Dünyalılar traduction Portugais
418 traduction parallèle
Dünyalıları ibret verici bir şekilde cezalandırma kararı alırlar.
Decidem punir os terrestres de forma exemplar.
Hayır, dünyalıları kastediyordum.
Não, eu estava a falar de homens da Terra.
Uzaydan gelen istilâcıları, ilk gören Dünyalılar bizler olacağız.
Seremos os primeiros homens da Terra a ver estes invasores do espaço.
"Dünyalılar, defolun" harfleri oluşturmak için iki arkadaşımı kullandım.
"Terrestre, vai para casa.", usando os meus dois colegas para formar as palavras.
Dünyalılar üzerinde işe yaramaması imkânsız...
Tem sido absolutamente impossível trabalhar por estas criaturas da Terra.
Dünyalıların zorlu bir ırk olduğunun farkında.
Ele entende as dificuldades da raça da Terra.
Sence dünyalılar bu sefer önümüze hangi engelleri koyacak?
Você pensa qual será o próximo obstáculo | que as pessoas da Terra porão em nosso caminho?
- Dünyalıların hepsi böyle güçlü mü?
Eles são todos poderosos assim na Terra?
Eros, dünyalılar bizi tehdit eden şeyi gerçekleştirmeye giderek yaklaşıyor.
Eros, as pessoas da Terra não estão nos temendo.
Dünyalılar?
Terráqueos?
Dünyalılar Romulanlıların savaşçı, zalim ve hain olduklarına inanıyor.
A Terra crê que os romulanos são bélicos, cruéis, traiçoeiros.
Eğer vücut yapıları dünyalılarla aynı değilse.
Só se eles forem como os terrestres.
El ve ayak parmaklarının gelişimi dünyalılarınkiyle tamamen uyuyor.
O desenvolvimento dos dedos dos pés e mãos corresponde ao homem actual. - Concordo
Ayinlerimiz dış dünyalılar için mi?
As nossas cerimónias são para estranhos?
Dünyalılar dürüstçe anlaşma yapmaya korkuyor.
Os terrestres receiam negociar honestamente.
Dünyalılar önce kayalarımız için pazarlık etti.
Os terrestres foram os primeiros a propor um acordo.
Dünyalılar size ne öneriyor?
O que vos oferecem os terrestres?
Dünyalılar kabilenizdeki gençlere birçok şey öğretmeyi vaat ettiler.
Os terrestres prometeram ensinar muitas coisas aos jovens das tribos.
Bırakın Klingonlular ve Dünyalılar bize eğlence sunsunlar.
Deixa que os Klingons e os terrestres nos divirtam.
- Dünyalıların farklı gelenekleri var.
- Os terrestres têm costumes diferentes.
Dünyalılar harika bir oyun oynadı.
Os terrestres fazem um jogo excelente.
- Dünyalılar?
- E os terrestres?
Hâlbuki Dünyalıları soğuk bilirdik.
Dizem que os terrestres são frios.
Dünyalıların silahlarını kullanıyorlar!
Eles têm armas terrestres.
Siz Dünyalılar en olağan dışı, kışkırtıcı kişilersiniz.
Vocês, terráqueos, são muito invulgares e estimulantes.
Dönemimde Dünyalıları tanımıyorduk.
No meu tempo, ignorávamos que havia terráqueos.
Siz Dünyalılar çok inatçısınız, değil mi?
Vocês, terráqueos, são uns emproados.
Çünkü siz kusurlusunuz. Siz Dünyalılar zamanı doğal bir süreç sayarsınız.
Como são imperfeitos, os terrestres não conseguem libertar-se do Tempo.
Bu Dünyalılar çok akıllı.
Estes terráqueos são muito espertos. Calma, Tony.
Dünyalıların gelişimi bizden ileri mi ya da üstün varlıklarından gerilemiş ilkel hayvanlar mı?
Serão os habitantes da Terra mais avançados e desenvolvidos que nós neste seu estádio de desenvolvimento? Ou serão apenas animais primitivos, vindos de uma era melhor?
- Dünyalıları görmek istiyorlar.
- O quê? - Querem ver os terráqueos.
Saylonlular sadece evrende son kalan insanlar olan Dünyalıları yok etmek için
Eles nos permitiram encontrar os últimos humanos no universo.
On metre ölçeğinde, Dünyalıların yapılaşmayı sevdiklerini de keşfederiz.
A uma resolução de 10 metros descobrimos que os terráqueos, gostam de edificar.
Sersem dünyalılar.
Terráqueos patéticos.
Bu dünyalılar aptal.
Os terrestres são estúpidos.
Senin öte-dünyalılar ortaya çıkacaklar mı?
Seus extraterrestres vão dar um ar da sua graça?
Dünyalıların aşk ve evlilik denen tuhaf çiftleşme alışkanlıklarını inceleyeceksin.
Vais investigar os bizarros rituais terráqueos de amor e casamento.
Biliyor musun, dünyalılar için çok kötü bir şey bu.
É o problema dos seres humanos.
Çünkü bu haklar olmadan, dünyalılar kaybolur.
Sem eles, os terrestes estão perdidos.
Selam Dünyalılar, Ben Kang.
Saudações, Terráqueos. Eu sou o Kang, não estejam assustados.
Hadi, Dünyalılar, yiyin.
Vamos lá, Terráqueos, comam.
Yaşayan Dünyalıları henüz ele geçiremedik!
Você não tem as pessoas de Terra vivas do seu lado!
Çünkü siz dünyalılar aptalsınız!
Porque todos vocês na Terra são idiotas!
Dünyalı mıydılar?
Eram?
Hayalkırıklığına uğratacağım için üzgünüm ama cevap evet, Dünyalıydılar.
Desculpe desapontá-lo, mas a resposta é : Sim, eram de cá.
Doktor Roney ve ben bu eklembacaklıların Dünyalı olmadığı konusunda hemfikiriz.
O Dr. Roney e eu estamos desconfiados que estes artrópodes não são terrestres.
Bu hapları sadece Dünyalılar bilir.
Só os terrestres os têm.
Buraya, küçük bir araştırma ekibi gönderdik. Halka karışarak, Dünyalı'ların davranış ve ölüm şekllerini araştırıyoruz.
Enviámos um pequeno grupo de reconhecimento a fim de estudar os vossos costumes e o comportamento dos terrestres misturando-nos com a população.
Hollandalılar gemilerine "uçan gemi" demiştir ve Voyager da onların mirascısı olmalı gerçek uçan gemi yıldızlara uzanan, ve yolu üzerinde dünyalı Christiaan Huygens'in görüp vurulduğu gezegenleri keşfeden araç.
Os Holandeses chamavam aos seus barcos os Barcos Voadores e as naves espaciais Voyager são os seus descendentes, verdadeiros barcos voadores, com rumo às estrelas, e que no caminho, exploram alguns desses mundos que Christiaan Huygens, um homem da Terra, conhecia e amava tanto.
Rekabet, dünyalı erkekleri en iyiyi sunmaları için kamçılar.
A competição parece trazer ao de cima o melhor do humano macho.
Klingon, Romulalı ve Dünyalı temsilcileri esir aldılar.
E fizeram reféns. Os cônsules Klingon, Romulan e da Federação.
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17