Dünyalı traduction Portugais
1,076 traduction parallèle
Dünyalılarla ilk deneyimiz olduğu için konumuz basit olacak - hayatta kalma, yaşam ve ölüm.
Como é a nossa primeira experiência com terráqueos, o tema é simples : sobrevivência, vida e morte.
Siz Dünyalılar çok inatçısınız, değil mi?
Vocês, terráqueos, são uns emproados.
Bu, uzun süre önce Shakespeare adındaki bir dünyalı tarafından yazılmıştı.
Foi escrito por um terráqueo chamado Shakespeare, há muito.
Çünkü siz kusurlusunuz. Siz Dünyalılar zamanı doğal bir süreç sayarsınız.
Como são imperfeitos, os terrestres não conseguem libertar-se do Tempo.
Konuş, Dünyalı.
Fale, terráqueo.
Dünyalı.
Terráqueos!
Sen tanıyor musun bu dünyalı... ... bu kişiyi?
Conheces este humano...
Rotası gelişigüzel. Üzerinde 300 Dünyalı var.
A sua trajectória é aleatória e é habitada por 300 terráqueos.
Bu Dünyalılar çok akıllı.
Estes terráqueos são muito espertos. Calma, Tony.
Seni duyuyorum dünyalı!
Escuto, caro terráqueo...
Doğum günün kutlu olsun, başka dünyalı.
Parabéns, seu coisinha do outro mundo.
Dünyalıların gelişimi bizden ileri mi ya da üstün varlıklarından gerilemiş ilkel hayvanlar mı?
Serão os habitantes da Terra mais avançados e desenvolvidos que nós neste seu estádio de desenvolvimento? Ou serão apenas animais primitivos, vindos de uma era melhor?
- Dünyalıları görmek istiyorlar.
- O quê? - Querem ver os terráqueos.
Buraya, küçük bir araştırma ekibi gönderdik. Halka karışarak, Dünyalı'ların davranış ve ölüm şekllerini araştırıyoruz.
Enviámos um pequeno grupo de reconhecimento a fim de estudar os vossos costumes e o comportamento dos terrestres misturando-nos com a população.
Saylonlular sadece evrende son kalan insanlar olan Dünyalıları yok etmek için
Eles nos permitiram encontrar os últimos humanos no universo.
Her zaman ki gibi doktor Zee bazı yeni ilginç araçlar geliştirdi. Bunlar kesinlikle Dünyalı kardeşlerimizin kafasını karıştıracak.
Como sempre doutor Zee inventou vários dispositivos novos e úteis o qual eu o asseguro, que confundirão nossos irmãos da Terra.
On metre ölçeğinde, Dünyalıların yapılaşmayı sevdiklerini de keşfederiz.
A uma resolução de 10 metros descobrimos que os terráqueos, gostam de edificar.
Hollandalılar gemilerine "uçan gemi" demiştir ve Voyager da onların mirascısı olmalı gerçek uçan gemi yıldızlara uzanan, ve yolu üzerinde dünyalı Christiaan Huygens'in görüp vurulduğu gezegenleri keşfeden araç.
Os Holandeses chamavam aos seus barcos os Barcos Voadores e as naves espaciais Voyager são os seus descendentes, verdadeiros barcos voadores, com rumo às estrelas, e que no caminho, exploram alguns desses mundos que Christiaan Huygens, um homem da Terra, conhecia e amava tanto.
Böylece bu altın plağa kaydedilen her veriyle bir dünyalı kadının beyin dalgaları müzik çeşitleri örnekleri, dünyanın resimleri ve sesleri 60 dilde insan mesajları ve kambur balina sesleri onlara ulaşacak.
Por isso cada uma leva consigo um disco de fonógrafo em cobre e com banho de ouro, onde estão registadas as ondas cerebrais de uma mulher, uma antologia musical, imagens e sons do nosso planeta, e incluindo saudações em 60 línguas humanas, bem como o canto das baleias corcundas.
Merhaba. Biz dünyalıyız.
Olá, nós somos da Terra.
Sersem dünyalılar.
Terráqueos patéticos.
Dünyalı kadını götürün.
Removam a mulher da Terra.
Dünyalı kızdan öğrendik.
Sabemos isto pela terráquea.
Dünyalı, eceliyle baş başa kalacak.
O terráqueo permanece aqui para morrer.
Kumandada Gordon adlı dünyalı var.
O terráqueo Gordon foi identificado como sendo o piloto.
Sen, Acımasız Ming, evrenin mutlak hakimi bu dünyalıyı, Dale Arden'ı, İmparatoriçeliğe kabul ediyor musun?
Tu, Ming, o Misericordioso, senhor do universo aceitas, neste momento, esta terráquea, Dale Arden como tua Imperatriz?
Benim hayatımı almak veya bağışlamak bir dünyalıya kalamaz.
Não é um terráqueo que me vai poupar a vida, ou tirá-la.
Dünyalı Joyce Kilmer'in Trees şiiri.
"Árvores" por Joyce Kilmer, do Planeta Terra.
Karşı koyarsan, koruduğun milyonlarca dünyalı... bunun hesabını hayatlarıyla verir.
Senão, os milhões de terráqueos que proteges... pagarão o teu desafio.
Kraliçenin kadın kurbanını çalmaya cesaret eden Dünyalı Den senmişsin. Bodur bir herifti.
O que se atreveu a roubar o sacríficio feminino da rainha.
Ben dünyalıyım.
Sou da Terra.
Bu dünyalılar aptal.
Os terrestres são estúpidos.
- Dünyalı.
- Terrestre.
Galiba ben de dünyalı oluyorum.
Acho que me estou a tornar numa pessoa do planeta Terra.
Dünyalı çocuk.
A criança terrestre.
Dünyalı çocuğu biliyor musunuz?
Sabias acerca da criança terrestre?
Sessiz ol Dünyalı.
Silêncio, terráqueo.
Dünyalı melek, Dünyalı melek
" Anjo Terrestre, Anjo Terrestre
Senin öte-dünyalılar ortaya çıkacaklar mı?
Seus extraterrestres vão dar um ar da sua graça?
- Burada Dünyalı var mı?
- Está cá alguém da Terra?
"Mutlu yıllar, süper babaya, kocaya ve dünyalıya."
"Para um super pai, esposo e terrestre"
Selamlar Dünyalı kadın!
Saudações, terráquea.
Pekâla hanımlar, dünyalıklarınızı toparlayın bakalım.
Pronto, senhoras, reúnam os vossos bens.
Dünyalıların aşk ve evlilik denen tuhaf çiftleşme alışkanlıklarını inceleyeceksin.
Vais investigar os bizarros rituais terráqueos de amor e casamento.
Kenara üç beş kuruş dünyalık koymak lazım.
Um tipo tem de ter umas economias.
Biliyor musun, dünyalılar için çok kötü bir şey bu.
É o problema dos seres humanos.
Dünyalı olsaydım yine aynı şeyleri yapardım.
Se fosse da Terra, teria feito exactamente como fiz.
Sen bir dünyalıda ve bir uzaylıda aradığım her şeye sahipsin.
És tudo o que sempre desejei num humano e num extraterrestre.
- Dünyalı.
- Terráqueos!
Bir adım daha siyah gömlek, ve o Dünyalılardan çok kendi kıçın için endişeleneceksin.
Nem mais um passo, camisa preta, ou fica deitado de costas como os terráqueos.
Ben dünyalıyım.
- Não. Sou da terra.
dünyalılar 16
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17