Bir kızımız traduction Portugais
16,844 traduction parallèle
Bu olursa diye dışarıda bir adamımızı bıraktık.
Há um plano B. Temos um tipo lá fora para o caso de isto acontecer.
Şu ana kadar güvenilebilir kiralık cadıları topladım Kız kardeşlerinle tanış asi ruhları, inanılmaz bir kapasitede sihir için bir arada.
Mas percebi que as bruxas a contrato não são inteiramente de confiança, por isso apresento-te as Irmãs. Almas perdidas com uma capacidade incrível para magia.
Hâlâ altına bakmadığımız bir taş var ve onun altına bakmadık çünkü bakarsak Damian bizim için çalıştığını fark edecektir.
Temos uma jogada que ainda não usámos. E não usámos porque quando a usarmos ele vai saber que estás connosco.
- Bunu hallettik sanmıştım. Bir babanın kızı için endişelenmesi konusunda halledilebilecek bir şey yoktur.
Um pai nunca pára de se preocupar com a filha.
Böyle bir iksirin olduğunu varsayarsak Bayan Yamashiro'nun tarikatının onu gönüllü bir şekilde verdiğini varsayarsak Nyssa Al Ghul'un sözlerine güvenebileceğimizi varsayarsak, evet kızım için yapmayacağım şey yok.
Vamos perdê-la. Mesmo que o elixir exista, mesmo que a Ordem da Mna. Yamashiro entregou-o de boa vontade.
Görünüşe göre, artık ne yaptığımı bildiği için ikimiz de kanunsuz kahraman olduğumuz için ortak bir noktamız varmış.
- Agora que sabe o que faço, que ambos somos "vigilantes", temos algo em comum.
Olağan bir baba-kız ilişkisiymiş gibi görmeyi bırakalım.
Não vamos fingir que isto é uma relação típica de pai e filha.
Uzun elli arkadaşımız Cadmus Tech'te başka bir hırsızlık yaptı.
O nosso amigo ladrão agiu de novo na Cadmus Tech.
Oliver Queen'in bir kızı hamile bıraktığına mı?
Que o Oliver Queen engravidou uma miúda?
Fitzmartin'in yerle bir edemeyeceği bir tanık çağırmadığımız müddetçe... -... olacak olan o.
A não ser que encontrem uma testemunha que o Fitzmartin não lixará, então isso vai acontecer.
Ben de hayatımızın bir sonraki kısmına doğru ilerlemek için sabırsızlanıyorum.
Eu mal posso esperar para passar para o próximo capítulo.
Doğru ama yine de Noel'de en az bir genç kızı kayıp olan tüm aileleri bir araştıralım biz.
Está bem, mas ainda sim, vamos procurar por famílias com pelo menos uma filha adolescente que tenha desaparecido no Natal.
Kızımın düşündüğü gibi bir adam değilim ben.
Não sou o que a minha filha pensa que sou.
Yedi yaşında bir kızım vardı ve kumar oynamanın ne demek olduğunu biliyordum. Ve babanın değişebileceğini düşünerek kumar oynamak istemiyordum işte.
Eu tinha uma filha de 7 anos, sabia tudo sobre apostas, e não estava disposta a apostar que o teu pai... poderia mudar.
O kıza karşı aşırı derecede siber zorbalık yaptığımız için tekrardan özür dileriz. Ancak yine de bir kar arabası istiyoruz.
Mais uma vez, lamentamos muito por termos feito cyber-bulling àquela rapariga até se suicidar, mas ainda queremos uma mota de neve.
Burada lifli tahıl seçmemize yardımcı olabilecek kır saçlı bir sanat öğretmeni var mı? Bir saniyenizi alacağız.
Há aqui alguma professora de artes lésbica com cabelos brancos que nos pode ajudar a escolher cereais de fibras?
Çok özel bir kız için Koca dünyayı aştım da geldim
Bem, atravessei meio mundo Por uma rapariga muito especial
Kraliçe ölü bir kız mı?
A rainha é uma rapariga morta?
Bir kızı mı bulamayacaksın?
Porque não consegue encontrar uma rapariga?
Babamı kısa bir süreliğine kocamı ve kızımı üçü de senin de rol aldığın bir salgın sonucu öldüler.
O meu pai. Um marido, por breves instantes. E a minha filha.
Tabii canım, arabada beyaz bir kızın boynu kanıyor ve ben bu küçük kasabada zenci bir çocuğum sonuçta.
Não é como se eu fosse um negro na cidade com uma miúda branca a sangrar no meu banco.
"Vatandaşlarımız, " keçi kafalı, yılan derili ve akrep kuyruklu bir yaratık görmüştür. "
"Cidadão avista uma fera com a cabeça de uma cabra, a pele de uma serpente e a cauda de um escorpião."
Araştırmam kısıtlı kaynaklarımız nedeniyle baltalandı, bu yüzden bir uzmandan yardım istedim, Rochester'dan Professor Cranston.
E a minha investigação tem sido barrada pelos nossos recursos limitados, por isso procurei ajuda de um especialista... professor Cranston, de Rochester.
Mills'in mistik bir boyutta kapana kısıldığını mı yoksa onu geri getirmek için iblislerle savaştığımızı mı?
Que a Mills estava presa numa dimensão mística e que lutámos contra demónios para recuperá-la?
Yakınlık gösterdiğinde küçük bir kız gibi sesi tizleşir. Bu arada bizim de iki kızımız var.
A voz dele fica fina quando concorda, como uma menina, das quais temos duas, já agora.
Gömülecek bir kızım var artık.
Eu tenho uma filha para enterrar.
Ulusların korkusu DNA'mızın bir parçasıyken... papalık ne kadar büyüktü?
Quanto grande era o Estado Papal quando o medo entre as nações fazia parte do nosso ADN.
Ve o plajda... sıradan bir kızı tavladım. O sırada dünyanın en güzel kızı gibi göründü gözüme.
E naquela praia... conquistei... uma rapariga simples... que pareceu, na altura, a rapariga mais linda do mundo.
Ama ben iyi bir Katolik kızıyım.
Sou apenas uma boa rapariga católica.
Söyle ona ağlamasın hatırladığında, aksine bir rahibin basit ve sıkıcı hayatını yaşadığımızı.
Lembra-o de não chorar ao lembrar que ao invés disso vivemos a simples... e monótona vida de padre.
Bence hepiniz herkesten üstün olduğunu sanan bir grup kibirli dangalaksınız çünkü... Bilmiyorum, çok açık fikirlisiniz. Biri sizi yüzünüzden vursa sorun olmaz mı?
Acho que são todos um punhado de arrogantes merdosos que se julgam superiores a todos, só porque... nem sei, têm uma mente tão aberta que não faria mal levarem um tiro na cara.
Hepimizin engelleri yıkıp geçtiğimiz bir dalga boyunda olduğunu ve delice şeyler yaptığımızı düşünüyorum, sizce de öyle değil mi?
Sinto que estamos todos no mesmo comprimento de onda, para quebrar as inibições e fazer coisas loucas. E vocês?
Bir kızım var.
Eu tenho uma filha.
Bu eskiden beni havaya sokardı ama artık başka bir dünyada yaşadığımızı ona hatırlatmaktan yoruldum.
Isso costumava excitar-me, mas estou cansado de a tentar convencer que vivemos num mundo totalmente diferente agora.
Orada hiç Zhang Mei adında bir kızınız var mıydı?
Já teve alguma rapariga que se chamava Zhang Mei?
Sana geldik. Kehanet geçene kadar kendini kilit altına alman için yalvardık bir kez olsun yaratıcımızın yükünü almak istedik.
Fomos ter convosco e implorámos-vos que se mantivessem afastados até a profecia terminar, para que arcassem com o fardo de serem os nossos criadores.
Bir gün kendi kızımızın Kayla'nın şu an başından geçen şeyi yaşama ihtimali var.
Há muito boas hipóteses de, um dia, a nossa filha vir a lidar com a mesma coisa com que a Kayla está a lidar.
Kız arkadaşın için daha iyi bir adam olmaya mı çalışıyorsun?
Estás a tentar ser um homem melhor para a tua namorada?
Bir süre önce, kızımız için sana güvenmeyi reddettim. Klaus..
No passado, recusei confiar-te a nossa filha.
Lakin adımız bir kere çıkınca gemi işlerinde dibe vurdum.
Mas os mal-entendidos bloqueiam os carregamentos e causam embaraços.
Bak, bir kız olsaydım...
Ouça, se eu fosse uma rapariga...
Herhangi bir yerde, bir kızla yalnız kaldın mı?
Em algum momento estiveste sozinho com uma rapariga?
Sanırım kızının bir fahişe olduğunu düşünüyor ve bu yüzden resminin sayfadan hızla çıkarılmasını istemesinin nedeni o.
Acho que ela pensa que a filha é uma vadia, por isso é que quis tirar a fotografia dela da página tão rápido.
Bu yüzden, ne yapmamız gerekiyorsa, bunu en az yıkıcı şekilde yapmalıyız, bana o partideki erkeklerin bir listesini çıkarmak için yardımınız gerekiyor.
Então, para fazer aquilo que é preciso, para o fazer de uma forma menos agressiva, preciso que me dê uma lista de homens que estiveram naquela festa.
Hastanede kendi canına kıymaya çalışmış bir genç adamımız var. çünkü bu diğer genç adam neye karıştığını kabul etmeyi reddetti.
Temos um jovem rapaz no hospital que tentou acabar com a própria vida porque este outro jovem se recusou a admitir naquilo que estava envolvido.
Öğrendiğimize göre üniversite basketbol takımınızın lakabı Atlayan Kızılderili Kızlar'mış. Yani karakteriniz 11B maddesine aykırı. Buna göre "Maskotlar ırk, inanç, cinsiyet veya cinsel yönelimle ilgili hakaret içeren bir şeyi temsil edemezler."
Fomos informados de que a sua equipa de basquetebol tem a alcunha Indiazinhas Saltadoras, o que significa que a sua personagem está a violar a regra 11B, que diz : " As mascotes não podem representar ou estar associadas a algo ofensivo
Ben bir armadilloyum ve takımın adı artık Atlayan Kızılderili Kızlar değil.
Sou um Tatu e a equipa já não se chama Indiazinhas Saltadoras.
Kızımın güvenliğini. Adını değiştirecek. Doğuda onu güzel bir yatılı okula gönderecek.
Certificar-se de que a minha filha está segura, mudar-lhe o nome, mandá-la para um colégio interno na costa Leste.
Evet, sadece atlı kız değilim, bir de cezalıyım.
Não só sou Cavaleira, mas também estou de castigo.
Planımız Amerikan ve Çinli enerji şirketleri arasında bir ortalık teklif etmek.
Então, o plano é propor uma parceria entre companhias de energia americanas e chinesas.
Neden başarısız olduğunu bilmiyorum, ama bir fırsatımız olduğunu biliyorum bilhassa da seni korumak için kıçımı yırttığım için.
Não sei o que correu mal, mas tivemos hipóteses, sobretudo porque dei o litro para te substituir.
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir kız mı 24
bir kez olsun 43
bir katil 56
bir kitap 34
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir kız mı 24
bir kez olsun 43
bir katil 56
bir kitap 34
bir karar ver 16
bir karar verdim 25
bir kız var 17
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kız vardı 25
bir kelime 22
bir kahraman 27
bir karar verdim 25
bir kız var 17
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kız vardı 25
bir kelime 22
bir kahraman 27