Nazik mi traduction Portugais
153 traduction parallèle
Nazik mi?
Prestável?
Biraz nazik olman lazımdı. - Nazik mi?
Só tinhas de ser educado com ele.
- Nazik mi?
- Gentil?
Şimdi, nazik mi yoksa sert bir masaj mı?
Agora... massagem suave ou forte?
Ellerin yumuşak ve nazik mi?
As tuas mãos são macias?
- Belki içeri gelmek isterdi ve bize bir içki için katılırdı. - Nazik mi?
- Pergunta-lhe se toma algo!
Diğerleri sana karşı nazik mi?
As pessoas são simpáticas... contigo? Sim.
Daha nazik mi söylemeliydim?
Deveria dizer isso melhor?
Nazik mi haşin mi?
Proa ou popa?
Bana çok nazik mi davranırdın?
Eras mais simpático comigo?
İnsanların nazik olmak istemesi ne korkunç, değil mi?
Não é horrível a mania das pessoas quererem ser simpáticas?
Hiç mi nazik insan kalmadı?
Um pouco de bondade é assim tão raro?
Ne kadar nazik bir bey değil mi tatlım?
Viste como ele é atencioso?
- İlla nazik olacaksın, değil mi Sarah?
- És sempre gentil, não és, Sarah?
Bak, nazik olmanın kimseye zararı yok, değil mi?
Ouça... não dói nada ser amável, não é?
Yani bizim iyi, ayık, güvenilir... nazik, altın kalpli, herkesin dostu Barney gibi mi demek istediniz?
Quer dizer, era só o bom velho, sóbrio, de confiança, gentil, bom samaritano e amigo-de-todos Barney?
Bu Dobie'nin nazik tarafı, değil mi?
Esse Dobie tem um lado sensível, não tem?
Davayı bırakacağını söylerken, nazik olacaksın, değil mi?
Vai dizer-lhe com gentileza que vai largar o caso?
- Çoğundan daha nazik olsa bile mi? - Evet.
- Apesar de ser melhor do que a maioria?
Ama sanırım ona karşı nazik olmalıyız, değil mi?
Mas acho que devo ser cortês com ele, não achas?
Yoksa yüzünde nazik bir tebessüm ve terbiyeli tavırlarıyla oturup açlıktan ve soğuktan ölmemizi mi seyredecek?
Ele senta-se aqui connosco com as suas boas maneiras e o sorriso polido enquanto passamos fome e os mais velhos morrem de frio?
Oh. Dr Murcheson'ın bölümündeki şu nazik genç adam değil mi?
Seria aquele rapaz simpático do departamento do Sr. Murchison?
- Her yerde mi? Önce yemeklerinin ortasında o nazik aileyi kaldırıyorsun... sonra da Lord Melbury'ye sandalyeyle saldırıyorsun!
Primeiro incomodas aquela família simpática a meio da refeição e depois atacas o Lord Melbury com uma cadeira!
Nazik mi mesela?
É simpático?
Bak. Kardeşinin nazik bir şekilde öğrenmeye uğraştığı ve benim, kişisel bir meraktan dolayı zamanın bir noktasında, hangi derecede olup olmadığı becerildin mi?
Olha, o que o teu irmão está delicadamente a perguntar e... para a minha curiosidade pessoal é o grau em que podes... ou não pode, em algum momento no tempo...
Bana çok nazik mi davranırdın?
Acho que não.
Nazik polisi mi oynuyorsunuz, Şef Quinn?
Está-se a passar por um policia educado, Chefe Quinn?
"Nazik" davran demiştin! Nezaket böyle mi olur?
Disseste que devíamos ser bem-educados!
Nazik hanımefendi mi? ..
Gentil Senhora...
Vefakar ve nazik bir eşle mi karşılaştınız?
Porque viu que ele tem uma esposa? E muito dedicada, por sinal?
Nazik değil mi?
Ele não é simpático?
Suzanne çok nazik ve kibar görünüyor öyle değil mi?
A Suzanne parece muito frágil e delicada, não é?
Amerika'yı gezdiniz mi bilmiyorum ama bizim türümüze pek nazik davrandığı söylenemez.
Este país não reage bem ao nosso género de pessoas.
Gücünü, senden daha nazik iyi kalpli, hayatında hiç kavga etmemiş birine kanıtlamak istediğin için mi?
Mate-os, agora! É nossa última chance! Lamento, pensei melhor para si.
Eğer nazik biriyse onu içeri al. Eğer terbiyeli ise çağır gelsin. Temiz biri mi?
Se for simpático, pede-lhe para entrar.
Varlıklı bir aileden mi olduğumu sormanın nazik biçimi.
É uma forma delicada de perguntar se a fortuna é de família.
Nazik parmaklarınız incindi mi?
Magoaram os dedinhos no telemóvel?
"... nazik ellerini öpmek için, ve belki boynunun yukarısını... bir gül kadar derinden. " Çok kötü değil mi, değil mi, llse?
O que eu não daria para beijar suas mãos suaves... e talvez embaixo do seu pescoço... como se beija uma rosa. " Nada mal, não é, Ilse?
Bu, nazik duyarlılığını rahatsız edecek mi?
Estou ofendendo sua sensibilidade?
Nazik biri değil mi?
Ena... Não foi simpático?
Bu çok nazik değildi, değil mi?
Isso não é muito feminino, pois não?
Evet, adam çok nazik, değil mi?
Pois. Ele não é uma jóia?
Küçük torunlarıma çok nazik davrandınız. Ne kadar da çevik küçük şeyler, değil mi?
Palmas para os "Timmy e os Lords of the Underworld!"
Geldiğinden beri sana hiç nazik davranmadım, değil mi?
Não te tratei muito bem desde que chegaste.
- Nazik biri mi?
- Ela é simpática?
Siz yıldızlı apoletli bir ordu mensubuna göre oldukça nazik birisiniz değil mi?
Na verdade, você é bastante querido para um homem do governo.
İkimiz için de nazik bir durum, değil mi?
É uma situação delicada para ambos, não é?
Kader çok nazik davrandı, öyle mi?
O Destino é muito generoso, não é?
Howard ne kadar nazik değil mi?
O Howard, ele é tão gracioso, não é?
Eddie, hiç spor olsun diye nazik olmayı denedin mi?
Eddie, já experimentaste um pouco de boa educação?
Gercekten hiçte nazik değilsin. Etrafında dolanmamı istiyorsun değil mi?
És um desgraçado, só me queres para fazer amor.