Bir bayan traduction Portugais
11,931 traduction parallèle
Colorado'da bir bayan vardı şimdi birkaç yıl oluyor.
Havia uma miúda no Colorado, isto já foi a alguns anos.
Bence Lizzie Borden dışarıya dönük sınırları olan tatlı bir bayan.
Acho que a Lizzie Borden é uma doce mulher com exposição limitada para o mundo.
Ablan iyi bir bayan.
A sua irmã é uma boa mulher.
Ve yalnız bir bayan olarak o büyük...
E sendo eu uma mulher sozinha naquela...
Bence senin durumundaki bir bayanın Tanrının iyi yanında olması lazım Acılar içinde ismini tekrarlamaması gerekir.
Penso que uma mulher na tua posição gostaria de estar a agradar a Deus em vez de usares o Seu nome em vão.
Şüpheliler ağır silahlı kar maskeli bir erkek ve bir bayan binanın içinde bir güvenlik görevlisini vurdular ve çok sayıda oldukça hassas sabit diskle oradan kaçtılar.
Os suspeitos estavam armados e de máscaras, atiraram no segurança do prédio, e depois saíram com várias filmagens.
New York hastanelerinde çalışmış olması muhtemel bir bayanı arıyorum. 1985 dolaylarında bir hemşireyi.
Estou tentando encontrar uma mulher que pode ter trabalhado para um dos hospitais de Nova York, uma enfermeira, por volta de 1985.
Ancak sizin gibi güzel bir bayan pis işlere girmek istemezdi, o yüzden arkadaşınız Sergei'ye gittiniz.
Só que uma garota linda como você não quer sujar as mãos, então foi até seu colega Sergei.
Dün genç bir bayan bana iltifatta bulundu, vaazlarımdan birini duymuş dinlediği en iyi vaaz olduğunu söyledi.
Então, uma miúda fez-me um grande elogio ontem. Disse que ouviu um dos meus sermões. E que era o melhor sermão que ela já tinha ouvido.
Rahip Tom'un cemaatinden güzel ruhlu bir bayan... zavallı adam...
Esta alma encantadora era da Igreja do pastor Tom. Pobre coitado.
- Kuru bir kaynak sayılırsınız Bayan Crowder.
Não está a ajudar, Sra. Crowder.
Bayan Crowder kendinizi iyi hissetmediğinizi ve ve size fazla yüklenildiğini düşündüğünüzü de anlıyorum. Ama şunu anlamanız gerekiyor. Eğer bu hafta içinde bize konuyla ilgili ve somut bir şey getirmezseniz muhbir döneminiz bitiyor.
Sra. Crowder, eu compreendo que se sinta cansada e compreendo que se sinta pressionada, mas tem de compreender que se não nos der informações relevantes durante a próxima semana, o seu acordo como informante acaba.
Bayan Borden, burada tanışmanız gereken bir sürü insan var.
Srta. Borden, há várias pessoas que tem de conhecer.
Gittikçe daha iyi bir hâl alıyor Bayan Borden.
Está a ficar melhor, Srta. Borden.
Bayan Borden zaman zaman sizi ziyaret etmemin bir sakıncası var mı?
Senhorita Borden, não se importa que lhe telefone de vez em quando?
Bayan Kenney artık bebek bakıcısı hatta belki de yaşlı ve hastalar için de bir mesken değilsiniz.
Sra. Kenney, não pode ser empregada, talvez nem mesmo numa casa para idosos e enfermos.
Efendim eğer niyetimizi Bayan Kenney'e temin ederseniz ben de elimden geldiğince hızlı bir şekilde köpeği bulup size getiririm.
Senhor, se quiser dizer à Sra. Kenney o que faremos, vou procurar a cadela e trago-a assim que a encontrar.
- Biliyor musunuz Bayan Borden sizin paranızı alıp size mutluluğunuzu garanti edecek bir rapor verebilirim.
- Sabe uma coisa? Podia facilmente pegar no seu dinheiro e dar uma quantia que garantia a sua felicidade. Pensei que fosse diferente.
Önceden Bayan Isabel Danforth tarafından tanıklık edildiği gibi ağabeyinin kayboluşundan şüphelendiği kadını susturmaya karar vermiş saldırgan Lizzie Borden'nın ellerinde meçhul bir talihsizliğe mi uğradı?
O agressor, determinado a silenciar uma mulher que, assim como testemunhado pela Srta. Isabel Danforth, suspeitou que o seu desaparecido irmão encontrou infortúnios nas mãos da própria Lizzie Borden?
Usule uygun olarak her şahitliği dinledim. Ve Bayan O'Keefe'nin ölümünün trajik olduğu hâlde Bayan Borden'nın nefsi müdafaasının sonucunda gerçekleştiğine ters düşen ikna edici bir delil bulamadım.
Tenho devidamente ouvido todos os depoimentos, e não encontro nenhuma evidência convincente para contestar o veredicto de que a morte da Srta.
Kötü bir kalbiniz var bayan.
Tens um coração sombrio, menina.
Size bir mesaj geldi Bayan Hogarth.
Uma mensagem para si, Menina Hogarth.
Ekleyecek bir şeyiniz var mı Bayan Jones?
Tem mais alguma coisa a acrescentar, Menina Jones?
Bayan Buckley, meslektaşlarım detaylı bir arama yapıyorlar. Hemşirenin sakinleştirici bir şeyler yapmasına, izin verirseniz bize yardımcı olabilirsiniz. Sakinleşmek istemiyorum.
Menina Buckley, os meus colegas estão a conduzir uma procura e você talvez possa mesmo ser capaz de ajudar-nos se deixar a enfermeira dar-lhe algo para relaxar.
Politik sürecimizi ve hukuki yürürlülüğümüzü kontrol ettikleri açık dindar biri olmadığımı düşünmeme rağmen, Bayan Peretta güzel bir noktaya değindi.
Está claro que eles controlam a nossa política, o cumprimento da nossa lei, embora eu não seja um homem religioso, a Mna. Peretta levanta uma questão muito boa.
Bayan Baker dedi ki Tariq genel olarak çok zeki, kibar ve disiplinli bir öğrencimiz.
O Tariq costuma ser muito esperto, educado e disciplinado.
Bayan Krömeier bana başka bir şey daha gösterdi.
A menina Krömeier mostrou-me mais coisas.
- Bir aşçı, ev hizmetçisi ya da Bayan Denker olmadan nasıl yaşarsınız bilmiyorum.
Não ficariam sem cozinheiro, empregada ou sem a Srta.
Sadece Bayan Bates'e bir mesaj gönderdiğini, leydim.
Milady, apenas que ela mandou uma mensagem à Sra. Bates.
Tamamdır, fevkaladenin fevkinde bir gün geçirin, Bayan Valdes.
Tenha um dia fantástico, Ms. Valdes.
Oh, Bayan Thorne, ne güzel bir sürpriz.
- Mna. Thorne. Que bela surpresa.
Arkadaşın, Bayan Adams, bir...
A tua amiga, a Sra. Adams, era uma...
Pekâlâ, diğer Evo'ları bir an önce hazırlayın ve bayan Kravid'e birazdan yanında olacağımı söyleyin.
Prepare o resto dos EVOS imediatamente e diga à Sra. Kravid que já vou ter com ela.
Gaea'nın Altın Kemeri'ne göre Giganta, bu bayan için hiç uygun bir davranış değil.
Pela cinta dourada de Gaia, Giganta! Uma senhora não age nem se veste assim.
Bayan Tucker, sizinle tanışmak bir zevk.
Miss Tucker, prazer em conhecê-la.
Bayan Tucker, belki biliyorsunuzdur, Merkezi Haberalma'nın kusur ve tacizlerini soruşturmak üzere bir kongre komitesi oluşturuluyor.
Miss Tucker, já deve saber que um Comité está a ser formado para investigar as negligências e abusos da CIA.
Neyse, Bayan Navabi'nin boynunda bir ilmek var, o uzun, tatlı boynunda.
Enfim, a menina Navabi está com um laço à volta do pescoço.
Ve Bayan Morgan'a hayır demek hiç güçlü olduğunuz bir nokta olmadı değil mi?
E dizer não à Mna. Morgan nunca foi o seu forte, pois não?
Çok tatlı bir hanımsınız, Bayan Winter.
É muito bonita, Srta.
Bay ve Bayan Katille, bir de ipucu bırakmışlar.
O Sr. ou Sra. que não sabia o que estava a fazer deixou uma pista.
Başkentteki Bayan Sciuto sizi baya bir anlattı.
A Menina Sciuto de DC falou-me tudo de si.
Sadece bir yüzük için Bayan Marshall'ın parmağını kesti.
Ele cortou o dedo da Sra. Marshalls só para roubar um anel.
Belki siz bir şey istersiniz, Bayan Solloway? Hayır, ondan istediğim hiçbir şey yok.
- Alguma coisa, Sra. Solloway?
Bir gri bir alan yarattik, Bayan Hawkins.
Criamos uma área de transição, Sra. Hawkins.
İnsan formu, Kurt Cobain ile yapılacak olan güzel bir röportaj koca ağızlı, pis Bayan Love yüzünden mahvoldu. "
"Primeiro, o que podia ter sido uma boa experiência de entrevista " com o Kurt Cobain, o deus do Amor na forma humana, " foi totalmente arruinada pela boca grande de Ms. Love.
Çocuğun durumunu bilmiyorum ama anladığıma göre annesinin ekstra bir yardıma ihtiyacı var. Bayan Peterson 166 Briar Yolu
Não sei bem qual é a condição dele mas, acho que a mãe precisa de uma ajudinha.
Oradaki öğretmenlerden Bayan Harris bana bir iş görüşmesi ayarladı.
A Mrs. Harris, uma das professoras, arranjou-me uma entrevista de emprego.
Torununuz çok şanslı bir küçük bayan.
A sua neta é uma rapariga de sorte.
Sizinle tanışmak bir zevk, Bayan Littlefield.
Olá, Mrs. Littlefield.
Sanırım bir süreliğine Bayan Kathy'nin yanında kalacağım.
Acho que vou ficar mais uns tempos com a Miss Kathy.
- Bayan Crowder'ın hayatının büyük bölümünde bu kuyuda çalışmış bir suç ortağı olduğunu düşünüyoruz.
Cremos que Sra. Crowder tem um cúmplice que trabalhou na mina a maior parte da vida.
bayan 4473
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan doyle 71
bayan bennet 77
bayan lee 52
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan doyle 71
bayan bennet 77
bayan lee 52
bayanlar önden 23
bayan scott 58
bayan hunter 52
bayan tate 49
bayan johnson 73
bayan simpson 50
bayan harper 60
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan miller 70
bayan scott 58
bayan hunter 52
bayan tate 49
bayan johnson 73
bayan simpson 50
bayan harper 60
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan miller 70