Parmak izi traduction Portugais
3,272 traduction parallèle
Parmak izi sonuçlarını aldık.
Temos o resultado das impressões digitais.
- Laboratuvardaki parmak izi testiyle kimliğini teşhis ettim.
Identifiquei-o pelas impressões retirei que do laboratório dele.
Burada kanlı bir parmak izi var.
Encontrei uma impressão digital com sangue.
Morgan, sana bir parmak izi gönderiyorum.
Morgan. Vou enviar uma impressão digital.
Kaçıranın notunda bir parmak izi buldum.
- Temos uma boa impressão digital no bilhete do sequestrador.
Bıçakta da parmak izi yok.
E não havia impressões na faca.
Herkes sorgu yargıcının raporu ile otopsiden gelen parmak izi ve silah yarası testi sonuçlarını bekliyor.
Estamos à espera do relatório do medico legista, com os resultados das suas impressões digitais e dos resíduos de pólvora.
Bu kalıntıdan başka ne parmak izi ne de doku kalıntısı var.
Não havia impressões nem fibras, nada excepto vestígios disto.
Masuka, nottaki el yazısı ona ait dedi. Silahta onun parmak izi, elinde de barut kalıntısı vardı.
O Masuka comparou a letra do bilhete, impressões digitais na arma, resíduos de pólvora na mão.
90 ila 100 derece arasında beyne eklediğim Cortexiphan kağıt parçası üstündeki bütün biyolojik kalıntıların kısmi yenilenmesini sağlayabilir. Ve işte. Parmak izi.
Aquecido entre 90 e 100 graus, o cortexiphan que adicionei ao cérebro de porco deve causar, pelo menos, regeneração parcial de toda a matéria biológica sobre a folha de papel e voilà, impressões digitais!
- İzi tarayın. İşe yarar bir parmak izi olabilir.
Pode ser uma digital válida.
Operasyon odasına bir parmak izi yüzünden delirmiş şekilde gelmişti polisler gelmeden önce delilleri 2-3 defa daha kontrol etmemi istemişti.
Ela apareceu nas Operações, e passava-se por uma impressão digital. Queria que eu verificasse várias vezes para ter a certeza que não tinham alterado as provas.
Polislere buradaki her bir taştan parmak izi aldırtacağım.
Vou mandar os polícias analisarem cada pedra desta rua.
Parmak izi sistemde yoksa bile elbiseyi kullanarak kimliğini bulabiliriz.
De qualquer maneira, as digitais estão no sistema, talvez com o vestido consigamos a sua identificação.
- Hayır, parmak izi veri tabanında yok. Ama Kono ve Chin 12. kattaki çamaşır bacasında kan bulmuşlar. HPD'ye kattaki tüm odaları arattır.
Não, não há digitais no sistema, mas o Chin e a Kono encontraram sangue no cesto de roupas no 12 ° andar.
HPD olay mahallindeki kapı kolunda parmak izi buldu.
A polícia encontrou uma digital na maçaneta do local do crime.
- Bu parmak izi doğruca ön kapıyı işaret ediyor.
Isto é uma impressão do dedo do pé a apontar directamente para a porta da frente.
Elbette. İris tabakası parmak izi gibidir.
Certamente, a íris é como uma impressão digital.
- Parmak izi?
- Digitais?
Evin ve cinayet silahının her yerinde parmak izi mevcut.
As suas digitais estão por toda a casa e na arma do crime.
Isı sayesinde parmak izi metalde iz bırakabilir.
O calor pode gravar as digitais no metal.
Parmak izi alabilir misin?
Consegues uma impressão digital?
DNA? Parmak izi?
ADN, impressões digitais?
Parmak izi olabilir. Oh anasına koyayım.
Talvez haja uma impressão digital.
Hayaletin parmak izini Otomatik Parmak İzi Tanımlama Sistemi'nde aratıyorum.
- Vamos ver. Estou à procura de correspondência com a impressão do fantasma. - Nada.
Kısmî bir parmak izi vardı ve sizindi.
Havia uma impressão digital parcial e era sua. Estavas a tentar incriminar o meu irmão?
Kan, incelenemeyecek kadar aşınmaya uğramış ama kabzada bir parmak izi bulduk.
O sangue está demasiado degradado para ser analisado, mas encontrámos uma impressão digital na pega.
Parmak izi olabilir.
Talvez uma impressão digital.
Görüşünü mahvetmek istemezdim Gilligan ama kondom paketinden alınan parmak izi Jordan'a ait değil.
Detesto estragar a tua certeza, Gilligan, mas as impressões digitais na embalagem do preservativo não coincidem.
O zaman bize parmak izi ve DNA örneği vermenin sakıncası yoktur.
Então, não se importa de nos ceder as impressões e uma amostra de DNA?
Cesedin üzerinde kurbana ait olmayan tek bir parmak izi var.
As únicas impressões digitais no corpo, pertencem, simplesmente a...
Her yer parmak izi dolu.
Naturalmente, muitas impressões digitais.
Bildiğim bir şey var elimizde işe yarar bir sürü parmak izi var arabada, benzin bidonunda.
Sei que temos várias digitais para trabalharmos. No carro, e no depósito da gasolina.
Parmak izi var mı?
Digitais?
Jane için bıraktıkları bu notu parmak izi ve DNA için incelettirelim.
Vou verificar a nota enviada ao Jane, e procurar por digitais e ADN.
Evde parmak izi ya da saç falan bulursak önceden olmuştur der.
Se encontrarmos uma impressão digital ou uma fibra na casa, vai dizer que é de uma visita anterior.
Cüzdanında dört farklı kimlik var, parmak izi yok, hakkında hiçbir dosya yok.
Tens uma carteira com quatro identidades falsas diferentes, e as tuas impressões digitais não batem certo com nenhum ficheiro.
Olay yeri ekibi ekipmanda birkaç parmak izi bulmuş.
O Serviço de Inteligência Secreta encontrou digitais na mesa.
Madem senin değil, üstünde kimin parmak izi çıkacak?
As digitais de quem a usou, vão estar aqui e se não é a sua faca? - Eu... tenho uma...
Belki parmak izi buluruz.
Vê se ela consegue alguma impressão digital.
- Hiç parmak izi var mı?
- Alguma impressão digital?
Parmak izi yoktu.
Não havia impressões digitais.
Araştırmacılar kancada kısmi bir parmak izi buldu.
A Unidade Forense conseguiu uma impressão parcial do gancho.
... sen de Nikki'yi aradın ve onu suçlamak için Grubstick'in verandasına kancayı bıraktın ama bu arada arkanda bir parmak izi bıraktığının farkında değildin.
- Por favor, pare. ... para o libertar e deixou o gancho no alpendre do Grubstick para o incriminar, sem saber que tinha deixado uma impressão digital.
Ama Fairview'de ki tüm adamların sanığın tişörtünde parmak izi yok ama Bay Sanchez'in var.
Nem todo homem em Fairview acabou com a impressão digital da acusada na camisa, só o sr. Sanchez.
Kart temiz, parmak izi yok.
- O cartão está limpo, sem digitais.
- Bana parmak izi bulduğunu söyle.
- Diga que conseguiu uma digital.
Buldum, ve parmak izi...
- Consegui. E uma combinação...
Katilin uyguladığı baskı boynunda parmak izi bırakmış.
A pressão das mãos do assassino deixou uma impressão no seu pescoço.
Ne parmak izi ne de şüpheli var.
Nenhuma pista ou suspeito.
Birkaç ay önce Otomatik Parmak İzi Sistemine birini yollamışsınız.
Passou impressões digitais pelo sistema há alguns meses.
parmak izi yok 23
izin 21
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin ver de 17
izin vermiyorum 20
izin verir misin 192
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin 21
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin ver de 17
izin vermiyorum 20
izin verir misin 192
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77