Hiç de bile traduction Portugais
1,899 traduction parallèle
- Gecikmedim umarım? - Hiç de bile.
- Não estou atrasada, pois não?
- Hiç de bile!
- Não trago nada.
Hiç de bile.
Bem, na realidade não é.
Hiç de bile!
Não tenho nada!
Haksız mıyım? Hiç de bile.
- Estou correcto?
Hiç de bile.
Não de todo.
Hiç de bile.
Não, de todo.
Hiç de bile, Scoop.
Nem um pouco, Scoop.
Hiç de bile Morgan. Kötü adamlar Chuck'ı ele geçirdi.
Não, Morgan, tudo não está bem, certo?
Hayır, hiç de bile.
Não, não de todo.
- Hayır hiç de bile.
- Não, nada disso.
Hiç de bile!
Isso não é verdade.
Hiç de bile. Demek istediğim, Serena ve ben Blair'e yardım ediyorduk.
Quer dizer, eu e a Serena estávamos a ajudar a Blair.
- Hiç de bile.
- Não é nada.
Utanmam mı gerekiyor? Hiç de bile.
Quer que me sinta envergonhada?
- Hiç de bile.
Nem por isso.
- Hiç de bile. En güzel şeyler seninle olsun.
- Não, desejo-te sorte.
Hiç de bile!
- Desculpa, não é isso.
- Hiç de bile. - Tamamen gerçek.
- De todo, é a mais pura verdade.
Hiç de bile ama bu da bir başlangıç.
- Ainda não, mas é um começo.
- Hiç de bile.
Eu não tenho.
Sana her zaman saygı ve sevgiyle davrandım. Hiç de bile, sorun ne biliyor musun?
Só te tratei com respeito e amor...
Hayır, hayır, hiç de bile. Tüm bu internet üzerinden randevulaşma olayı bana biraz yabancı. İyi o zaman.
Não, não, de maneira nenhuma.
Hiç de bile. Dikenler sosisimi acıtıyor.
Não gosto, os espinhos magoam-me na gaita.
Hiç de bile.
Não, não foi estúpido.
Hiç de bile.
- Não, não tenho.
Hiç de bile.
Não, não vais...
Hiç de bile.
Não, não consegui.
- Hiç de bile.
Não te preocupes.
Hiç de bile.
Eu não faço isso.
Numara mı bu? Daha fazla vermem! Hayır, hiç de bile
O povo de Paris dorme nas suas camas!
ama böyle birşeyi dediğimi hiç hatırlamıyorum buna benzer herhangi birşeyi bile.
Mas não tenho qualquer memória de dizer isso! Algo assim do género.
Elimde güneşli, karlı, dolu taneli hatta ninenim kuru üzümlü tayfunu bile var ama hiç kasırgam yok.
Tenho o sol com céu limpo, tempestade de neve, granizo com cebolas, e até o furacão de passas de amora da minha avó. Mas não tenho o tornado!
Ben hallettim bile. Sanki hiç opere edilmemiş gibi duruyor.
Nem parece que acabou de operar.
Seni hiç de özlememişim. Hem de bir gıdım bile.
De que não tive saudades tuas, nem sequer um bocadinho.
Ama, aksi durumda, hayatımın geri kalanında Noel'de bile Manhattan'a hiç adım atmayacağıma söz veriyorum.
Mas de qualquer forma, prometo que não ponho os pés em Manhattan durante o resto do ano, nem sequer no Natal.
Ben ona evlilik yüzüğümüzü bile taktıramazken o, kolyesini hiç çıkarmazdı.
Nunca consegui que ela usasse o seu anel de casamento, mas ela nunca tirou essa coisa.
Hiç de bile.
Nem um pouco.
Ama dilediğimden bile daha büyük olan bu beklenmedik merhamet, kabahatlerimin, gözüme daha önce hiç olmadıkları kadar iğrenç görünmesine sebep oldu.
Não, Vossa Mercê. Nunca. Voltarei para Londres para redigir um pedido de perdão para apresentardes ao Rei.
En son anlarında ölüm döşeğindeyken bile hiç unutmayacağı şeyler vardı.
No fim, no seu leito de morte, havia coisas que ele não se esqueceu.
Hiç de bile.
- Nem por isso.
Hayır, hiç de bile.
- Não, de todo.
Mağaranın sanatçıları bunları hiç görmedi bile. Çünkü çoğu, toprak kaymaları mağara girişini kapadıktan sonra biçimlenmeye başladı.
Os artistas da gruta nunca as viram, pois muitas só se começaram a formar depois de a derrocada selar a entrada.
Hiç paramız olmayışını ve temel şeyleri bile karşılayamadığımızı mı?
O facto de estarmos falidos e e de não conseguirmos obter as necessidades básicas?
Bazen neden bahsettiğini bile hiç anlamıyorum.
A maioria das vezes, não sei de que raio está a falar.
En ufak bir şeyden bile tasarruf yapıp para biriktiren biri olmama rağmen yine de şimdiye dek hiç yaz işinde çalışmamış tembel bir çocuk yetiştirmişim.
Tenho sido muito poupadinha e, no entanto, criei um filho preguiçoso que nem sequer teve um trabalho de Verão.
Daha Sarah'la konu hakkında hiç konuşmadık. Niyetim teklif etmek değildiyse bile etme ihtimalimin onun için iyi haber mi, kötü haber mi olduğunu bilmek isterim.
A Sarah e eu não trocámos uma palavra sobre o que aconteceu, e apesar de não estar a propô-la em casamento, gostava de saber que, se pensar que o estava a fazer, isso seriam boas notícias ou notícias horríveis.
Hiç de bile.
- Nem pensar.
- Hayır, hiç de bile.
- Não, nada disso.
Bıraktım bile. Hayatıma sanki Taliesin'le hiç tanışmamışım gibi devam edeceğim.
Vou fazer de conta que nunca encontrei o Taliesin.
Adam etkilenmedi bile, hem de hiç etkilenmedi.
Aquele tipo não está impressionado, não está mesmo.
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç de komik değil 48
hiç de fena değil 32
hiç değişmemişsin 157
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç de komik değil 48
hiç de fena değil 32
hiç değişmemişsin 157
hiç değişmeyeceksin 16
hiç değişmemiş 30
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilemedim 29
hiç değişmemiş 30
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilemedim 29
bilerek yapmadım 25
bilemiyorum ki 20
bilen var mı 30
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
bilemiyorum ki 20
bilen var mı 30
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39