English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ R ] / Rüya mı

Rüya mı traduction Portugais

1,164 traduction parallèle
Bir rüya mıydı?
Era um sonho?
Kötü bir rüya mı görüyordun?
Tiveste um pesadelo?
Yine rüya mı görüyordum?
Estive sonhando novamente?
Bilmiyorum, tatlım, bu bir rüya mı ve hangi yıl, hangi gün ve bilmiyorum, aşkım, ben mi senin düşünüm yoksa sen mi benim...
Eu não sei, doçura, se isto será um sonho Em que ano, ou dia E eu não sei, meu amor, se serei eu
Kötü bir rüya mıydı?
Oh. Um pesadelo?
Ya da bir rüya mıydı?
Ou teria sido um sonho?
Rüya mı görüyorum?
Estarei a sonhar?
İki dakika içinde uyudun ve kötü bir rüya mı gördün?
Em apenas dois minutos já adormeceste e tiveste um sonho mau?
Rüya mı görüyorsun?
Em que mundo é que você vive.
Rüya mı? Evet.
Sonhos?
Rüya mı görüyormuşum?
Devo ter sonhado...
Rüya mı?
Esperanças?
Dur, rüya mı görüyordum yoksa bana kurt adam olduğumu mu söyledin?
Espera. Estou a sonhar, ou tu disseste que eu era um lobisomem?
Ne? Rüya mı bu?
O quê, estou a sonhar?
Saat başı haber varsa onları duyar ve rüyamda görürüm sabah da bir gemi batmışsa "Tanrım, dün gece Titanik'in batmasıyla ilgili garip bir rüya gördüm." derim.
Se há transmissões hora a hora,... escuto os boletins informativos e sonho com eles... E de manhã, se existe um barco que se tenha afundado... penso "Ena, que sonho estranho eu tive sobre o Titanic, que se afundou ontem à noite."
9 yaşlarımdaydım ve her yerimde kırmızı noktaların olduğu garip bir rüya gördüm.
Mais ou menos nove anos de idade e tive este sonho peculiar... Em que me vi a mim mesmo coberto de manchas vermelhas.
Adamım, kötü bir rüya gibi.
Isto é um pesadelo!
Ama rüya gerçekti. Ve yaşamlarımız sonsuza dek değişmek üzereydi.
Mas o sonho era real... e ia mudar as nossas vidas para sempre.
Rüya görüyor olmalıyım!
Devo estar a sonhar!
Aman Tanrım, rüya değilmiş.
Oh, meu Deus, não era um sonho.
Çocukluğumdan beri bir rüya görürüm. Ve sonunda bu rüyayı gerçekleştirme şansım var.
Desde que era um rapazinho, tenho um sonho.... um sonho que agora.... tenho a oportunidade de realizar.
Ben doğmadan önce annem, köyümü kurtarmaya çağrıldığım hakkında bir rüya görmüş...
Antes de nascer, a minha mãe teve uma visão... que eu seria chamada para salvar a minha aldeia.
... Rüya görüyor olmalıyım
Hmm... não. Devo estar a sonhar.
Tanrım, rüya gördüm.
Tive um sonho.
Rüya görüyordum. Bacağım başkasına aitti.
Sonhava que minha perna era de outra pessoa.
Tanrım! Büyük boy bir ıslak rüya.
Caramba, aquilo é que é um sonho húmido!
Sanırım, Toomy denen herifle ilgili rüya görüyor olabilir.
Pode estar a sonhar com aquele Toomey.
- Rüya mı?
- Um sonho?
Nasıl bir rüya anlamadım?
Como posso descrever?
Çok iyi hatırlayamadığım bir rüya gördüm.
Tive um sonho de que não me consigo lembrar bem.
Kötü bir rüya gördüm ve uyandım.
Tive um sonho que me acordou.
O kadar önemli bir rüya gördüm ki bu rüyayı görürken ağladım.
Tive uma visão tão grandiosa... que quando a tive, chorei.
O öpücüğün rüya olduğunu sanmıştım.
Pensei que tinha sonhado com esse beijo.
Ona dokunduğum ana kadar bunun bir rüya olmadığını anlamamıştım.
Só quando lhe toquei é que soube que não era um sonho.
Rüya görecek kadar uzun uyumadım.
Não dormi o suficiente para poder sonhar.
Benim Rüya Geçidi'm ve senin rüyan örtüşmüş olmalı.
A minha passagem de sonho e a tua devem estar a sobrepor-se..
Bütün bu Rüya Geçidi geçişi sırasında, daha önce öldürdüğüm insanlarla karşılaştım.
Durante esta passagem de sonhos tive que lutar com as pessoas que matei.
Ama hayatım, biliyorsun sadece bir rüya.
Sabes muito bem que isso foi só um sonho.
Rüya Takımı'nı duymuş muydun?
Conhecem a Equipa de Sonho?
Erkek arkadaşım bir rüya gibi.
Acho que o meu namorado é de sonho.
- Sorun nedir, tatlım? - Kötü bir rüya gördüm.
- O que foi, querida?
Bu kişisel bir rüya. Kuralları hiçe saymanın sonuçlarını hatırlatmak için buradayım.
Vim lembrar-lhe as consequências de ignorar as Regras :
Demiştin ki, bir rüya nasıl soracağımızı bilmediğimiz bir soruya verilen bir yanıttır.
- Foste tu que mo disseste uma vez. Disseste que um sonho é uma resposta a uma pergunta que não aprendemos a fazer.
... ve bir rüya henüz nasıl soracağımızı bilmediğimiz bir soruya cevaptır, bilinçaltımıza gömülmüş birşeydir.
Um sonho é a resposta a uma pergunta que não sabemos fazer. Algo enterrado no nosso subconsciente.
Kalabalığa adım attığım ve adama silahını bırakmasını söylediğim andan itibaren her şey bir rüya gibiydi sanki kendi bedenimde değildim.
Assim que me aproximei e pedi ao homem para baixar a arma, parecia um sonho. Como se estivesse fora do meu corpo.
Rüya görmekten korkardım, ama artık değil.
Já tive medo de sonhar... mas já não tenho.
Kötü bir rüya görüyordum sanırım.
Estava a ter um pesadelo,
Ben Ruby Rhod. Saat 5'te Gemini Kroket Süper Rüya Yarışması'nı kazananı açıklayacağım. Kazanan benimle birlikte 2 günlüğüne Fhloston Cenneti'ne gidecek.
Em directo às 5, o vencedor do Super Concurso do Croquete, que vai passar dois dias comigo em Paradise.
Tanrım, günde beş kez bu haykırışla yaşamak rüya gibi olsa gerek.
Credo, imagina viver aqui com aquela sinfonia cinco vezes ao dia.
Alttaki boruyu da değiştirmek zorunda kaldım, ama şimdi rüya gibi gidiyor.
Tive de mudar a outra mangueira, mas agora anda na perfeição.
Anlaştığımız rüya araştırmasında sana rehberlik etmemi istemiştin, ama sana bunun devam eden bir süreç olduğunu söylemiştim
Quando você me pediu que o guiasse em suas indagação de visão eu concordei. Mas também falei que era parte de um processo contínuo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]