Fark ettin mi traduction Portugais
1,068 traduction parallèle
Peki yanına yiyecek yada içeceğe benzer bir şey almadığını da fark ettin mi?
Também reparou que quase não levou comida e água?
Sürekli şikayet ediyorsun, bunu fark ettin mi?
Estás sempre a reclamar. Já reparaste?
Fark ettin mi bilmiyorum.
Não sei se percebeste.
Son üç haftada değişik bir şey fark ettin mi?
Notaste algo diferente nestas três semanas?
Bunu fark ettin mi?
Já te apercebeste.
Stüdyodaki balık kızardı, fark ettin mi?
Está a fazer furor no estúdio.
Stüdyodaki balık kızardı, fark ettin mi?
Anima o pessoal.
Seni izlediğimi fark ettin mi?
Viste-me a olhar para ti?
Fark ettin mi, etmedin mi bilmiyorum ama bir provanın ortasındayım.
Não sei se reparaste mas estou a meio de um ensaio.
İzleyenleri fark ettin mi?
Localizou os nossos observadores?
Ama sen beni hiç fark ettin mi? Gayet iyi biliyorsun.
Mas serias tu a reconhecer-me se me tivesses visto algures.
Mesela Jill'in ikinci bölümde detone olduğunu fark ettin mi?
Por exemplo, reparaste que a Jill estava dessincronizada no segundo verso?
Fark ettin mi?
Está sentindo?
Benzerliği fark ettin mi?
Sei no que estás a pensar. Na semelhança, certo?
Bir değişiklik fark ettin mi?
Notaste nele alguma coisa estranha?
Baba, dışarıda hiç çöp kutusu olmadığını fark ettin mi?
Pai, já reparaste que não há latas de lixo lá fora?
İnsanların nihayetinde bir masaya oturduklarındaki mutluluklarını fark ettin mi?
Já viste como as pessoas ficam felizes, quando conseguem mesa?
Bazı geceler, daha çok yıldız göründüğünü fark ettin mi?
Já reparaste que há noites em que se vêem mais estrelas?
Fark ettin mi?
Apanhaste?
Hiç fark ettin mi, bazı günler ne kadar berbat başlar sonra birdenbire harika bir şey olur ve tüm dış görünüşün aniden... değişir.
Já reparaste que há dias que começam muito mal mas depois acontece uma coisa maravilhosa e, de repente, toda a nossa perspectiva... Muda.
Annecik, Bay Fuzzy Ayicik'ta tuhaf bir sey fark ettin mi?
Mamã... Já notaste algo estranho com o Sr.Ursinho ali?
Bu sabah gördüğünde sen bir şeyler fark ettin mi?
Por acaso não reparou em nada quando esteve com ele esta manhã?
O adamın tek kolu olduğunu fark ettin mi?
Viste que ele só tinha um braço?
Beni nasıl ıslattığını fark ettin mi, bebeğim?
É o quanto você faz minha boceta molhada, querido.
Yeni yönetim geldiğinden beri başka bir şey daha fark ettin mi?
Pois está. Já notaste mais alguma coisa diferente com a nova gerência?
- Baba, garip bir şey fark ettin mi?
- Pai, não notas nada estranho?
Gözleri donuk bakıyor. Fark ettin mi?
Tem os olhos lacrimejantes, reparaste?
Hiç tüm fiyatların "9" ile bittiğini fark ettin mi?
Já notaste, que todos os preços terminam em 9?
Hiç fark ettin mi? Bazı insanlar hayatına girer sanki onları her zaman tanıyormuşsun gibi?
há pessoas que aparecem na sua vida e é como se as conhecesse desde sempre.
Danny, sen bir şey fark ettin mi? İhtiyarı bir yere kapatabilmemizi sağlayacak bir şey?
Danny notaste alguma coisa, alguma coisa que nós possamos usar contra o velho?
İlk sert darbeyi aldıktan sonra ne kadar güçsüzleştiğini fark ettin mi?
Da primeira vez que foi atingido, repararam como estava fraco?
Sana ne kadar benzediğini fark ettin mi?
Notaste que é parecido contigo?
Karnımın nasıl şiştiğini fark ettin mi?
Vês o quanto a minha barriga cresceu?
Ne olduğunu fark ettin mi?
Reparaste no que aconteceu?
Riziko'daki röportajları yerini değiştirdiklerini fark ettin mi?
Já reparaste que mudaram a entrevista no Jeopardy?
Konuşurken çok yakında durduğunu fark ettin mi?
Reparaste como ele falava colado a nós?
Hiç gülmediğini fark ettin mi?
Já viste que ela nunca se ri?
Bart'ta bir değişiklik fark ettin mi?
- Reparas-te em alguma mudança no Bart?
T'Lani kadınlarının ne kadar çekici olduğunu fark ettin mi?
Reparou como são atraentes as mulheres T'Lani?
Smithers, fark ettin mi?
Sabes que se morresse...
Fark ettin mi?
Sabes o quê?
Göçük yerleri fark ettin mi?
Não sentiu os buracos?
Onda olumlu bazı değişiklikler fark ettin mi? Eğitimin sayesinde çıplak göbek dünyasını keşfe çıkmış gibi. Evet.
Notaste alguma mudança positiva?
Şarabın insanlara kendini seksi hissettirdiğini fark ettin mi?
Não. Já reparaste como o vinho faz as pessoas quererem sentir-se sexy?
Fark ettin mi bilmiyorum, ama ilk 3 ay benim için çok zordu.
Não sei se notaste, mas os primeiros três meses foram duros.
Fark ettin mi, insan akılcı düşünme kabiliyetini yitiriyor.
Descobriste que já não conseguias ser racional?
Fark ettin mi?
- Sim. Reparaste?
- Sen de mi fark ettin?
- Notaste?
Fark ettin değil mi?
Reparaste?
Fark ettin mi?
Reparaste nisso?
Gemideki hava ne kadar kuru, fark ettin mi?
Você percebeu como o ar está seco na nave?