Paran var mı traduction Portugais
723 traduction parallèle
Hiç paran var mı? - Evet.
Te gostará isto, rapaz.
Hiç paran var mı?
Tem dinheiro?
- Beş sterlin. O kadar paran var mı?
Tem esse dinheiro consigo Dê-me.
Baksana, Sam, paran var mı?
Sam, como está de dinheiro?
- Yeterli paran var mı?
- Tem dinheiro suficiente?
Başka paran var mı?
Tens mais?
Yolculuk için yeterince paran var mı?
Tem dinheiro suficiente para as passagens?
- O kadar paran var mı?
- Tens assim tanto dinheiro?
- Paran var mı?
- Tem o dinheiro?
Şimdi dinle. Hiç paran var mı?
Agora ouve, tens dinheiro?
- Paran var mı?
- E tens dinheiro?
Eve dönüş yolculuğun için paran var mı?
Tens dinheiro para voltares para casa? Casa!
- Paran var mı?
- Você tem algum dinheiro?
Paran var mı?
Tem dinheiro?
- Uçak bileti için paran var mı?
- Tens dinheiro para o avião?
- Paran var mı?
- Tem dinheiro?
Harry, paran var mı?
o Harry, você tem dinheiro?
- Hiç paran var mı?
- Tens dinheiro?
Paran var mı?
Tens o dinheiro?
Hiç paran var mı, Molly?
Tens dinheiro?
- Paran var mı?
- Tens bago?
Hiç atın ya da at alacak paran var mı?
Não tens cavalos, nem dinheiro para os comprares.
- Birikmiş paran var mı?
- Tem dinheiro poupado?
Paran var mı?
Tens pasta?
Bu kadar paran var mı, Bay Boyd?
Leva tanto dinheiro, Sr. Boyd?
- Paran var mı?
Tens dinheiro?
Paran var mı? Hayır.
Näo.
Bozuk paran var mı?
Tens moedas?
Paran var mı?
Tens dinheiro?
Jake, babana ait olmayan paran var mı? Bubber'a iyi bir avukat tutacak kadar.
Tem dinheiro suficiente que não seja do seu pai para arranjar um bom advogado para o Bubber?
Bozuk paran var mı?
Tem moedas?
- Paran var mı?
- Tens dinheiro?
Biraz paran var mı?
Tens algum dinheiro?
Bozuk paran var mı?
Tens trocos?
- O kadar paran var mı?
- Tem-los aí?
- Paran var mı?
- Tem o dineiro?
Yeterince paran var mı?
Você Tem dinheiro suficiente?
Paranız var mı?
Têm dinheiro?
- Paranız var mı?
- Têm dinheiro?
- Paranız mı var mı?
- Têm dinheiro?
- Paranız var mı?
- Tem dinheiro?
Kazananda çok paran var mıydı?
Apostaste muito dinheiro no vencedor?
Paranı da veremem şimdi, her kuruşa ihtiyacımız var.
Não posso, precisamos de tudo.
- Senin paran ya da arazin var mı?
- Tem dólares ou hectares?
Madem o bok çuvalı Morini'ye verecek o kadar paranız var. Kardeşinize de biraz verseniz olmaz mı?
Já que têm tanto dinheiro para aquele saco de merda do Morini, terão um bocado mais para o vosso irmão, não?
- Bu kadar paranız var mı?
- Tens esse dinheiro todo?
Paranız var mı bayım?
Tem dinheiro, senhor?
- Telefon için bozuk paranız var mı?
Tem moedas para o telefone?
Paranız var mı?
- Vocês têm dinheiro?
- İyi bir atım var. Eğer beklerseniz, paranızı size geri öderim.
Posso ir buscar o dinheiro, se esperarem.
- Hoşça kalın, Bay Ryan. Yeterince paranız var mı?
Adeus, Sr. Ryan.