English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ N ] / Nasıl olduğunu bilmiyorum

Nasıl olduğunu bilmiyorum traduction Portugais

528 traduction parallèle
Nasıl olduğunu bilmiyorum. Barakaların arkasında. Nöbetçi er vurmuş.
Apanharam-no nos jardins, por trás dos edifícios.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei o que aconteceu.
Şey, nasıl olduğunu bilmiyorum, fakat bir şekilde dışarı sızmış.
Não sei como aconteceu, mas já descobriram.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei como é que tu és.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama o günün tüm gerçekliği, olayların gerçek akışıyla gözlerimin önünde kare kare oluşmaya başladı.
Eu não sei como isso aconteceu, mas a claridade do dia se dissolveu nas imagens mais claras da memória que acabaram aparecendo em meus olhos com a força de uma sucessão de fluxos de eventos.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- Não posso. Não sei como fazer.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei. Não sei como é.
Ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilmiyorum. Ama kemikleri bir araya gelmeyecekse işi bitti.
Eu não sei o que era ou o que aconteceu, mas a menos que aquela bolsa de ossos possa se rejuntar, está fora agora de funcionamento.
Nasıl olduğunu bilmiyorum. Ama şimdi anladığım bir şey var ki...
Não sei bem como foi... mas agora sei.
Ama nasıl olduğunu bilmiyorum. Cidden!
Não sei como é que lá foi parar.
Neresi ya da nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei onde, nem como.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum...
Eu nâo queria ter nada a ver com a polícia.
Bir şekilde,..... nasıl olduğunu bilmiyorum,..... Dünya'nın geleceğinden geçmişine yolculuk ettik.
De algum modo, e não tenho intelecto para saber exactamente como, viajámos do futuro da Terra para o seu passado.
- Nasıl olmuş? - Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- Como aconteceu?
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei como pode ter acontecido.
O gösterişli özel okulların nasıl olduğunu bilmiyorum ama Midtown High'da...
Não sei o que se passa nesses colégios particulares, Osborn, Não sei o que se passa nesses colégios particulares, Osborn, mas no Midtown... Sigam.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei o que é.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Tem pêlo preso, não sei porquê.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei como se dá.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- Não sei como aconteceu!
- Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- Não sei como é.
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama o geri geldi.
e não sei como, mas agora ele voltou.
Nasıl olduğunu bilmiyorum. Silahım elimden kaydı işte.
Não podemos levar o Johnny ao funeral com aquele traje ridículo.
Ajan Cooper, çok üzgünüm. Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Agente Cooper, peço desculpas.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei como aconteceu isto.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei como foi.
Ama birkaç aydır- - Nasıl olduğunu bilmiyorum. Saldırgan, kendinden aşırı emin birisine dönüştün.
Mas nestes últimos meses, não sei como é que isso aconteceu, tornou-se nesta coisa agressiva e excessivamente auto-confiante.
Buna nasıl müsaade ettim bilmiyorum ama onun çok küçük olduğunu biliyorum.
Não sei se consentiria se soubesse que era tão pequeno.
Calamity ve benim hakkımda nasıl bir fikrin olduğunu bilmiyorum, ama...
Não sei que ideia tem de Calamity e eu, mas...
Eileen, bunun nasıl olduğunu sana anlatabilmem için milyonlarca yıl yeter miydi bilmiyorum.
Nem que tivesse um milhão de anos, não saberia contar como tudo isto aconteceu.
Herhalde ilk önce, saklanmanın nasıl bir şey olduğunu tarif etmeliyim. Ama aslında ben de henüz bilmiyorum.
Primeiro, acho que eu deveria descrever... como é viver escondido, mas eu ainda não sei.
Demokrasiden anlamam ve geleceğin nasıl olacağını hiç bilmiyorum. Ama senin çenenin düşük olduğunu biliyorum.
Não sei se sei escrever democracia e não sei como é o grande cenário.
- Ve nasıl olduğunu da bilmiyorum.
- E não me lembro como aconteceu.
Nasıl ya da nende olduğunu bilmiyorum ama seni sevdim.
Eu não sei como, eu não sei por que mas eu te amo.
Nasıl birşey olduğunu bile bilmiyorum.
Não sei o que é.
Şey, bunun ne kadar ciddi olduğunu, ve size nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, ama o karmaşada, ben...
Não sei o quanto isto é sério, Jim, e não sei bem como lhe dizer, mas com toda aquela confusão eu...
Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum.
Não sei que tipo.
BJ, bilmiyorum. Nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum.
Não sei exactamente o que aconteceu.
Nasıl olduğunu biliyorum... ama-ama nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
Eu sei como sente, mas-mas eu só não conheço como descrever isto.
Bu derin bir çalışma ve doğru bir seçim isteyen ince bir iştir. İçinde şeytan olduğunu biliyorum ama nasıl çıkaracağımı bilmiyorum.
Apesar de tudo, tenha a postura correcta muita prudência, poderá ser covardia, Monsenhor.
Nasıl olduğunu sorma. Bilmiyorum.
Não me pergunte como.
Nasıl bir belada olduğunu bilmiyorum ama benim icin endiselenme. Hükümetin konuğuyum. Her şeyi açıklayabilirim.
Ouça, eu não sei em que tipo de problemas estás metida... mas não se preocupe comigo, sou um convidado do Governador.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- Não sei como.
Bilmiyorum, O kadar hızlı aşık oldum ki nasıl biri olduğunu henüz keşfedemedim.
Não sei. Apaixonei-me por ele tão rápidamente, que ainda não descobri.
Nasıl kullanıldığını, neden ihtiyacımız olduğunu bile bilmiyorum.
Marilyn Beamis? Já passaram muitos anos.
Bak, nasıl lanet bir büyünün içinde olduğunu bilmiyorum, aslına bakarsan umrumda da değil. Ama bir anlaşmamız vardı, adamım.
Não sei que classe de magia negra ou vodu usaste e não me importa, mas tínhamos um trato.
Neler olduğunu bilmiyorum. Nasıl bilebilirim ki?
Eu não sei o que está a acontecer!
Ama sen, bilmiyorum Dutch.Ne iğrenç bir adam olduğunu, nasıl b * ktan çıktığını bilmiyorum.
Mas você, Dutch, não sei de que útero fedorento de podridão, pus e merda você saiu.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Não sei como.
Burada olduğunu nasıl öğrendi bilmiyorum.
Nem sei como ela descobriu que ele estava aqui.
Başım dertte, içeride neler olduğunu nasıl açıklarım bilmiyorum.
Estou metido em sarilhos. Não sei como explicar o que aconteceu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]