Bir süre için traduction Portugais
2,273 traduction parallèle
Sanırım bir süre için yukarı odaya çıkacağım.
Acho que vou ao quarto por uns instantes.
Aslında kısa bir süre için geldim.
Na verdade, só cá estou para uma pequena estadia.
Kral sadece gömülü olarak bir süre için kalabilir.
O rei só irá ficar escondido bastante tempo.
İşler yolunda mı diye kontrol etmek için kısa bir süre içinde yönetim şehre gelecek.
Estarão cá em breve para ter a certeza que tudo está resolvido.
Bir süre için sessiz ve sakin bir yuvayı iple çekiyorum.
E estou ansiosa por ter sossego em casa durante uns tempos.
Sıkı durun, sadece $ 19.95, ve teklifimiz bir süre için geçerli.
Põe as tuas calças, só $ 19,95.
Kısa bir süre için, her gece yatağa uzandığımda bu hata mıydı diye düşündüm.
Por um tempo, deitava toda noite, imaginando se tinha errado...
Ne kadarlık bir süre için?
Por quanto tempo?
Bir süre için Ryan'ın para konusunda bizle uğraşmasını istemiyorum. Bunu ona verebilir misin?
E tenho a música perfeita.
- Biliyorum, fazla cömert. Bir süre için Ryan'ın para konusunda bizle uğraşmasını istemiyorum.
Não quero que o Ryan tenha de se preocupar com dinheiro, por um tempo.
Kısa bir süre için.
Talvez uma breve licença.
Sadece kalbin, kısa bir süre için.
Só o seu coração, e por pouco tempo.
Bu boku yemeye devam edersen seni uzun bir süre için kilitleyeceğim anladın mı?
Continue com estas parvoíces, e eu ponho-o na prisão de uma vez por todas. Percebeu?
Bir süre dünyadan uzaklaşmak için harika bir yer.
É certamente um lugar maravilhoso para esquecer o mundo por algum tempo.
Aynı zamanda herkesi uyanık tutabilmek için 100'er gram kokain ile uyarıcı bir de. Suratından anladığım kadarıyla bu iş bir süre daha uzayacak gibi.
E traz 100gr de coca e 100gr de speed, para nos mantermos todos acordados, pois já vejo pela tua cara que cá vamos ficar algum tempo.
Formülün belli bir ısıda saklanması gerekiyor. Besleyici elementlerinin uzun süre bozulmaması için vücut ısısının birkaç derece altında olmalı.
A fórmula teria de estar a uma certa temperatura para manter os seus elementos nutricionais... provavelmente uns graus abaixo da temperatura do corpo.
Söylemeye çalıştığım şey burada bir süre daha kalman senin için en iyisi.
O que estou a dizer é que seria bom se ficasse aqui alguns dias.
Belki konuşmak için şu anda kendini çok öfkeli hissediyorsun ama bir süre sonra öfkeli olmayacağına eminim.
Talvez esteja muito aborrecido para conversar agora... Mas, um dia... já não estará tão irritado.
Bu sır tutmak için uzun bir süre.
É muito tempo para manter um segredo.
Bir süre önce Bay Fielding'in şehir merkezinde bir çatı katı için hazırladığı belgeyi gördüm.
Há uns tempos, vi uns papéis que o Sr. Fielding arquivou de um andar de luxo no centro.
6 yıl aynı eskort için uzun bir süre.
Seis anos é muito tempo para sair com uma acompanhante.
Bu soğukta dışarıda kalmak için uzun bir süre.
É muito tempo para se estar ao frio.
Bir süre daha kalabiliriz. Geldiğini görmek için.
- Podemos esperar mais um tempo.
Bir kadını aramak için üç gün bekleriz çünkü İsa'nın beklememizi istediği süre budur.
Esperamos três dias para ligar a uma mulher porque é o tempo que Jesus quer que esperemos.
Aşırı güç kullandığı için bir süre sahilde görev yapmış.
Passou algum tempo na prisão, por uso de força excessiva.
Belki de kısa bir süre birlikteydiler ve kadın onun için önemli değildi?
Talvez tenham estado juntos pouco tempo e ela não significasse nada para ele.
İnsanların bekleyip öğrenmesi için oldukça uzun bir süre.
Então vai demorar muito tempo para as pessoas descobrirem.
YouTube'a düşmemek için bir süre isteklerini yerine getirmeliyiz.
Acho que devíamos ficar com elas... porque senão vão acabar no Youtube.
Genelde, dokuz ay psikiyatrik bir hastanın zihinsel durumunun iyi ya da kötü, önemli bir derecede değişmesi için yeterli bir süre midir?
De um modo geral, 9 meses é tempo suficiente para que o estado mental de um doente psiquiátrico mude significativamente, para melhor ou para pior?
Teşekkürler Sayın Başkan. Bana kalırsa 1986'dan bu yana geçen süre soyu tükenme tehlikesinde olan canlıların üremesi ve nesillerini garantiye almaları için gerekli bir süreydi.
Na minha opinião, este tempo foi suficiente para repor o número das espécies que estavam em declínio, e outras que estavam quase extintas.
Teşekkürler, ama hayır 20 dakika bu tür biraraya gelmeler için yeterli bir süre zarfı.
Obrigado, mas... Não, 20 minutos é o suficiente para estas pequenas reuniões.
Bana almak için bir saniye süre verin.
Só preciso de um segundo para apanhá-lo.
Bunun için sonsuzluk kadar uzun bir süre bekledim.
Esperei uma eternidade por isto.
Andy'nin biriyle 2 kelime konuşması için bir ay süre geçti.
Passou um mês até que o Andy dissesse duas palavras a alguém.
İki yıl ziyaret etmeden geçirmek için uzun bir süre sayılır.
Dois anos é muito tempo sem uma visita.
Bu gerçekten birini unutmak için yeterli bir süre mi?
É mesmo tempo suficiente para esquecer alguém?
Peki üç yıl birini unutmak için yeterli bir süre mi?
Então... 3 anos é tempo suficiente para esquecer alguém?
Sizi içeriye sokmak için yaklaşık on dakikamız var yoksa uzun bir süre ormanda kamp yapmak zorunda kalacaksınız.
Por isso temos cerca de dez minutos para vos levar, ou vão ficar a acampar na selva durante muito tempo.
Konuşup konuşmamaya karar vermen için sana bir saat süre tanıyorum.
Vou dar-te uma hora para decidires se queres falar comigo.
Seni oraya tıktıranın kim olduğunu düşünmek için epey uzun bir süre.
Teve muito tempo para pensar em quem o pôs lá.
Bu bile, erkekleri bir başlarına bırakıp onlardan bihaber kalmak için uzun bir süre.
E sem eu saber o que andas a fazer.
Kullanmayı öğrenmek için yeterli bir süre, değil mi?
Tempo suficiente para saber como usá-la, certo?
Bir çocuk için çok uzun süre bekledik.
Esperamos tanto tempo por uma criança.
16 yaşında verdiğin bir karar hakkında düşünmek için yeterince uzun bir süre.
Dois anos ainda é muito tempo para pensar numa decisão que tomou aos 16 anos.
Huzuru sağlamak için, bir süre.
- Durante uns tempos. Para manter a paz.
Bu filimi yapmak 7 ay sürdü ve bu süre küçük bir arabanın içinde sıkışıp kalmak için uzun bir zaman.
As filmagens iriam levar 7 meses, muito tempo para se estar enfiado dentro dum carro bastante pequeno.
Bulaşmanın olması için gayet yeterli bir süre.
É tempo mais do que suficiente para serem contagiados.
Takas için bir saat süre verdi.
Deu-me uma hora para a troca.
Kayıp kişi bildirimi için yeterli bir süre değil.
Ainda nem dá para serem dados como desaparecidos.
Ama herkesin spot ışıkları altında bir süre olmaya hakkı vardır. Biliyorsun... parlamak için.
Mas todos merecem o seu momento na ribalta, sabes... de brilhar.
Ne kadar uzun süre dayanabilirsek,... Bay Sun'ın on üç temsilci ile görüşüp, koordineli bir yükselişin planını yapmaları için o kadar süreleri olur.
Quanto mais aguentarmos, mais tempo terá o Sr. Sun para se encontrar com os 13 representantes e planear um amanhecer coordenado.
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
bir süre 55
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
içinde ne vardı 18
içine gir 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21