Ne korkunç traduction Portugais
1,174 traduction parallèle
Ne korkunç bir nehir!
Que rio terrível!
- Ne korkunç yol değil mi?
- Esta ruela é horrorosa, não acha?
Ne korkunç bir gece.
Que noite terrível.
Ne korkunç.
Que terrivel.
Eğer Bay Vyse bunu başka bir kaynaktan öğrenirse ne korkunç olur.
Quanto mais que terrivel se o Sr. Vyse ouvir de uma outra fonte.
Ne korkunç adamı?
Que homem mau?
Burası ne korkunç bir yer.
Que sítio horrivel é este.
Ne korkunç bir karışım... pişmanlığım ve... mutluluğum arasında.
Não pensas que isso faria uma mistura terrível... todo a mágoa do mal que te fiz... e todo o prazer do bem que te quero fazer.
Ama şu anda ne korkunç Chopper ne de Milo... ortalıkta görünmüyordu.
Mas nesse dia, nem o temível Chopper nem o Milo... estavam por perto.
- Tanrım, ne korkunç bir akşam!
- Oh, meu amor, que noite horrível!
Tanrim ne korkunç, sen hiçbir sey hatirlamiyorsun.
Ó meu Deus, que horror, não te lembras mesmo de nada.
- Ne korkunç bir hikaye.
- Que história horrível.
Kim olduğunu bilememenin ne korkunç olduğunu bilemezsin.
Não podes imaginar como é terrível não sabermos quem somos.
Ne korkunç!
Que horror!
- Aman Tanrım, ne korkunç bir palyaço! Bakalım senin için neyim varmış?
- Que palhacinho bonito, deixa ver o que tenho...
Ne korkunç bir durum!
Que coisa terrível.
Ne korkunç şey!
Que horror!
- Ne korkunç!
- Que horror!
Ne korkunç!
Que horror.
Ööö, ne korkunç.
É horrível!
- Ne korkunç bir başlık.
- Que título terrível!
- Ne korkunç!
- Que assustador!
Ne korkunç bir adam.
Que homenzinho desprezível.
"Katliam Evi Beş" Ne kadar korkunç bir isim!
" "Matadouro Cinco" ". Não é um nome horrível?
Korkunç olan ne?
- O que é terrível?
Aptal adam ne yaptığı şeyin vahametinin, ne de... piskoposun alacağı korkunç intikamın farkındaydı.
O parvo não se apercebeu do que tinha feito, nem da terrível vingança do bispo.
Cehennemin karanlık güçleri... korkunç bir lanet kustu, sen bunun ne olduğunu biliyorsun.
Os poderes sombrios do inferno... lançaram uma terrível maldição que já presenciaste.
Kaldı ki, hiçbirimizin bunu isteyeceğini sanmıyorum, ne kadar korkunç bir hain olduğunu görürüz.
Nobre Príncipe de Gales,
Bir otel odasında ne yapıyoruz? Bu korkunç bir şey.
Que estamos a fazer, a encontrarmo-nos num quarto de hotel?
" Ne kadar korkunç ve soğuk ve mesafeli ve dalgın
"Sei como devo parecer horrível, frio, distante, preocupado"
Ne kadar korkunç silahın ya da zavallı robotların olursa olsun yeryüzünden ayrı yaşayamazsın.
Não importa quantas armas tenhas ou quantos robots uses, não podes viver longe da terra.
Bence, o fakir, iğrenç ailenin ne zaman küçük parçalara doğranacağına dair bahse girmen çok korkunç.
Bem, é o que vamos ver. Vamos. Falamos sobre isto em casa.
Ne kadar korkunç bir hayat sürdürüyor olmalılar.
Que vida horrorosa eles devem viver.
Bu korkunç koku da ne? Sen misin yoksa?
Que cheiro horrível é este?
Ne korkunç.
Que horror!
- Çok korkunç! - Ne oldu?
- Que horror!
Ne tür korkunç şeyler?
Que tipo de coisas terríveis?
Ne kadar korkunç!
Meu deus!
Ama asıl korkunç olan ne biliyor musun boyunlarında şu ucuz, imitasyon, elektrolitik altın zırvasıyla dolaşan ve bu yüzden isilik olan gençler görmek böyle tomurcuk gibi iğrenç isilikler.
Todos os dias vejo por ai, miúdos a matar e a roubar por causa de correntes de ouro. Eu vejo miúdos com medalhões tão grandes que mal conseguem andar Todos inclinados, a tentarem carregar aquela porcaria.
Ya o korkunç gazete kupürlerine ne demeli?
E aqueles recortes de horror?
Ama efendim, sizin için ne kadar korkunç bir şey bu!
Mas sir, que completamente desagradável para si!
Ah quelle horreur ( ne korkunç )...
Que horror...
Aslında 2. Dünya Savaşı her ne kadar korkunç olsa da, Birleşik Devletlerin 20. yüzyılın ikinci yarısında... hem baskın güç hem de kültürde etkin olmasını sağlamıştır.
Na verdade, a Segunda Guerra Mundial, apesar de desastrosa, concedeu aos Estados Unidos o seu lugar como poder dominante e influência cultural na segunda metade do século 20.
"O şeyin ne kadar korkunç olduğunu görmüyor musun?"
"Não vêem que essa coisa é horrível?"
Ne kadar korkunç.
Que horror!
Bu kadar korkunç olan ne?
- Fala.
Her ne kadar son birkaç yılımız korkunç geçmiş olsa da benim için üzücü bir durum.
Apesar dos últimos anos terem sido um desastre... estas coisas deixam-me triste.
Zatı-âliniz elçilerimizin kendilerini... ne heybetle dinlediğini anlatmalarını duymalıydınız... çevresindeki asil danışmanların çokluğunu... ve nasıl korkunç bir kararlık gösterdiğini.
Perguntai aos últimos embaixadores... com que imponência recebeu a embaixada. De que conselheiros nobres se cerca. Com que reserva protesta... e com que terrível firmeza toma suas decisões!
Bunun bir davranış bozukluğu olduğu açık. Ama böylesine yaygın ve korkunç bir bozukluğa sebep olan şey ne?
Claramente uma desordem comportamental... mas o que poderá ter causado a dramática e rápida propagação?
Biliyor musun ne kadar korkunç biliyor musun?
Sabes o horrível que isso é?
O korkunç kadın ne söylüyordu?
- Do que falava aquela mulher?
ne korkunç bir şey 16
korkunç 714
korkunçtu 236
korkunç bir şey bu 27
korkunç görünüyor 30
korkunç şeyler 23
korkunç değil mi 20
korkunç bir şey oldu 46
korkunç bir şey 150
korkunç bir şeydi 28
korkunç 714
korkunçtu 236
korkunç bir şey bu 27
korkunç görünüyor 30
korkunç şeyler 23
korkunç değil mi 20
korkunç bir şey oldu 46
korkunç bir şey 150
korkunç bir şeydi 28
korkunçsun 25
korkunç görünüyorsun 50
korkunç birşey 17
ne konuda 81
ne komik 90
ne kokusu 18
ne kötü 135
ne konuştunuz 16
ne köpeği 17
korkunç görünüyorsun 50
korkunç birşey 17
ne konuda 81
ne komik 90
ne kokusu 18
ne kötü 135
ne konuştunuz 16
ne köpeği 17