Almak mı traduction Portugais
6,109 traduction parallèle
Yâkub, zevcemi satın almak mı istiyorsun?
Jacó... queres comprar a minha esposa?
Bir fırt almak mı?
Queres um bocado?
- 10 yaşındaki bir çocuğa telefon almak mı?
- Dar um telefone a uma miúda de 10 anos?
Bay Perotti'nin müvekkilimiz aleyhine ekonomik casusluk suçlaması getirmek istiyor,... benim fikrime göre ve tanığımızı kayda almak için gerçek niyetini gizliyor.
O Sr. Perotti pretende efectuar acusações de espionagem económica contra a nossa cliente, na minha opinião, e, ele disfarçou as suas reais intenções, de fazer com que as nossas testemunhas falem aqui.
Sadece hava almaya çıktım. Sosisli almak için.
Só estou a apanhar um ar fresco e a comprar um cachorro-quente.
Bu doğru değil aslında, işi istemiyorum ama geri almak için çalışırsam, basmakalıp konuşuyorum,... Ned'e kendin düşüncesine göre hep sorunun bir parçası olmadığımın,... çözümün de bir parçası olabileceğimi kanıtlamakta yardımcı olabilir.
Isso não é verdade. Não o quero recuperar, mas se me esforçar por recuperá-lo, e para dizer uma frase feita, pode ajudar a provar ao Ned que eu posso ser parte da solução e não, como ele acha, parte do problema.
- Hava almak için yürüyüşe çıkmıştım.
Precisava de apanhar ar fresco, por isso fui dar uma volta.
- Bunu onun gücünü elinden almak için kullanacaktın. Hayır, bunu o yüzden almadım.
Planeavas usar isto para lhe retirar a magia.
Yardım almak için eski bir dostumla konuştum.
- Pedi ajuda a um amigo.
Onu almak için daha fazlası mı lazım?
- Precisas de mais para trazê-la?
Birazcık ekstra para almak için benim hayatımı tehlikeye mi soktun? Hangi kız kardeş bunu yapar?
Puseste a minha vida em risco por uns dinheiros extras?
Biz ise haklı mirasımızı geri almak diyoruz.
Nós chamamos a isto, reaver o nosso legado por direito.
Yardım almak için New York'a döndü.
Ela deixou-os lá e voltou para Nova Iorque para pedir ajuda.
Bilgisayarınızı almak zorundayım. Pekâlâ, devam edin.
- Vou ter que levar o seu computador.
İşimi seviyorum ve almak için çok çalıştım.
E eu adoro o meu trabalho e esforcei-me muito para o conseguir.
Affedersiniz ama karımı ödünç almak istiyorum.
Desculpem, mas preciso de pedir a minha esposa emprestada.
Bu hali düzeltmek amacıyla bazı zorlu kararlar almak zorunda kaldım.
Para consertá-lo, tive de tomar decisões drásticas.
Öğretmenlerin verdiği sınavlara bakmaya gidiyordum, biliyorsun, onay almak için, ama birini bulamadım.
Vou fazer o teste de professores, para renovar o certificado, e não consegui arranjar uma baby-sitter.
- Evet. Bebek şu anda iyi değil ve Lola ondan bebek bakımı konusunda tavsiye almak istedi.
Mas, agora, o meu filho está doente, e a Lola pediu os conselhos dela.
Peki Rusya bu biyolojik silahları emniyete almak için bir şey yapmadı mı?
E os russos não fizeram nada para garantir a segurança das armas biológicas deixadas para trás.
Ben aslında polise danışmanlık yapıyorum ve buraya da bir cinayet soruşturmasında yardımını almak için geldik.
Na verdade, agora sou consultor da Polícia e estamos aqui pela tua ajuda numa investigação de assassinato.
Zeb, Fulcrum'dan malzemeleri almak için Fantom'a ihtiyacım olacak.
Zeb, precisarei da Phantom pronta para trazer as provisões de Fulcrum.
İlk adım FBI'ın New York ofisine gidip profil dosyasını almak.
O primeiro passo é ir ao escritório do FBI em Nova York, e por as nossas mãos no perfil deles.
Ben, şu yazılımı almak üzere gönderilen bilgisayar uzmanıyım ve alıp sana vereceğim ama bizi bırakacaksın.
Sou um especialista enviado para sacar aquele programa, e saco-o para ti, mas tens de nos soltar.
Cips almak için elimi uzattım, ve ben..
Eu estava a tentar chegar a um pacote de batatas fritas e eu...
Bunun için yardım almak zorunda kaldığın kişi kimdi?
De quem?
Gerçekten kızım olan biri, rızamı almak için bekleyerek saygısını gösteririrdi.
Uma verdadeira filha ter-me-ia mostrado respeito e esperado pelo meu consentimento.
Ve eğer istediğim şeyi almak istiyorsam senin yardımına da ihtiyacım olacak.
E se eu quiser alcançar o meu objectivo, vou precisar da tua ajuda também.
Eğer O tek şey elinizden alınmış olsaydı, geri almak için her şeyi yapar mıydınız?
A única coisa que se tirarmos de si, fazia tudo para a recuperar?
Malı teslim almak için geldiğinde, ona bir saat daha lazım dedim.
Quando ele apareceu para recolher o pacote, disse-lhe que precisava de mais tempo, ele enlouqueceu.
Sırrımı açıkla, çünkü, senden emir almak yerine yaptığımın cezasını çekip başımı kaybetmeye razıyım.
Revelai o meu segredo, porque prefiro enfrentar as consequências e ficar sem cabeça, do que aceitar ordens de vós.
Okuldan sonra, yeni bir bilgisayar ödünç almak için gizlice kütüphaneye girmeye çalışmıştım.
Depois das aulas, tentei entrar à socapa na biblioteca para usar um computador.
Ama 30 yaş daha genç olsaydım, buraya gelip benden almak zorunda kalırdı.
Mas se eu fosse 30 anos mais novo, ela tinha de vir aqui tirar-mo.
Anne, geçmiştekiler için sorumluluk mu almak istiyorsun o zaman bana şimdi yardım et!
Mãe. Se queres mesmo responsabilizar-te pelo passado, ajuda-me agora!
Belki de bir köpek falan almak lazım.
Talvez seja melhor comprarmos um cão.
Ama bize yalan söyleyen ve bizi hayal kırıklığına uğratanlardan intikam almak amacıyla Alice'in kafasındaki çiviyi çıkarmak ve tüm sorunlu Amerikalılara yardım etmek için çabalarımızı meclise yönlendirmeyi teklif ediyorum.
Mas, em retaliação aos gajos que nos mentiram e nos deixaram penduradas, proponho que canalizemos a nossa energia para o Congresso, no sentido de tirar o prego à Alice e ajudar os americanos com problemas. Esta é a Alice.
Bayım, bayım. Bu TV'yi satın almak ister misiniz?
Senhor, por favor, compra esta televisão?
Görüyorum beni ve elmaslarımı almak için geldiklerini
Vendo pretos atrás de mim e dos meus diamantes...
Bir şey yazdım, senin fikrini almak istiyorum.
Eu tenho algo que te quero mostrar.
Oh, evet, seni almak olabilir sanırım.
Sim, posso buscar-te.
Eh, sen benden Brad ne istiyorsun? İhtiyacımız olan tüm dişli satın almak için Daha fazla mal olacak Birini işe daha Angie Listesi kapatır.
Comprar as ferramentas custa mais que chamar o gajo da Angie's List.
Hayır, hayır, hayır, evet. Seni yenmek için buradayım ve ailemi geri almak.
Vim aqui para te derrotar e reaver a família.
Eh, can En azından gelir ve eşyalarımı almak? Hayır!
- Posso ir buscar as minhas coisas?
Bu konuda Koca Jack'ten yardım almak isteyebilirsin.
Pensa em como contar ao "Grande" Jack.
İnsanların övgüsünü almak için fazla yaratıcıyım.
Sou mais criativo do que as pessoas julgam.
Şey, ben... ah, ben üst katta sizi karşılayacaktır, işe almak lazım, bu yüzden Tamam.
Está bem.
Ben onun ellerini kirli almak gerekecek sanırım.
Penso que teriam que sujar as mãos.
Görevin babanın arabalarından birini geri almak. Ki parayı bulalım.
Agora, a tua missão é recuperar um dos carros do Papá para conseguirmos o dinheiro.
Karımı memnuniyetle selamlıyorum demek istiyor. Haremime almak.
Ele quer diz, "Estou encantado por saudar a minha esposa, no meu harém".
O kadar sıçtın ki, sana özel tuvalet almak lazım.
Como de ti só sai merda, vou comprar-te umas fraldas!
Bana, bize ev almak için yardım edeceklerini söylediler
Eles vão ajudar-nos a arranjar uma casa!