Kapalı mı traduction Portugais
1,788 traduction parallèle
Sunucu hala kapalı mı?
Olha, o servidor não está a funcionar?
Tüm sistemler kapalı mı?
Todos os sistemas estão desligados?
Bunca zamandır mikrofonun kapalı mıydı? Sağ ol BBG!
E estás sem o teu microfone desde essa hora?
- Kapalı mı?
- Fechado?
- Her yer kapalı mı?
- Fecharam tudo?
Gözlerin kapalı mı?
Tens os olhos fechados?
Kapalı bir mekanda kutlama yapacağız sanmıştım.
- Pensei que seria algo mais íntimo.
Anlamadığım şey, sesli mesajı neden kapalı?
Só não percebo porque desligou o voicemail.
- Lütfen çeneni kapalı tut, tamam mı?
- Não digas mais nada, está bem?
Ona 10 tane falan mesaj bıraktım, telefonu kapalı.
Deixei-lhe cerca de 10 mensagens mas o telemóvel está desligado.
Ağzını kapalı tutmana ihtiyacım vardı.
Precisava que te calasses!
bir bursa ihtiyacım vardı. Ağzını kapalı tutmana ihtiyacım vardı.
Eu precisava da bolsa.
Son 55 yılımı bu kapıyı sonsuza kadar kapalı tutabilmek için uğraşarak geçirdim.
Passei os últimos 55 anos a tentar fechar a porta para sempre.
Telefonunun sinyalinden bulmaya çalıştım ama cep telefonu ya bozuk ya da kapalı.
Pedi no escritório que localizassem o sinal, mas ou está desligado ou sem bateria.
Onu tanıdığım kadarıyla, bu konuda ağzını kapalı tutamaz.
Se bem conheço o comandante, não vai conseguir manter-se calado sobre isso.
Eğer bilseydim ağzımı kapalı tutardım.
Se eu soubesse, teria ficado calada.
Bu yolun kapalı olduğuna dair ışık olmalıydı tam olarak, anlamıyorum çarptığımıza.
Essa viga de bloquear os camihos atingiu-no duramente, não entendo.
Ağzımı kapalı tutsaydım, her şey daha kolay olurdu.
Seria bem mais fácil se tivesse ficado calada.
Ama kredi kartımı kullanırsa, ağzını kapalı tutacağını söyledi.
Mas disse-me que se calaria se eu a deixasse usar o meu cartão de crédito.
Kontrol odasında ve geçit odasında kapalı devre yayınlarımız var.
Temos um circuito fechado na sala de controlo e do portal.
Eski kapalı bir piston, neyin--bakalım.
Um velho pistão de um... Vejamos.
Ağzımı kapalı tutacağıma söz verdim. O da Yüzbaşı'nın tazminatını ödeyecek.
Prometi ficar calada e ela paga a restituição do Capitão.
Sanırım kapalı.
Acho que estão fechados.
Bunun gibi suyun altında kapalı kalmak mı?
Alojamentos apertados como estes? Debaixo de água?
Aradım, kapalıydı.
Dixon, agora não. Eu liguei, está desligado.
Facebook'a bir tane daha gözü kapalı fotoğrafımı... koymadan önce, görmemin bir sakıncası var mı?
Posso ver isso antes que coloques outra foto minha de olhos fechados no teu facebook?
Peki çenemi ne için kapalı tutmalıyım?
E sobre que hei-de manter a minha boca fechada?
İşte o günden beri yeniliğe kapalıyım. İcada karşıyım emmi.
A partir daí passámos a ser contra todas as novidades e todas as invenções.
Ben hep kapalı tutarım.
Eu fecho sempre.
Bayım, bu bölge girişe kapalıdır.
Senhor, esta área é restrita.
Bazen seni kapalı tutmak daha iyi sanırım.
Sim, às vezes penso que é melhor tirar a segurança das portas.
Gizli-saklı işler çeviren sayısız kuruluşla nasıl başa çıkabiliriz? Counsil on Foreign Relations, The Trilateral Commission, Bilderberg Grubu [11] * ve diğer demokratik olarak seçilmemiş, kapalı kapılar ardında hayatımızın politik, finansal, sosyal ve çevresel öğelerini kontrol eden bu gruplarla?
Como lidamos com as inúmeras instituições escondidas como o Conselho de Relações Exteriores, a Comissão Trilateral e do Grupo Bilderberg e de outros anti democráticos grupos eleitos que, atrás das portas, tramam para controlar a política, as finanças,
Polis falan görmediğin sürece, telsizi kapalı tut, tamam mı?
Fica fora do rádio, a não ser que vejas o Velho Bill, está bem?
Hanım efendi, Mercy Hastanesi üç yıldır kapalı.
Minha senhora, o Mercy foi fechado à três anos.
- Kapalıyım.
- Estou fechado!
Ev telefonundan aradım, hat kapalıydı.
Bem, eu liguei-te pelo telemóvel mas estava desligado.
Kapalı bir ortamda yaşadığımızı hatırlatmama gerek yok herhâlde.
Não preciso lembrar-te que vivemos num ambiente fechado.
50 yıldır kapalı olan bir hastanenin kayıtları nerede tutulur, bir fikrin var mı?
Sabes onde guardam os registos de um hospital que está fechado há mais de 50 anos?
Çeneni kapalı tut, anladın mı?
Fica calado, sim.
Ben camı yaptırayım, siz de çenenizi kapalı tutun.
Eu trato dos vidros, e vocês mantêm segredo.
Ağzımı kapalı tutmamı pek istememiştin.
Houve até mesmo algumas vezes em que não quiseste a minha boca fechada.
Ve gözü kapalı bir şekilde Petain'i izlemek anlamına mı geliyor?
E seguir o marechal cegamente?
Çeneni kapalı tutacak mısın?
Calas-te?
Kapıyı çaldım fakat pencere kapalıydı.
Eu ia bater, mas a janela estava mais próxima.
Ağzını kapalı tutacaksın, anladın mı?
Vamos dar um modo juntos e com calma.
Selam, tatlım. Kapalıyız.
Querida, estamos fechados.
Kılcal damarlar hakkında anlamadığım bir sürü şey söylediler,... yani bilinci kapalıymış.
Ele disse um monte de coisas que eu não entendi sobre capilares, Quer dizer... Ele disse que ela está inconsciente.
Çeneni biraz kapalı tutamaz mısın?
Não podes ficar calado por uma vez?
Kasetten kurtulup, ağzımızı kapalı tutacağız, tamam mı?
Vamos esconder aquela fita e ficarmos de boca fechada, ok?
Belki de silah emniyetlerimi kapalı tutmaya programlandım.
Talvez tenha sido programado para deixar as seguranças das armas ligadas.
Nöbetçi doktor odasında buluşalım, pantolonlar aşağı, ışıklar kapalı.
Vai ter comigo à sala de plantão, sem calças e de luzes apagadas.