English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Savaş onunla

Savaş onunla traduction Portugais

217 traduction parallèle
Savaş onunla!
Combate-a!
Yani savaş onunla.
Tu sabes, ripostar.
Savaş onunla.
Resiste.
Hatırla, savaş onunla.
Luta contra a Coisa.
- Haydi dostum, savaş onunla.
- Vá lá, resiste.
O zaman savaş. Savaş onunla!
Então luta contra isso.
Bir erkekle asla yumruğunla savaşma. Cüzdanıyla savaş onunla. Yumruğunu sallayacağına, önce biraz vermeliydin.
Querida, nunca brigue com um homem com os seus punhos, mas sim com a carteira dele em vez de te bater, voce dorme com ele espere que ele adormessa, e voce tira o cartão de crédito
Savaş onunla, Süpermen.
Resista. Resista, Super-Homem.
Savaş onunla, Süpermen.
Resista, Super-Homem.
Savaş onunla.
- Resiste. Resiste!
Savaş onunla.
Lute!
Mulder, savaş onunla.
- Faz-lhe frente. Podes lutar contra isto.
Savaş onunla Kathryn, biraz daha.
Lute com ela, Kathryn, lute com ela só um pouco mais.
Savaş onunla, Harry.
Lute, Harry É uma ordem
- Öyleyse savaş onunla.
- Então luta. - É muito difícil.
Sha're, savaş onunla.
Sha're, combate isso.
Savaş onunla, Piper.
Combate-o, Piper.
Savaş onunla.
Lute. Lute com isso.
Savaşın ne olduğunu o zamanlar bilmiyordum eğer yeniden yaşasaydım onunla evlenirdim.
Ao alistar-me, achava que ele podia vir ao hospital no qual estava.
Beyler Georgia savaşırsa, ben de onunla giderim.
Se a Georgia lutar, eu estarei com ela.
Peki o zaman onunla sen savaş!
Bem, então luta com ele.
Kardeşlerim gibi zengin olurum ve geri gelip onunla çiftlik için savaşırım.
Enriquecerei como os meus irmãos e voltarei para reclamar a quinta.
Bir asker söylenilen yere gider ve her kim söylendiyse onunla savaşır.
Um soldado vai aonde é mandado e combate a quem ordenarem.
Onunla savaşırken aklından geçen neydi?
- Em ti.
Güvenlik onu desteklerse onunla nasıl savaşırız?
Se a Segurança o apoiar, como o enfrentaremos?
Bu asker emirleri uygulamak istiyorsa, onunla tek savaşırım.
Se ela vai impor as ordens dela, dou cabo dela sozinho.
Grady'yle ben İç Savaş'ta onunla at sürdük.
Eu e o Grady estivemos com ele na guerra.
"Savaş, onunla yüzleşecek cesareti olanlara soylu damgasını vurur."
"A guerra torna nobres aqueles que têm a coragem de a enfrentar."
Onunla pozisyonlarımız hakkında, savaş hakkında falan konuştuk.
E estivemos a falar com ele sobre a posição e sobre a guerra.
Onunla savaş sonrasında tanıştım.
Fiz dele o que é. O conheci logo depois da guerra.
Onunla savaşırken ne güzel günlerdi.
Bons velhos tempos, em que o combatíamos.
Onunla yıllar önceki bir görüşmemi hiç unutmam, Bizon, kendi hokey sopasına "Savaş Baltası" dediğini açıklamıştı.
Nunca hei-de esquecer uma entrevista que lhe fiz há anos, quando o Búfalo revelou que chamava ao seu stick "O Grande Machado de Guerra".
Savaş sırasında onunla uçmuştum.
Voei com ele durante a guerra.
Bazen onunla eski seferler, İsyan, Afgan Savaşı, başbakan gibi konular üzerinde tartışırken, sanki görünmez bir el tarafından yüzündeki gülümseme birdenbire siliniyordu.
Por vezes quando discutíamos antigas campanhas, a primeira, o Motim, a Guerra do Afeganistão, o sorriso desaparecia com frequência da sua boca como que por uma mão invisível.
Savaş onunla.
Luta! Luta contra isso!
Cooper, kendin için onunla savaş.
Cooper, para seu próprio bem, combata-o.
- Damien, onunla savaş.
- Damien, lute contra ele.
Onunla kaybedenler savaşır, kaybedenler ölür.
Os falhados lutam contra a Coisa, os falhados morrem.
Ya onunla savaş ya da benim yaptığımı yap.
Pode lutar ou fazer como eu.
Beni seviyorsan onunla savaş!
Se me ama, luta com ela.
Hala onunla savaşıyorum.
Eu ainda estou a lutar.
Adam senin tehlikede olduğunu düşünüyor, o bir savaşçı. Onunla beraber savaşıyor olsaydık arkamızı koruması için ona güvenirdik.
Olhe, sei que está preocupado sobre sua mãe mas bem agora tem outros problemas.
Oraya gelmeden Zeyna'nın savaştığını duyduysan, kim onunla savaşıyordu?
Se ouviram a Xena a lutar e chegaram lá contra quem é que ela lutava?
Komutan benim için para ödeyecek. BU benim onunla birlikte üçüncü savaşım.
Mas é claro que o comandante dá dinheiro por mim.
Savaş esansında, onunla birlikte değildin.
Você não esteve com ele em batalha.
Onunla savaşıyorum.
Estou lutando com ele.
Resimler düştüğünde, bir sabah kalkıp artık o kadını sevmediğinde gazeteyi açıp savaşın patlak verdiğini okuduğunda bir tren görüp onunla ayrılmak istediğinde aynaya bakıp yaşlandığını fark ettiğinde...
Quando os quadros caem, quando acordamos uma manhã e descobrimos que ela já não nos ama. Quando abrimos um jornal e lemos que rebentou a guerra. Quando vemos um comboio e pensamos :
Babam şu savaş şeyine onunla gitmemi istemek üzere.Ne yapacağım ben?
O meu pai vai pedir que vá à guerra com ele. O que é que vou fazer?
Klingonlar galaksinin en iyi savaşçılarıdır. Ama onlarda... evi... her ne ise onunla savaşın tam ortasındalar.
Klingos estão entres os melhores guerreiros do universo, mas eles já estão em uma guerra com a Casa de... sei lá o quê?
Çocuklar orada savaş alanında durduğunuzda... ... Ve Kanada'lıların kömür gözlerine baktığınızda... ... Size hokey sopası veya her neyi varsa onunla yüklendiğinde...
Homens, quando vocês estiverem lá nos campos de batalha e olharem dentro dos olhos sem-expressão de um canadense..... ao mesmo tempo que ele te ataca com o taco de hóquei ou o que é que ele tenha e pessoas estiverem morrendo em toda sua volta, lembrem-se o que a MPAA diz :
Onunla Paris'te tanıştım, Bulge Savaşı'ndan bir gün önce.
Conheci-a em Paris, no dia anterior ao início da Batalha do Bulge.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]