Nasıl anladınız traduction Portugais
186 traduction parallèle
Nasıl anladınız?
Como é que todos adivinharam isso?
- Ama nasıl anladınız?
- Como conseguiu?
- Nasıl anladınız?
- Como soube?
O olduğunu nasıl anladınız?
Como perceberam que era a Nossa Senhora?
- Nasıl anladınız?
- Como sabe?
O inci tanesinin orada olduğunu nasıl anladınız?
Como sabia que estava lá a pérola?
Benim bu masayı sevdiğimi nasıl anladınız?
Como sabia que eu adoro essa mesa?
Nasıl anladınız?
O que a faz dizer isso?
Nasıl anladınız?
Como sabes?
Affınıza sığınarak Bakanım, madem anlaşılmaz bir rapordu sizin söylediklerinizin tersini söylediğini nasıl anladınız?
Com todo o respeito, Sr. Ministro, como sabe que é o oposto, se são totalmente incompreensíveis?
Nasıl anladınız?
Como adivinhou?
- Nasıl anladınız?
- Como é que você sabe?
Nasıl anladınız?
Como sabe?
- Cohen olduğunu nasıl anladınız?
- Como sabes que era o Cohen?
Kayıp olduğunu nasıl anladınız?
Quando deram pela falta dele?
İşte benim broşum, ama nasıl anladınız?
É esse o meu broche. Mas como sabia?
Polonyalı olduğumu nasıl anladınız?
- Como sabe que sou polonês?
Nasıl anladınız?
Qual foi o erro?
Duruşma esnasında Joe ismi hiç geçmedi öyleyse kimin hakkında konuştuğumu nasıl anladınız?
O nome Joe nunca foi mencionado neste julgamento então como é que você sabia de quem é que eu estava falando?
Soyulduğumuzu nasıl anladınız?
Como sabiam que estávamos a ser assaltados?
Nasıl anladınız?
Como é que descobriram?
Ve siz, bunu nasıl anladınız?
- E você... descobriu isso?
- Bunu nasıl anladınız?
Como é que determinou isso?
Enerji verdiğini nasıl anladınız?
Como sabe que estava a emitir energia?
Nasıl anladınız onun...
Como é que você descobriu que ela estava...?
Burada olduğumu nasıl anladınız?
Como sabiam que estava aqui?
Planımı nasıl anladınız?
- Como leste as minhas intenções?
Nasıl anladınız?
Como soube?
Ofisim. - Nasıl anladınız?
O meu consultório médico.
Nasıl anladınız?
Como descobriram isto?
Bunu nasıl anladınız?
Mas como descobriu isso?
Sizin bu arabayı yanlışlıkla tarifeli bir sefer sandığınızı nasıl anladım.
Entendo como equivocou-se, achando que era esta a diligência.
Buraya geleceğimizi nasıl anladınız?
Como é que sabia que viríamos para aqui?
Size nasıl yardımı dokunabileceğini anladınız mı Bayan Groza?
Dá pra ver como isto lhe seria útil Sra. Groza?
Ancak nasıl biri olduğunu görünce, neden evden koşarak çıkıp dışarıdan ona telefon etmeye çalıştığınızı anladım.
Quando vi o tipo de mulher que ela era, ocorreu-me por que motivo estava com tanta pressa de sair da casa e encontrar um telefone exterior.
Ve bu evde yalnız olmanın ve hayatımın sensiz olmasının nasıl bir şey olduğunu anladım.
E soube como me sentiria só nesta casa, não te ter na minha vida.
İyi bir kavunu nasıl anlarsınız, işte öyle anladım.
Eu soube do mesmo modo se conheces um bom melão.
Oğullarımızın başka kültürlerini öğrendiklerinde ve diğerlerinin ekonomilerini, iş davranışlarını, pazarlıklarını nasıl yürüttüklerini anladıklarında elde edecekleri avantajları göz önünde bulundurun.
Então, agente.
Nasıl olursa olsun Doktor, buradan birlikte çıkacağız. Anladın mı?
Seja como for, doutor, vamos sair daqui juntos.
Bana göre t-shirtleri yoktu ama nasıl olacağımı anladınız.
Não tinham uma camisa do meu tamanho, mas percebe-se.
Söyle, çocuğun nerede olduğunu... nasıl soracağımızı öğrensin. Anladın mı?
- Percebeste?
Bizim birlikte olmadığımızı nasıl anladın?
Como sabe se não estamos juntos?
Çarkın nasıl döndüğünü anladınız mı?
Estão a ver como funciona?
Kız kardeşim olduğunu nasıl anladın?
- Como sabes que era ela?
Şimdi kendi adamlarınızı nasıl bizimkine değil de kendi geçidinize döndürdüğünüzü anladım.
Percebo como conseguem enviar pessoas e fazer com que elas regressem pelo vosso portal e não pelo nosso.
Bilirsiniz, nasıl derler... saklanbaç oynamak gibi bir şey onu bulursunuz, ama aslında yakalamazsınız ama yakalamış olursunuz, anladınız mı?
A Sra. sabe, como um jogador diz como se estiver a jogar às escondidas e nós temo-la, mas na realidade não temos mas temos...
Benim olduğumu nasıl anladınız?
Como sabia que era eu?
Sanırım önümüzde nasıl bir fırsat olduğunu anladınız.
Penso que compreendem a oportunidade que temos pela frente.
Şimdi anladınız, sizin yapmaya çalıştığınız şeyi nasıl anladığımızı.
Percebe agora porque entendemos o que nos conta
Grayza'yı kaçırma planımızı nasıl anladın?
- Eu não... - De novo!
Bay Quinn, Reynard'ın kim olduğunu nasıl anladığınızı hiç sormadım.
Sr. Quinn, nunca lhe perguntei como descobriu quem era a Reynard.
anladınız mı 673
anladınız 18
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
anladınız 18
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221