Ona ne diyeceksin traduction Portugais
106 traduction parallèle
Ona ne diyeceksin?
O que lhe disseste?
Ona ne diyeceksin?
Que lhe diria?
- Ona ne diyeceksin?
- Que vai dizewr a ele?
Ona ne diyeceksin?
- Vai vê-lo?
Ona ne diyeceksin?
O que vais dizer?
Ona ne diyeceksin, bilmiyorum.
Não sei o que lhe vai dizer.
Ona ne diyeceksin?
Que é que lhe vais dizer?
Tamam, ona ne diyeceksin?
- Que lhe vais dizer?
Peki ya Speech pisliği, ona ne diyeceksin?
E o Speech, cabrão. Que dizes? O Speech?
Ona ne diyeceksin?
Que lhe vais dizer?
Mahzene gittiğinde Ona ne diyeceksin.
o que vais dizer qundo estiveres na adega.
Rachel, ona ne diyeceksin ki?
Que lhe vais dizer?
Ona ne diyeceksin?
Como vais contar-lhe?
Peki ona ne diyeceksin?
E ele?
Ona ne diyeceksin.
Chame do que quiser.
Ya Barones, ona ne diyeceksin?
E a Baronesa, que lhe disse a ela?
O zaman ona ne diyeceksin?
O que lhe dirá, então?
O zaman, ona ne diyeceksin?
Então, que é que lhe vais dizer?
Ona ne diyeceksin?
Então, o que é que lhe vais dizer?
Ona ne diyeceksin?
- O que lhe vais dizer?
Ona ne diyeceksin?
O que lhe vais dizer?
Yanına gideyim mi? - Ona ne diyeceksin?
- Que lhe dirias?
- Ona ne diyeceksin? - Bilmiyorum.
- Que lhe vais dizer?
Makaleyi iptal ettiğini gördüğünde ona ne diyeceksin?
Que dirá quando vir que não há artigo?
Ben gidiyorum. Peki ona ne diyeceksin? " Selam, ben değiştim, artık çok daha iyiyim, şarap çeşnicisi oldum.
Que lhe dirás? "Mudei, sou sommelier, posso ficar?"
Evet, ona ne diyeceksin?
O que achas? O que vais dizer?
Ona ne diyeceksin değilim, bir müze yağmalayan?
Que é que lhe vou dizer, que vamos roubar um museu?
- O halde, ona ne diyeceksin?
- Então, o que você vai dizer?
Çünkü bu utangaç küçük gelinine, parayı borçlu olduğu goril, babasını yemeklik hindi gibi doğrayınca ona ne diyeceksin merak ediyorum?
O que vais dizer à tua noivinha envergonhada, quando o gorila a quem ele deve dinheiro o trinchar como um peru? Isso não é justo.
Ona ne diyeceksin?
O que é que Ihe vais dizer?
- Ona ne diyeceksin? - Ne demek istiyorsun?
- E o que é que lhe vais dizer?
Ama o Aiden'ın öğretmeni ona ne diyeceksin ki?
Mas é professora do Aiden. O que vais dizer-lhe?
Ona ne diyeceksin?
E isto aqui?
- Ne diyeceksin ona?
Respondeu-me que decidiria uma vez que me tivesse escutado.
Ne diyeceksin ona?
Que lhe vais dizer?
Ne diyeceksin ona? Işıklar söndü, bir ses duydum mu?
Que é que lhe vais dizer? "As luzes foram abaixo e ouvi um barulho"?
- Ona ne diyeceksin?
Que lhe vais dizer?
Sürekli ona dokunmasına ne diyeceksin?
Não, querido!
Ne diyeceksin ona?
Que vais responder-lhe?
Ona biraz dokunabilmek için onunla ilgileniyormuş gibi yapıp çene çalmaya ne diyeceksin?
E ter que fingir interesse numa conversa sem piada só para ter contacto físico?
Ona ne diyeceksin?
E dizer-lhe o quê?
Ona ne diyeceksin?
Que vais dizer-lhe?
- Ona ne diyeceksin?
Que estás a dizer sobre a minha filha?
Ona ne diyeceksin? Bilmem.
O que é que lhe vais dizer?
Ona ne diyeceksin?
O que vais dizer-lhe?
- Ona ne diyeceksin?
- Que lhe vais dizer?
Sen ne yapacaksın, saklanıp ona Ginger mı diyeceksin?
O que é que vai fazer? Esconder-se, e depois chamar-lhe Ginger?
Ona ne diyeceksin?
- O que é que vais dizer-lhes?
Ve ne diyeceksin ki ona?
O que lhe vais dizer exactamente?
Peki ona gidip ne diyeceksin, Alan.?
Então, o que lhe dirás, Alan?
Bu ne bakış, ne telefon etmek demektir. Cadde de yürürken gördüğünde ona adam gibi merhaba diyeceksin. Ya da öbür tarafa geçeceksin.
Não o procures, não Ihe ligues, e se o encontrares na rua, vais cumprimentá-lo e atravessarás para o outro lado.