Da ne traduction Portugais
75,556 traduction parallèle
Bu da ne...
Mas que...
Bu da ne böyle dostum?
O que é isto, meu?
Bu da ne demek oluyor?
Que raio é suposto isso significar?
Bu da ne böyle dostum?
Mas que raios, meu?
Ya da ne?
- Ou o quê?
Ne söylemeliyim ya da ne yapmalıyım hiç bilmiyorum.
Escuta, eu... Não sei o que devo fazer.
Gece 11 ile 1 arasında olduğunu düşünüyoruz. Ancak Trish'in dışarı kaçta çıktığına ya da ne kadar süre baygın kaldığına dair fikri yok.
Achamos que ocorreu entre 23h00 e a 1h00, mas a Trish não sabe a que horas saiu da festa, nem quanto tempo ficou inconsciente.
"Üzgünüm." Bu da ne demek?
"Desculpa." O que significa?
- Bu da ne şimdi?
- O que é aquilo? - Porra, Ed.
- Bu saatte dışarıda ne yapıyorsun?
- Vê por onde andas.
- Bu da ne böyle, güvenlik önlemi mi?
O que foi aquilo, segurança?
Bu da ne demek şimdi?
O que queres dizer com isso?
Ne zaman ya da nerede buldu hiç bilmiyorum.
Não faço ideia onde a encontrou.
Ledesma olayında ne durumdayız?
Então, qual é a situação da rapariga Ledesma?
Bu koku da ne böyle?
Que cheiro é este?
"O ebedî uykuda ne rüyalar göreceğim, kim bilir."
"No sono da morte, que sonhos podem sobrevir."
Peru'da ne var?
O que há no Peru?
Bu mataralarda ne olduğunu tahmin edebiliriz, değil mi?
Então, dá para adivinhar qual é o conteúdo destes frascos, certo?
- Bu da ne, Louis?
- O que é isto?
Hayden'i ne öldürdüyse hala dışarıda.
O que quer que apanhou a Hayden ainda anda ali por fora.
Bu da ne şimdi?
Óptimo.
Bu da ne demek oluyor?
Que raios é isso suposto de significar?
- Ne zamandır buradasın? - Bir ya da iki saat.
- Há quanto tempo estás aqui?
Kurbanın kayıtlı ifadesinde ne durumdayız?
Melhor para nós. E o depoimento da vítima?
Ne kadar hatırlarsan kadınlar da dahil.
Todos aqueles que se lembrar, inclusive mulheres.
Ne olduğu konusunda bize az da olsa bilgi vermeniz gerekmez mi?
Não deveriam contar-me um pouco algo sobre o que aconteceu?
Tanrım ne kadar da boş geliyor kulağa.
Meu Deus, isto soou tão inútil.
Daha iyi olduğunda onunla görüşmeye devam edeceğiz ancak saldırı sabahı kocası dışında bir adamla ilişkiye girdiğini bize söyledi. - Kim olduğunu paylaşmak konusunda hala gönülsüz. - Ne kadar da yardımcı.
Ela disse-nos que teve sexo com um homem, não o marido, na manhã do dia da agressão, embora esteja relutante em dizer-nos a identidade dele.
- O kavgadan sonra sana ne oldu Ed?
O que aconteceu depois da discussão, Ed?
Trish'in ağzını tıkamak için ne kullandığını da hala bilmiyoruz.
Ainda não sabemos o que o atacante usou para amordaçar a Trish.
Parti gecesi Axehampton'a ne zaman vardınız?
Não importa, desculpem, continuem com o que iam perguntar. A que horas chegou a Axehampton House na noite da festa?
Ki size ne yapacağınızı söylemek bana düşmez toplantıyı planladığı gibi yapardım. Ekibin kalanıyla ayrıntıları paylaşmayın. Basın açıklaması yapmadan önce dışarı çıkın, hava alın, bir kahve için.
Não estou a dizer isto oficialmente, vão à reunião Gold e não comentem nada disto com o resto da equipa, depois, antes da declaração à imprensa, vão lá fora, apanhar ar, talvez tomar um café,
Bunun sonucunda ne mi oluyor? Bana yer kalmıyor.
Não me dá lugar.
- Bu da ne?
O que é isto? Anda.
Trish'in üzerinden alınan örneklerde uyuşan tek DNA da kendisine ait. Her ne kadar o sabah onunla birlikte olmuş olsa da.
E ele ainda é o único suspeito cujo ADN foi encontrado na Trish, apesar de ter sido de quando eles tiveram sexo naquela manhã.
Trish Winterman'ın ev anahtarlarının kopyasının sende ne işi var?
Porque é que tem as chaves de casa da Trish Winterman?
Bu ne anlama geliyor?
À casa da namorada do Leo. Certo.
- Bu da ne?
O que é isso?
Peki duvarın güneyindeki her şeye ne diyoruz?
E que nome chamamos a tudo o que fica a sul da muralha?
Hav-ırd Üniversitesi'ne veya Boston Collie'ye veya UC Patili'ye, Marma Duke ya da Corgi Mellon'a veya Massachusetts Ensti-Şirin Tekno-Köpek'e gitmediler.
E nunca andaram na Universidade Ão-Ão, na Boston Collie, na UC Vira-Latas, na Escola Grand Danois, na Faculdade Corgi nem no Instituto de Latidos Tecno Queridos de Massachusetts.
S.B.'den yetkim böyle bir durumda ben ne dersem onu yapmanı söylüyor.
O meu mandato da "Schental Biotech" diz que fará aquilo que eu disser em situações com esta.
Ancak ne yazık ki Kont Olaf da uyanmıştı.
Mas, infelizmente o Conde Olaf também.
Ne kadar da yakışıklı.
Ele é tão belo.
Elbette evinin rahatlığında film izlemek daha iyi ama ne düşündüğünü sormadım.
É claro que é mais conveniente ver do conforto da própria casa, mas não pedi a tua opinião.
Ne kadar da mantıklı bir fikir.
Que ideia sensata.
Ne kadar da üzücü.
É trágico.
- Maske yüzünden ne dediğiniz anlaşılmıyor.
- Não compreendo por causa da máscara.
Neden özellikle dün gece orada olduğunu, mezarlığı ne sıklıkta ziyaret ettiğini ya da bu ölümcül olayın kesin sebebini henüz bilmiyoruz.
Não sabemos por que razão estava lá ontem à noite, com que frequência visitava o cemitério nem o que motivou este desfecho trágico.
Evet, Tribune ve Post'un ne olup da muhabirliğe dönüşüm hakkında aynı günde haber yaptığını merak ettim.
Estou curioso quanto ao motivo pelo qual tanto o Tribune como o Post publicaram artigos relativos ao meu regresso ao jornalismo exatamente no mesmo dia.
Karına ne teşhis konuldu, sorabilir miyim?
Qual é o diagnóstico da sua esposa, se lhe posso perguntar?
16 yıl boyunca kötü polis,... olmak ne kadar kötü bir fikrin var mı?
Fazes alguma ideia do que é ter sido a má da fita durante 16 anos?
da ne demek 81
da nerede 17
da ne oldu 16
da ne var 31
da ne işin var 23
da ne yapıyorsun 30
da ne yapıyordun 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
da nerede 17
da ne oldu 16
da ne var 31
da ne işin var 23
da ne yapıyorsun 30
da ne yapıyordun 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
neden olmasın 2566
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
neden olmasın 2566