Biliyorlar mı traduction Portugais
1,116 traduction parallèle
- Bir şey biliyorlar mı?
- Bem, eles sabem alguma coisa?
İnsanlar gerçekten ne istediklerini biliyorlar mı?
- Crês que a gente sabe o que quer?
Ama öyle adamlar cevapları biliyorlar mı acaba?
Mas tipos como esses, têm as respostas?
Bunu biliyorlar mı... Duran'dan haberleri var mı? Sorundan haberdarlar mı?
Sabem... que a Sra. Duran está em sua casa... neste momento?
- Neyi biliyorlar mı tatlım?
- O quê, querido?
Bilmediğim şeyi biliyorlar mı?
O que eu não sabia.
Kim olduklarını biliyorlar mı?
Eles sabem quem eles são?
Nereden geldiklerini biliyorlar mı?
De você sabe onde você veio?
Tanrım. Nerede olduğunu biliyorlar mı?
- Sabem onde vai?
Bu sandıkların içinde ne olduğunu biliyorlar mı?
Conhecem o conteúdo da carga?
Sence kızlar ne olduklarını biliyorlar mıdır?
Achas que as raparigas têm alguma ideia do que são?
Sence kızlar ne olduklarını biliyorlar mıdır? Umarım bilmiyorlardır.
Achas que as raparigas fazem alguma ideia do que são?
Sence buraya gelmeden önce neyle karşılaşacağımızı biliyorlar mıydı?
Achas que sabiam o que havia aqui antes de virmos?
Oradakiler senin ne biçim bir adam olduğunu biliyorlar mı?
As tuas raparigas sabem que tipo és? Porque é que a Agência te despediu?
Bunun nasıl başladığını biliyorlar mı?
Eles sabem como começou isto?
- Şüphelendiğini biliyorlar mı?
- Sabem que suspeitamos?
Yaptıkları istatistikleri dinlerken kaç kişinin uykuya daldığını biliyorlar mı peki?
Calcularam quantas pessoas adormecem a ouvir as estatísticas deles?
Nedenini biliyorlar mı? Adamların çalıştığı kereste şirketi Federal Orman Hizmetleri'nden konuyu araştırmasını istedi. Hayır.
Sabem porquê?
Peki üslerin bunları biliyorlar mı?
Meu Deus! Os teus superiores estão informados disto?
Arabamı biliyorlar mı? Günaydın Sayın Başkan.
- Eles conhecem o meu carro?
Yayında olmadıklarını biliyorlar mı?
Eles sabem que não estão no ar?
- Nerede olduklarını biliyorlar mı?
- Sabem onde eles estão?
Peki... Tristan Thorn adında bir çocuğu nasıl sinir edeceklerini biliyorlar mı?
É... saber exatamente como chatear um garoto como Tristan Thorn?
Solucan deliğine ne olduğunu biliyorlar mı?
Já sabem o que aconteceu à fenda?
Başlarına ne geleceğini biliyorlar mı?
Acha que eles sabem o que está para acontecer?
Tanrım! Bunu biliyorlar mı?
Eles sabem?
Bugün burada olduğunu biliyorlar mı?
Sabem que estás aqui?
Ayrıldığımızı biliyorlar.
Eles sabem que estamos de saída.
Beni tanıyorlar, ne iş yaptığımı biliyorlar. Tahliye emrini benden alacak kadar şanslılarsa en azından konuşabilecekleri biri oluyor.
Eles conhecem-me, sabem o que faço, por isso... se tiverem a sorte de me calharem... ao menos têm alguém com quem falar.
Adımı biliyorlar.
Conhecem o nome...
Biliyorum. İçeriden bilgi alıyorlarsa artık tehlikeli olmadığımı biliyorlar.
Mas se têm informações, sabem que eu já não represento perigo.
Ne biliyorlar ki? Hiç araba satmışlar mı?
Alguma vez venderam carros?
Seni benim serbest bıraktığımı biliyorlar.
Watts. Eles sabem que eu o libertei.
İş arkadaşlarım yerimi biliyorlar ve bekliyorlar.
As minhas colegas sabem que estou aqui e estão à minha espera.
- Biliyorlar mı?
- Eles sabem?
- Biliyorlar mı?
Então, eles sabem.
Yani adamım için büyük bir para ödediğimi biliyorlar. Birden bire ateş olamayan yerden duman çıkmaz diye düşünmeye başladılar.
Mal viram que vomitei os dez mil pelo mano desataram a achar que não há fumo sem fogo.
Adamlarım gerekeni yapıyorlar! lRA hakkında her şeyi biliyorlar.
Os individuos que ficaram com isto conhecem bem o IRA.
Bence'biraz'ne yaptığımızı biliyorlar.
Acho que todos já sabém o que estivemos a fazer.
Washington'da neler oluyor? Bunun olduğunu biliyorlar mı bari?
Sabem isto?
Efendim, sanırım Yan'ı iyileştirmek için şifalı otlara ihtiyacımız olduğunu biliyorlar
Eles devem achar que queremos ervas para curar Yan.
Eski mesai arkadaşlarım nasıl bir polis olduğumu biliyorlar.
Os meus colegas sabem que tipo de polícia sou.
... solucan deliğini korumaya yardım etmiş olanlar,... Gama Çeyreğini keşfetmek için bize katılmış olanlar,... bizimle birlikte Bajorun geleceğini inşa etmeye başlamış olanlar,... tüm bu Bajorlular bizim ne düşman ne de şeytan olmadığımızı biliyorlar.
que nos ajudaram a mover esta estação para proteger a fenda espacial, que se juntaram a nós para explorar o Quadrante Gama, que começaram a construir o futuro de Bajor connosco, estas pessoas sabem que não somos nem o inimigo, nem o diabo!
Hayır, canım. İki gün sonra gideceğiz diye biliyorlar. Bu nedenle daha gelmemişlerdir.
Não, querido, só nos esperam daqui a dois dias, por isso... ainda lá não estão.
Bizim çıktığımızı biliyorlar. Bununla dalga geçiyorlar.
Sabem que é um encontro.
Kardasyanlarda, kolonilerinin bizim bölgemizde kalmasını ister çünkü onları koruyacağımızı biliyorlar.
Os cardassianos adorariam ter as suas colónias no nosso território porque os iríamos proteger.
Tanrım, zenginler yaşamasını gerçekten biliyorlar.
Os ricos sabem mesmo viver bem.
- Titreme sıkıntım olduğumu biliyorlar.
- Porque sabem que eu me calo.
McSorley, McClusky and Shane Suç Yasası üzerinde çalıştığımızı biliyorlar.
Os Três de Detroit vão avançar com a lei do Crime.
Vilidyanlar, artık bizim burada olduğumuzu biliyorlar, yardım çağırma ihtimallerine karşılık hazırlıklı olmalıyız.
A Capitã quer selar todas as áreas criticas da nave.
Evet. Biliyorlar mı?
- Eles sabem?