Rahatladın mı traduction Portugais
174 traduction parallèle
Rahatladın mı bari?
Você está segura.
- Rahatladın mı?
- Estás? Diz.
Şimdi rahatladın mı?
Isso faz-te sentir melhor?
Evet, aşkım, rahatladın mı?
Então, fofo, está satisfeito?
- İntikam alarak rahatladın mı?
- Gostaste da vingança?
- Sen rahatladın mı ben rahatladım.
- Mas sinto-me bem.
Şimdi rahatladın mı?
Já estás descontraído?
- Rahatladın mı?
- Aliviado?
Şimdi rahatladın mı geri zekalı?
Satisfeito, cretino?
- Rahatladın mı? O yaralanabilirdi ya da daha kötüsü.
Ela podia ter-se magoado ou pior.
Rahatladın mı?
Estás aliviado?
Rahatladın mı?
Isso deve tranquilizá-lo.
- Rahatladın mı?
- Estás satisfeito?
- Rahatladın mı?
- Está melhor?
Rahatladın mı?
Sentes-te melhor?
- Rahatladın mı?
- Mais leve?
Şimdi rahatladın mı?
Está se sentindo melhor agora?
Rahatladın mı şimdi?
Está melhor agora?
Söylesene şimdi rahatladın mı?
Então, estás mais relaxada?
Rahatladın mı?
Sente-se reconfortado?
Şimdi rahatladın mı?
Faz-te sentir melhor?
Rahatladın mı?
Estás contente?
Sen kazandın her zaman ki gibi, rahatladın mı?
Ganháste. Estás contente agora?
Biraz daha rahatladın mı?
Mais relaxada?
Senden daha sıkıntılı olduğum için rahatladın mı?
Estás aliviada por a minha vida ser ainda pior que a tua?
Rahatladın mı?
Estás satisfeito?
Dua edip rahatladın mı?
Retiraste as orações do teu sistema?
Şimdi rahatladınız mı?
- Agora ficou contente.
Gerçeği söylemek gerekirse, yandıklarını görünce... rahatladım.
Para ser honesto, quando tivemos que as abandonar, fiquei aliviado.
Artık rahatladığımıza göre, yapılacak ilk iş... kimin kim olduğunu ve burada ne aradığını öğrenmek.
Agora que estamos confortáveis, a primeira coisa a fazer... é saber exactamente quem todos são e o que fazem aqui.
Hayır sadece avukatın ne dediğinden... emin olamadım, araçta bir kişimi yoksa bir kaç kişimi vardı ve sen birden fazla olduklarıı duyunca rahatladığını söyledin sanırım sigortacınız arayıp araçta birkaç kişi olduğunu söylediğinde bir şeyler oldu ve siz hatırlamaya başladınız.
Estava a dizer ao seu advogado que não tinha a certeza se estaria apenas uma pessoa no outro carro, ou se estaria mais do que uma. E quando disse que estava aliviado por aquelas pessoas, mais do que uma, terem ligado à seguradora, pensei que se estava a começar a lembrar do que aconteceu.
Adamın ofisine girdiğim anda rahatladım.
Mal entrei no gabinete do tipo senti-me logo bem.
Lewis adında Amerikalı bir milyonerin, Darlington Malikanesini kurtardığını okuyunca rahatladım. Yani evinizden atılmayacaktınız.
Foi para mim um alívio saber que um americano de nome Lewis, salvara Darlington Hall pelo que o Senhor não seria, finalmente, afastado de casa.
Giysilerini çıkarttığında, bir sikin olmadığını görünce bayağı bir rahatladım hatta.
Fiquei tão aliviado quando tiraste o teu vestido... e vi que não tinhas nenhuma pila.
Şimdi rahatladınız mı, ha?
Faz-te sentir melhor? Hã?
O gün daha sonra, en azından bir tane münasip bekarın podyumlardan eteğini çektiğini öğrendiğimde rahatladım.
Mais tarde, foi um alívio descobrir... que pelo menos um solteirão cobiçado não passava a vida atrás de modelos.
Doğrusu Hogarth'ın bahsettiği şeyin bu olmasından dolayı çok rahatladım.
Tenho de admitir que estou aliviada por ser isto, aquilo de que o Hogarth falava.
Ertesi gün Scobee'yi ölü bulduklarında bir miktar rahatladınız mı?
No dia seguinte, quando encontraram o Scobee morto, sentiu algum alívio?
- Rahatladın mı?
Estás contente?
Rahatladın mı?
Ainda está tenso.
Chris'i doğurduktan sonra ne kadar rahatladığını hatırla mıyormusun?
Como tu te sentiste depois de teres tido o Chris.
Rahatladınız mı?
Sente-se refrescado?
Rahatladın mı?
Sentiste aquilo?
Rigoletto'dan bir arya mırıldanmaya başlamadığımda onun rahatladığın fark ettim, böylece bilgisayardan orkestra ile çalınan tam bir versiyonunu istedim.
Ele parece relaxar quando me ouve sussurrar uma ária do Rigoletto, então coloquei o computador para executar a versão completa.
Söyleyin, nihayet keşfedilince rahatladınız mı?
Diga-me, é um alívio ser finalmente descoberto?
Daha 2 hafta önce, onlara her şeye rağmen kalacağımı söyledim, Ve ne kadar rahatladıklarını gördünüz.
Há duas semanas disse-lhes que ia ficar na empresa e vocês viram como eles ficaram aliviados.
Rahatladığını mı söylüyorsun?
Estás a dizer que estás aliviada?
Sanırım buradan Luke ile senin dost olmadığını çıkarmalıyım. İçim rahatladı.
Parece que tu e o Luke não são amigos, o que acho muito reconfortante.
Oraya gitmeyi seviyorum. Nedenini bilmiyorum. İnsanları, nasıl rahatladıklarını görmek, sanırım bu yüzden...
disse-te que fomos mas não sei porquê ver gente que... exprimem os sentimentos se supõe que é isso.
Ve itiraf etmeliyim, rahatladım. Neden rahatladın?
- Tenho confessar que estou aliviada.
Rahatladın mı?
- Aliviado?