
Adam olan mı?
Quem é homem suficiente?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]