English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bundan başka

Bundan başka traduction Portugais

813 traduction parallèle
Yanıma sadece kameraları almadım, bundan başka ortaya çıkarken sonuçlarımı basıp görüntüleyen aparatlar da vardı.
Não levei apenas câmeras, mas também o aparato para projetar meus resultados à medida que ia fazendo.
Bana kızgın olmanızda bundan başka sebepler de var mı?
Tem mais razões dessas para ter ressentimentos?
Bundan başka da, nasıl ardına düştüğünü, nerede, ne zaman, neler söylediğini, hepsini anlattı bana.
Ela revelou-me todas as confidências de Hamlet, com a menção do lugar e e dos meios.
Bundan başka şansın yok.
Não tens hipóteses.
Bundan başka bir şey çıkmaz.
Não há mais nada a fazer.
"Bundan başka gelişme yok, ancak, polis ve FBI eldeki her ipucunu izleyip, bütün şüphelileri toplamakta..."
Não existem mais desenvolvimentos, mas a polícia e o FBI estão a seguir todas as pistas e a reunir todos os suspeitos...
Tüm Deadwood City halkının bundan başka bir görüşü yok.
Na opinião de Deadwood City, não há outra opinião.
Deadwood'da bundan başka resmim yok mu?
Este é o único retrato que têm de mim em Deadwood?
- Bundan başka paramız yok.
Não temos mais.
Bundan başka seçeneğiniz yok!
Saltem ou morrem, rapazes!
Elleriniz birbirine bağlandı bundan başka ayaklarınız da sarıldı ve zincir de duvara tutturuldu.
As suas mãos estão presas uma à outra. E os seus pés também. E a corrente está presa à parede.
Hannassey'ler pisliktir. Bundan başka bir isim yok. Onlar pisliktir.
Os Renessys são a escória, não há outra palavra para... descrevê-los a não ser escória.
sana bundan başka bir şey getirmez.
só lhe leva a isto.
Neredeyse herşeyi palavraydı... Bundan başka o bir düşesti.
Gabou-se de tudo... excepto de que era uma duquesa.
Yani bundan başka bir şey değildi.
Não significou nada além disso!
Zaten siz bundan başka birşey düşünmezsiniz.
Não, e além disso o Jim só pensa nisso.
Bundan başka bir şeyim yok ki.
Porque está a olhar para mim?
Finansal durumu demek istiyorsun, çünkü onun bundan başka bir durumu yok.
Só estou a pensar no problema do Russell. No financeiro?
Bundan başka...? Bu şeften başka?
Além deste... deste chefe?
Bundan başka şekilde seyahat yapamıyorum.
Não gostaria de viajar de outra maneira e você?
Bundan başka hiçbir zevkte yok artık gözüm. Aramızdaki her şey o kadar hızlı gelişti ki...
Desejando nada mais do que aquele prazer de estarmos juntos e tão bem.
Bundan başka, sana sakinleşme zamanı verecektir.
E além disso, vai-te dar tempo para te acalmares.
- Bundan başka kıyafetim de yok.
Estava só a cantarolar... Só tenho este tailleur e, nas condições em que fez a viagem...
Cumartesi akşamınıza heyecan katmak için aklınıza bundan başka şey gelmiyor mu?
Não arranjam maneira de se entusiasmarem num sábado à noite sem ser assim?
Mitchell dışarı çıkarsa, bundan başka şansımız olmadığını düşünürsen, o düğmeye basmanı istiyorum.
Se o Mitchell escapar, a seu critério, Lee, se, sentado aqui, achar que esta é a sua última hipótese, eu quero que aperte este botão.
Bundan başka bilmiyorum, efendim.
Isso não sei, senhor.
Bundan başka bahseden var mı?
Mais alguma notícia menciona isso?
Ama bundan başka gerçek yok.
Não é o que parece.
Bundan başka bir şey yok değil mi senin için? Zaten yeterince oğlun var. Daha fazlasını ne yapacaksın ki?
Aí está a única coisa que eu julgava que tinhas que chegasse.
- Bundan başka var mı?
- Não está aí outra destas?
Artık bundan başka Almanya yok.
Não haverá outra Alemanha para além desta.
Bir adam bundan başka ne istiyebilir ki?
Como um homem pode ter mais do que isso?
160 kilometre boyunca bundan başka yer yok.
Não há outro sítio a menos de 160 quilómetros.
Sana iyi şanslar. Ama bundan başka seçeneğim yoktu. Bu korkaklara erkek bile demem ben.
Admiramos-te mas não nos deixaste opção... a não ser esta.
Fakat bundan başka bir şey olmadığını da biliyor musun?
Mas sabes que mais já não há?
Bundan başka nasıl başarabiliriz?
De que outra maneira podemos conseguir?
Başka bir parti daha vardı. Ben de bundan bahsetmeyi unutmuşum.
Houve outra festa, e esqueci lhe mencionar esta.
Güzel, bundan sonra tatlım, beni başka bir şey giyerken görmeyeceksin.
Bem querida, a partir de agora, não me vais ver de outra forma.
Hiçbir zaman, davranışlarım ne kadar garip olursa olsun, çünkü olur ya, bundan sonra, kendimi deli göstermek isteyebilirim, beni bir başka türlü görünce, sakın kuşku uyandıracak laflar etmeyin : "Ha, ha, anlıyorum." gibi.
Necessito da vossa ajuda por estranho que vos pareça, já que daqui em diante, talvez me convenha parecer louco,
Başka bir konuyu konuşmak istiyorum ama dostumuzun bundan hoşlanacağını sanmıyorum.
Quero falar de uma coisa, mas acho que os nossos amigos não vão gostar.
Gerçekleşmesini tüm kalbimle dilediğim bir başka gün gelene dek en büyüğü. O gün, bundan bile daha büyük bir gün olacaktır.
O maior, à espera de outro, que desejo com toda a minha alma e que será ainda maior.
Bundan dolayı baylar, söyleyecek başka bir şeyim yok. Sadece sizlerle olduğum için çok mutlu olduğumu söylemem gerekiyor.
Cavalheiros, nada mais tenho a acrescentar, excepto que estou muito sensibilizado pela forma como me receberam.
Sürü gütmek de başka işler gibi dürüst bir iş, bundan eminim.
Acho que criar gado é uma ocupação tão honesta como outra qualquer.
Bundan başka da elimde yoktu.
Além disso, esgotara o estoque.
Ben burada sadece bir konuyla ilgili yetersiz kalan bir adamıma yardım ettim. Bundan benden başka kimse sorumlu tutulamaz.
Isto põe-me numa posição de incompetência quando toca a fazer qualquer coisa para ajudar os meus homens.
Bundan hoşlanmıyorum, ama başka ne yapabiliriz ki?
Eu não gosto muito mas o que fazer?
Düşmanının elinin boğazını sıktığı an geldiğinde hayatta kalmanın tek yolu, düşmanın yöntemlerini kullanmak..... ve bundan menfaat sağlamak için........ başka şeyleri önemsememezmiş gibi görünüyor.
Então parece que para sobreviver devem-se usar os métodos do inimigo... para sobreviver acima de tudo, olhar para o outro lado.
- Ama bundan başka fikriniz olamazmış.
- D quê?
O halde bundan sonra başka bir silah taşıyacaksın.
Então, a partir de agora vai andar com uma arma diferente.
Sıradaki kim? Bundan sonra başka bir bardak daha alayım.
Quem se segue?
Bundan sonra, başka bişey istemiyorum.
Não vou voltar a pedir isso de novo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]