English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Anlamak zorundasın

Anlamak zorundasın traduction Portugais

275 traduction parallèle
- Bunu anlamak zorundasın.
Deves entender.
Şunu anlamak zorundasınız, Bay Vole, sadık bir eşin ifadesi çok fazla ağırlık taşımaz.
Já pensou, Sr. Vole, que o testemunho de uma esposa devotada não tem muito peso.
Ama anlamak zorundasın. Cepheden geldim.
Mas tem que perceber, eu vim da frente.
Caty anlamak zorundasın.
Tens de compreender...
Anlamak zorundasınız bayan, biz de hayatımızı böyle kazanıyoruz.
Tem que entender senhora, assim é como ganhamos o pão.
Şunu anlamak zorundasın Elizabeth... burası tehlikeli bir üIke, onları bugün olduğu gibi yarında kontrol altında tutmalıyız.
Elisabeth, tem de entender que aqui estas decisões são tarefas dos homens.
Şerif lütfen anlamak zorundasın.
Sheriff, por favor. Tem que entender.
Olanları unutma ve kendime hakim olmak için çaba harcıyorum. Burda beni anlamak zorundasın. Bana acı veren bu boşluktan kurtulmak için sonunda ne yapacağımı bu kadınlarla keşfettim.
Tenho andado a procurar aguentar-me, a tentar livrar-me deste vazio que me preenche como uma dor, e agora através destas mulheres descobri como!
Bir şeyi anlamak zorundasın. Ülkeyi terk edersek, buraya geri dönmeyeceğiz.
Compreende uma coisa se sairmos do país, não podemos voltar...
Anlamak zorundasınız, World Enterprises kendini tekel görüyor,... bir öncü de diyebilirsiniz.
Tem de entender, a World Enterprises vê-se como um emprestador, um pioneiro, se quiser.
Anlamak zorundasınız.
Têm de perceber.
Anlamak zorundasın.
Tens de perceber.
Maxwell, anlamak zorundasın.
Maxwell, tens de entender.
Bakın, size düşmanca davranmak istemiyorum ama burada kendi problemlerim olduğunu anlamak zorundasınız.
Olhem, não quero fazer de vocês meus inimigos, mas entendam que eu já tenho problemas aqui.
Sana zorluk çıkarmak istemiyorum ama benim yaşam biçimimi anlamak zorundasın.
Não quero dar-te trabalho mas tens de compreender o meu estilo de vida.
Bizim bakış açımızı anlamak zorundasın.
Teremos de acreditar em si.
Dinle. Birşeyi anlamak zorundasın.
Tem de compreender.
Dinle yapmaya çalıştığın şeyi anlıyorum ama burada olmanı senin için bile ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak zorundasın.
Escuta, sei o que queres fazer, mas tens de perceber como é perigoso só estares aqui.
Anlamak zorundasın. Ben kazanacaktım.
Tem que entender, estou ganhando.
Bir askeri biriminin nasıI işlediğini anlamak zorundasınız.
Vocês têm que entender como é que o nosso esquadrão funciona.
Anlamak zorundasın, babam kendi çocukluğunda olumlu bir baba figüründen yoksunmuş.
Tem que entender, o meu pai na sua infância... nunca teve uma boa influência masculina.
Harvey, anlamak zorundasın sana buradan kendi başına gitme izni vermeye yetkim yok.
Harvey, tem de compreender não tenho o direito de o deixar sair daqui sozinho.
Sana istediğin herşeyi, ihtiyacın olan herşeyi vermek için hazırlıklıyız. Ama anlamak zorundasın, eğer bizimle çalışmazsan, yaşamana izin veremem.
Ouça, estamos dispostos a dar-lhe o que quiser, tudo o que precisar, mas tem de compreender, se não colaborar, não posso deixá-lo viver.
Biraz dinlenmem lazım. Pekâlâ, ama şimdi bak... şunu anlamak zorundasın, bu gece sahneye çıkmazsak para alamayız, duydun mu? - Ve para alamazsak aç kalırız.
Eu só só preciso de um descanso.
Fakat anlamak zorundasın, kitaplarını pek de organize tutmamışsın.
Mas reconheça que não tem a sua contabilidade organizada.
Anlamak zorundasınız. O bir polis memuru ve ona soruşturmasında yardım etmeye çalışıyordum.
Bem, tem de entender que ele é um policia e eu estava ajudá-lo com a sua investigação.
Bunu tek başına anlamak zorundasın.
Só tu o podes desvendar.
Anlamıyorsun ve anlamak zorundasın.
Tu não entendes... E precisas entender.
Anlamak zorundasın... Boşver, ne yapabilirim ki?
Tenta compreender.
Hayır anne, bu mümkün değil. Bunu anlamak zorundasınız.
Compreenda que tal não é possível.
Buradaki kuralları canlı yayında değiştiremeyeceğini anlamak zorundasın.
Queres que eu me demita? - Quero. Tens de entender que não podes mudar a política da estação quando estás no ar.
Anlamak zorundasın. Böyle bir şey şimdiye kadar tarihimizde hiç yaşanmadı.
Tem de entender que nada como isto alguma vez aconteceu em toda a história do nosso povo.
Kaptanın birinci endişesinin, rehinelerin güvenlik konusunun olduğunu anlamak zorundasın.
Você tem que entender que a primeira preocupação da Capitã é a segurança dos reféns.
- Anlamaya çalışın. - Anlamak zorundasınız.
Pare de dizer "pornografia"!
Ama aslında - Anlamak zorundasın, Ariel, bu o değil.
Mas o que trouxeste de volta, tens de compreender,
Dinlemek ve anlamak zorundasın, Dana.
Tem de tentar compreender o que se passou.
Onların her yerde olduklarını anlamak zorundasın.
Veja se entende, eles estão em toda a parte.
Anlamak zorundasın. Çünkü bir gün... başarılı olacaksın.
Tens de perceber que um dia vais ter sucesso.
Anlamak zorundasın, Renee.
Percebe que...
Anlamak zorundasın, tamam mı?
Você tem de melhorar!
Bunu anlamak zorundasın.
Não sei ser mais claro.
Anlamak zorundasın.
Tendes de entender.
Benim sınırlarımı anlamak zorundasın, Josh.
Tem de compreender o meu círculo eleitoral, Josh.
Çünkü anlamak zorundasın.
Porque é preciso que compreendas.
Ama siz de anlamak zorundasınız, ben alım-satım işindeyim.
Mas têm de compreender...
Bunu anlamak zorundasın.
Tem que perceber isso.
Bişeyi anlamak zorundasın, Benedict.
Tens de entender uma coisa, Benedict.
Bunu anlamak istiyor san yapmak zorundasın dostum.
Quer saber sobre isso, tem que fazer, filho.
- Anlamak zorundasın Mulder!
- Tens de compreender.
Eğer problemin ne olduğunu anlamak istiyorsan, ona sormak zorundasın.
Se queres saber qual é a dele, vais ter de lhe perguntar.
Bir şeyi anlamak zorundasın.
Tem de compreender uma coisa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]