Bir hayvan traduction Portugais
4,545 traduction parallèle
- Belki bir hayvan yapmıştır.
Talvez um animal.
Bir hayvan yaklaşırsa uzak tutar ama insansa onlar bizi görmeden biz onları görürüz.
Se um animal se aproximar, vai-se manter afastado, mas se é um humano, nós vamos vê-los antes de eles nos verem.
Ben hayvanlarla çalışırım ama böyle ses çıkaran bir hayvan görmemiştim daha önce.
Eu trabalho com animais, e nunca ouvi um animal como aquele antes.
Gözlerimin içine bak ve "Düğünümüze tehlikeli ve vahşi bir hayvan getirmeyeceğime söz veriyorum" de.
Olha-me nos olhos e diz : "Eu prometo não trazer um animal selvagem para o nosso casamento."
Bütün Amerikan spor takımlarında bir şehir ismi ve gelişigüzel bir hayvan ismi bir araya getirilmiş.
Digo, de cada maldita equipa de desporto da Americano apenas uma merda de uma cidade e algum animal arbitrário grudados.
Bu araba bir hayvan gibi.
Este carro é um animal.
Hayır, hayır, hayır, dinle onun, erkek arkadaşı tam bir hayvan.
Oh, não, não, não, ouve, o, uh, namorado dela é um completo animal.
Bazılarımız bir hayvan formuna dönüşebilir, benim gibi.
Alguns transformam-se em animais, como eu.
Senin, kendine en yakın eli ısırmaya hazır, köşeye sıkışmış bir hayvan olduğunu düşünüyordum.
Pensei que fosses um animal encurralado, pronto para morder a mão mais perto.
Beni bir Danimarka hastanesine götürürsen oradan asla özgür bir adam gibi çıkamam. Kafesteki bir hayvan gibi yaşamaktansa...
Se me levares a um hospital dinamarquês, nunca sairei como um homem livre.
Dışarıda vahşi bir hayvan geziyorken dikkatli olmak lazım.
Com o monstro � solta tenho de ter cuidado.
Koyunlarımızı öldüren bir hayvan var.
Fomos a Glantieres. H � uma besta a matarnos as ovelhas.
O vahşi bir hayvan, Sebastian.
� um animal selvagem, Sebastian.
Ben bir kaplanım, yırtıcı bir hayvanım, küçük ölümcül ısırığım.
Eu sou um tigre, um predador, a minha dentada é fatal.
Aslında gördüğünüz şey, daha çok... bir hayvan ya da bir avcıydı.
O que, na verdade, viste era provavelmente um animal ou um caçador.
Bay Sullivan bir hayvan olsanız ne olmak isterdiniz? Herhangi bir tür?
Sr. Sullivan... se pudesse ser um animal, qualquer um, qual seria?
Nasıl bir hayvan bir insana bunu yapar merak ediyorum.
Pergunto-me que tipo de animal faria aquilo a alguém.
Arabayla giderken otoyolun ortasında bir hayvan leşi gördüm. Arabayı kenara çektim ve yürüyüp, ona baktım.
Mais de 300 incêndios inexplicáveis eclodiram, danificando casas de família e aterrorizando a população.
Hasta ve ölen bir hayvan bir pikap'tan nasıl hızlı koşar? Bu hayvan orada koşuyor ve Deric ona biraz yaklaşıyor ama hayvan her zaman ondan önde.
Concluímos que esses fenómenos, não foram provocados por causas naturais.
Bir çok insan onu gördüğüne inanıyor. Burada, ABD'de de görülmüşler. Bu çok kötü çünkü bir hayvanın kanını emebilir.
É a mesma zona que a força de intervenção identificou como origem dos impulsos explosivos antes de ter sido desmantelada.
Çocukken bir hayvanım bile yoktu.
Não tive animal de estimação.
Ya bu dediğim oldu ya da kanun dışı egzotik bir hayvan satın almaya çalışıyordu.
Ou é isso ou estava a tentar comprar algum animal exótico ilegal.
Bir hayvan değildir umarım.
Não é uma espécie de criatura, é?
Maymunla fare karışımı bir hayvan.
Uma espécie de pequeno macaco, cruzado com um rato.
Evet. 100 giga vat gücünde oldukça düşmanca olan bir hayvan.
Sim, um animal de estimacao hostil composto de 100 gigawatts de energia.
Köşeye sıkıştırırsan yaralı bir hayvan seni paramparça edebilir.
Um animal ferido e encurralado ataca ferozmente.
Sırf seni etkilemek için korktuğu bir hayvanı kurtarmış biliyor musun?
Ela resgatou um animal que tinha medo só para te impressionar, sabias?
İstikrarlı, sağlam sadık, dünyaya bağlı bir hayvan.
Estável, firme, leal e ligado ao mundo.
Bir tane daha kemirgen bir hayvan yeseydim ölürdüm sanırım.
Se tiver de comer outro roedor, prefiro morrer.
Yani hayvan iyi bir şey yaparsa ödüllendirilir.
Tipo, se um animal faz algo de bom, ganha uma recompensa...
- Biz hayvan değiliz ki. - Ama kötü bir şey yaparsa...
- Nós não somos o raio de uns animais.
Hayvan parçaları çalan bir hırsızımız var. Bir Pagan sembolü ve insandan bir çörek.
Temos um ladrão que está com desejo por partes de animais, temos um símbolo pagão, e um pretzel humano.
PETA'ya cevap olarak Enid'de oluşan bir yerel hayvan hakları grubu.
Grupo local dos direitos dos animais. Resposta de Enid para o PETA.
Hayvan dolduran kişi ezilmişti ve Olivia ve Dylan bir tıslama duydular sonra gözleri zarar gördü.
O taxidermista foi contraído. Olivia e Dylan ouviram assobios, e foram borrifados nos olhos.
Aklın hayvanınki ile bir olduğunda onun bazı davranışlarını da alma ihtimalin oluyor.
Quando tu fundes a mente com um animal é... possível começares a exibir alguns dos seus comportamentos.
Sensei, diyelim ki, başıboş bir evcil hayvanı yakalamaya uğraşıyoruz.
Sensei, digamos que estamos a tentar apanhar um animalzinho perdido.
Hayvan maskesi takanların çektiği filmi gördük ve amacımız için iyi bir fikir olduğunu düşündük.
Vimos os filmes sobre os mascarados, e achamos uma boa ideia usar na nossa causa.
Bir çeşit hayvan tarafından saldırıya uğramış.
Parece que foi atacado por algum tipo de animal.
Hayvan şekillerinde kivi alıyorum ve sanki bir aslanım gibi davranıyorum ve şöyle...
Apanho estes kiwis em forma de animais, e finjo que sou um leão, e que...
Yeni bir evcil hayvan mı?
O teu novo animal de estimação?
Gün batana kadar, derisi yüzülecek bir sürü hayvan var.
Temos muito para esfolar antes de anoitecer.
Bu tuhaf görünümlü hayvanın ne olduğu meçhul. Değişim geçirmiş bir köpek ya da çakal olabilir mi? Bu yalnız mutant tehlike saçabilir mi?
Quando o mal aumenta, também a a necessidade de sacerdotes aumenta, sacerdotes que são treinados para lutar contra o diabo.
Biraz kaygılandım çünkü daha önce benzeri bir şey görmemiştim. Hayvanın parlak mavi gözleri vardı.
A culpa da rede elétrica foi descartada, e os investigadores não conseguem encontrar uma solução alternativa.
Ne zaman birisi yeni bir tür bulduğunu söylese hayvanın leşini inceledikten sonra hayvanın uyuz bir çakal ya da tilki olduğunu görürüz.
Com os aldeões em pânico, o governo nacional avança. A unidade de proteção civil implanta uma força de intervenção especial.
Texas'ta 180 memeli hayvan türü var ama hiç biri chupacabra değil. Uyuz bir çakal değilse nedir?
Durante anos, coisa de ficção científica, as armas eletromagnéticas estão, rapidamente, a tornar-se realidade.
Dr. Canion bu hayvanın yeni ve istilacı bir tür olduğuna inanıyor.
As últimas armas geram um feixe de ondas de rádio de curto compri - mento de onda, como micro-ondas, e disparam um raio de altíssima intensidade.
2005'te Dr. Phylis Canion otoyolda ölü bir tane buldu. Hayvan leşini alır ve analize gönderir. Aklında iki soru vardır.
verifica se os impulsos magnéticos começaram cerca da mesma hora que os incêndios.
Alternatif hayvan bilimci Ken Gerhard bu hayvanların üreyip üremediğini öğrenmek için bir görgü tanığının ifadesini alıyor.
Mais de 300 incêndios espontâneos surgiram por toda a aldeia, e todos eles desafiam uma explicação.
Dikkatli ol, karşına hayvan gibi bir romantizm fırtınası çıkacak.
Prepara-te, porque há uma tempestade de romance do caraças na nossa direcção.
Günde bir bardak kan ile yaşamaktan yarı aç durumda hayvan gibi zincirlenmiş olurduk.
Esfomeados por consumirmos apenas um copo de sangue por dia. E enjaulados como animais.
O bir hayvan saldırısı değildi, değil mi?
Não foi um ataque de um animal, pois não?
hayvan 169
hayvanlar 92
hayvan herif 54
hayvanat bahçesi 34
hayvan mı 23
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
hayvanlar 92
hayvan herif 54
hayvanat bahçesi 34
hayvan mı 23
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84