Bir bardak traduction Portugais
3,282 traduction parallèle
Bir bardak su içeyim.
Preciso de um copo de água.
Müdür, son gecemiz olduğu için bir bardak süt rica edebilir miyim acaba?
Ei, director, uma vez que é a nossa última noite aqui, posso beber um copo de leite?
Size bir bardak ünlü bakire Sangria'm dan yapacağım.
Vou preparar-vos um jarro da minha famosa sangria sem álcool.
Şimdi bir bardak bira rica edebiliriz.
* Agora vamos pedir uma cerveja
Bir bardak su alabilir miyim?
Podes dar-me um copo de água?
Güzel bir bardak süte ne dersin?
Queres um copo de leite?
- Ben de bir bardak alayım... - Mahkemeye çağrıldım.
Fui intimada.
Bir bardak kahve için ne kadar çok uğraşıyorsun.
Estás a ter imenso trabalho por um café.
Okuldan yeni gelmiştim eve. Kendime güzel, soğuk besleyici bir bardak süt koydum.
.. acabava de chegar da escola, por isso... servi-me de um belo, fresco e nutritivo copo de leite.
Bir bardak su alabilir miyim acaba?
Pode dar-me um copo de água?
Bir bardak şampanya alayım, şekerparem.
Vou querer uma taça de champanhe, ervilhinha doce.
Bir bardak şam- -
Uma taça de champa...
Moira, bana bir bardak çay yapar mısın, lütfen? Olmaz.
- Moira, pode fazer-me um chá?
Bu Chardonnay'den bir bardak içtikten sonra bana evi gezdirebilirsiniz.
Vou beber um copo deste... Chardonnay. Depois, pode mostrar-me a casa.
Bana bir bardak su getirir misin, lütfen?
Podes trazer-me um copo de água, por favor?
Oh, Queens'ten arkadaşım Veronica'ya rastladım ve "V" ile bir bardak kahve içtim.
Encontrei a minha amiga Veronica de Queens, e tomei uma chávena de café com a "V".
Bilirsiniz bir bardak kahve içimi kadar.
Sabe, o tempo de uma chávena de café.
Bunun bir bardak kahve almaktan uzun sürmeyeceğine söz veriyorum.
- Nada. Prometo não demorar mais do que o tempo de um café.
Bana bir bardak çay ver.
Dá-me uma chávena de chá.
Bir bardak suya ne dersin?
Que tal um copo de água?
Bir bardak daha getireyim.
Então, vou buscar outro copo.
- Gerçekten mi? - İlgilenirsen iş çıkışı ofiste... - Bir bardak şarabı geri çevirdiğimi asla duyamazsın.
Se quiseres passar pelo escritório, vamos fazer uma prova de vinhos.
Dorney, bir bardak su getirir misin? Boğazım biraz kaşınıyor da.
Uh, Dorney, pode-me trazer um copo de água.
Çökmüş duvar ve kırılmış bir bardak.
Estuque danificado e vidro partido.
Bana bir viski anneciğe de bir bardak buzlu çay.
Muito bem, um uísque para mim, um chá gelado em copo de uísque para a mamã.
İnsanlar bir bardak cin için birbirlerini kurtlar gibi parçalıyor.
Os homens vão transformar-se em lobos e dilacerar-se em pedaços por um copo de gin.
- Bir bardak kahve.
- Uma chávena de café.
Bir bardak su ister misin?
- Aceita um copo de água?
Lütfen, bir bardak votka kimseyi öldürmez.
Por favor, um copo de vodka nunca matou ninguém.
Üzgünüm Rolf, bana bir bardak su ve tatlı bir şey verebilir misin?
Lamento, Rolf, podes arranjar-me um copo de água e algo doce?
Çok güzel bir kitabım ve yanında bir bardak kahve var.
Eu tenho um grande livro e uma xícara de chocolate quente.
Bir bardak su rica edebilir miyim?
Posso pedir-lhe um copo de água?
Deniz tarağı ve karidesli ızgara bonfile ve bir bardak bira alayım.
Queria algo mais forte. Quero uma caneca de cerveja.
Bir bardak çay içer misin tatlım?
Um chá, querido?
Bir bardak da kendine al, dostum.
Sirva um copo para si, amigo.
Beni bir bardak içki için eve davet ediyorsun sandım.
Pensei que me tinha convidado para beber um copo.
Bir bardak içki içsem kendime gelirim belki.
Acho que preciso de uma bebida.
Tamam. Bir bardak.
Uma bebida.
Bir bardak su içmeliyim.
Preciso de um copo de água.
- Bir bardak daha ister misin?
- Quer mais?
Bir bardak süte ne dersin?
Que tal um copo de leite.
- Bir bardak çay alabilir miyim?
Posso-te oferecer uma chávena de chá?
Hadi, sna bir bardak süt getireyim.
Anda lá, trago-te já um copo de leite.
Bir bardak şarabı devirdin.
Bebeste um copo inteiro de vinho.
Bir bardak çayın var mı?
Posso tomar uma chávena de chá?
- Bir bardak su alayım. Sağ olun.
- Um copo de água, por favor.
Söylüyorum çünkü.. ... insanın içtiği her bardak alkole karşılık bir bardak da su içmesi gerekiyormuş.
Eu só digo isto, porque li que, por cada copo de álcool que bebemos, devemos beber um copo de água...
Bir bardak şarap, lütfen.
Um copo de vinho, por favor.
Bir bardak daha iç.
Vamos beber mais chá.
Annem evde üç bardak votka içti,..... aslında her hangi bir yere gitmeden önce genellikle yaptığı gibi.
A mamã tomou três copos de vodka em casa, como geralmente faz antes de sairmos para qualquer lugar, na verdade.
Annem... evde üç bardak votka içti..... aslında her hangi bir yere gitmeden önce genelde yaptığı gibi.
A mamã tomou três copos de vodka em casa, como geralmente faz antes de sairmos para qualquer lugar, na verdade.
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bardak 39
bardaklar 20
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bakar mısın 19
bir bardak su alabilir miyim 42
bardak 39
bardaklar 20
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir bu eksikti 116
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakın 70
bir bakıma evet 17
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir bu eksikti 116
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakın 70
bir bakıma evet 17
bir bakarım 16
bir bak bakalım 22
bir b 23
bir bakayım 536
bir bakıma öyle 27
bir bira ister misin 16
bir balık 18
bir bira daha 17
bir bomba 28
bir bana 21
bir bak bakalım 22
bir b 23
bir bakayım 536
bir bakıma öyle 27
bir bira ister misin 16
bir balık 18
bir bira daha 17
bir bomba 28
bir bana 21