Konuşuyorsun traduction Portugais
6,493 traduction parallèle
Neden böyle konuşuyorsun?
Porque dizes isso?
Sanki şeymişsin gibi konuşuyorsun...
Tu pareces... um velho...
- Beni tanıyor gibi konuşuyorsun.
Fala como se me conhecesse.
Yalan konuşuyorsun. İçki içiyorsun. - Tüm gece dışarılardasın.
Mentes, bebes, ficas fora a noite toda.
Ne zamandan beri yüksek sesle konuşuyorsun.
Quando tratares, fá-lo com estrondo.
Babam gibi konuşuyorsun.
- Pareces o meu pai.
- Çok konuşuyorsun, dostum.
- Falas muito, meu.
Bir şey söylemeyeceğim diyen birine göre bayağı konuşuyorsun.
Para quem não queria dizer nada, estás a dizer muito.
Kiminle konuşuyorsun?
Estás a falar com quem?
- Onlarla mı konuşuyorsun?
- Estás a falar com eles?
Sen NRC askerisin. Çok konuşuyorsun.
Tu, soldado do CRN, falas muito.
Sanki seçilmiş bir politikacı, adaymışım gibi konuşuyorsun.
Está a falar comigo como se eu fosse um político, um candidato.
O boşanma meraklısıyla mı konuşuyorsun?
Estás a falar com aquela vagabunda divorciada?
Neden sanki vajinam varmış gibi konuşuyorsun?
Não! Porque é que estás a insinuar que eu tenho uma vagina?
"Bo sono okollo oron oyo mo?" Aynı böyle konuşuyorsun.
"Então gostas da escola este ano?" Foi assim que tu soaste A sério, cala-te!
Bunu kasıtlı yaptığını sanmıyorum ama bazen kendini beğenmiş ve kibirli konuşuyorsun.
Não creio que seja intencional, mas às vezes você parece muito desdenhoso e superior.
Yanlış numarayla herkesten daha uzun konuşuyorsun.
Levas mais tempo do que ninguém a atender chamadas por engano.
Bizimle de bu yüzden konuşuyorsun, yanlış numara.
Por isso está aqui, um número de telefone errado.
Tuhaf konuşuyorsun.
Estás engraçada a falar.
Ve neden Hemsworth'ü tanıyormuş gibi konuşuyorsun?
E porque estás a fingir que conheces um Hemsworth?
Aptalca konuşuyorsun Danny.
Danny, estás numa espiral.
- Ama hâlâ konuşuyorsun. - Biliyorum.
- Mas ainda estás a falar.
Bana mı dedin? Benimle mi konuşuyorsun?
"Estás a falar comigo?"
Tatlım, kiminle konuşuyorsun?
- Com quem estás a falar, querido? - Está tudo bem, Jane.
Ooh, Kiminle konuşuyorsun?
Com quem tens falado?
Çocukça davranan bir göt gibi konuşuyorsun.
Estás a ser um cabrão infantil.
Font color = "# FFFF00" face = "Comic Sans MS" Hiç birini görmemiş biri için fazla büyük konuşuyorsun.
Falas demais para quem nunca viu um.
Neden Avie'nin adına konuşuyorsun?
Porque é que estás a traduzir o Avie?
- Kiminle konuşuyorsun?
- Com quem estás a falar?
Neden böyle konuşuyorsun?
Porque está a falar assim?
Annem gibi konuşuyorsun.
Pareces a minha mãe.
Kulağına tutup konuşuyorsun ve uzaklarda, aynı alete sahip biri dediğini duyabiliyor.
Põe-se ao ouvido, falas para ele, e alguém numa terra distante que tenha um igual pode ouvir-te.
Eski kocam gibi konuşuyorsun.
Pareces o meu ex...
Sadece, çok güzel konuşuyorsun. Sözcükleri ustaca kullanıyorsun, benim istediğim de bu.
Mas... tu falas tão bem, tens cá um domínio das palavras, e eu quero isso.
Neden konuşuyorsun benimle?
Porque está a falar comigo?
- Çok iyi İspanyolca konuşuyorsun.
- Sim, mas falas bom espanhol.
- Babanla nasıl konuşuyorsun?
- É assim que falas ao teu pai?
Kiminle konuşuyorsun?
Com quem estás a falar?
Boş konuşuyorsun.
És muito engraçado.
Cahilmişim gibi konuşuyorsun.
Fizeste-me parecer um ignorante.
Sanki bunu IKEA'dan almışız gibi konuşuyorsun.
Fazes parecer que a adquirimos no IKEA.
Kimle konuşuyorsun baba?
Com quem estavas a falar, pai?
- Aksanlı konuşuyorsun.
- Um sotaque!
Bu odadaki biriyle mi konuşuyorsun Leila?
Leila, estás a falar com alguém no quarto?
Roger, niye böyle konuşuyorsun?
Roger, por que estás a falar disso?
Ve şimdi de tekil kişi olarak konuşuyorsun.
Agora você está falando na primeira pessoa.
Carlos'la konuşuyorsun.
Eu sou o Carlos!
James King'le konuşuyorsun.
Estás a falar com James King.
Kiminle konuşuyorsun?
Galina! Com quem é que estás a falar?
İnsanlardan farklı düşünmelerini istiyorsun. Ve Bauhaus hareketi hakkında konuşuyorsun. Braun'dan bahsedip "Sadelik gelişmişliktir." diyorsun.
Pedes às pessoas para pensarem diferentemente e podes falar do movimento Bauhaus, da Braun, de "a simplicidade é sofisticação", de fardas Issey Miyake e de letras do Bob Dylan à vontade, mas esta coisa parece o forno de brincar da Judy Jetson.
Normalde konuştuğuna göre daha anlamsız konuşuyorsun.
Você está mais louco que o normal.
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyor 62
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236