Sigara mı traduction Portugais
1,500 traduction parallèle
biri burada gizlice sigara mı içiyor?
Alguém pensa que estamos a gerir uma chafarica por aqui.
Ne? Kesimevinde sigara mı içiyorsun?
A fumar, num matadouro!
- Yalnızca kahve ve sigara mı?
- Só café e cigarros?
Yani kahve ve sigara mı?
Café e cigarros?
- Büyükbaba, sen sigara mı içiyorsun?
- Tu fumas, avô?
Sigara mı içiyorsun?
Fumas?
Sigara mı içtiniz?
- Estiveste a fumar
Bir sigara mı?
Um cigarro?
Sigara mı içiyorsun?
Fumaste? !
Sigara mı içiyordun?
Estiveste a fumar?
- Hizmetçi sigara mı içiyordu?
- A empregada fuma charutos?
Yatakta yatarken düşünüyorum, "Yüce Tanrım, aslında tam şimdi bir sigara içmeliyim."
eu deitado na cama a pensar, "Querido Deus, adoraria um cigarro agora mesmo."
- Ben de sigara alacağım.
- Eu quero cigarros.
Sigara içmemin sakıncası var mı?
Se incomodam se eu fumar?
Sanırım Timothy sigara içiyor.
Eu acho o Timothy o máximo!
Lütfen... lütfen sigara içmeyi bırakır mısın?
Poderias deixar de fumar, por favor?
sigara içmemin sakıncası var mı?
Importas-te que fume!
sana eşlik etmemin sigara ihtiyacımı giderebileceğini düşünmüştüm.
Imagino que te divertes sozinho. Sabendo que podes virar uma curva e ser esmagado por um autocarro.
- evet. bara gittim. sigara aldım.
Eu entrei num bar... e fumei um cigarro.
Clara. Canım çok sigara istiyor, o yüzden asabım biraz bozuk tamam mı?
Clara, o problema é Eu estou morrendo para uma fumaça... e é me faz nervoso.
Sanırım sigara içiyorsun.
Suponho que fumes.
Sigara veya içki her ne içtiysen, bunu kes... veya paylaş, tamam mı?
Se você estava fumando ou bebendo, é melhor parar. Ou divida conosco.
Şeytanla bir anlaşma yaptım ve sigara fabrikasına dönmeyeceğim.
Eu tenho um pacto com o diabo, e não voltarei para a fábrica de charutos.
Bir sigara sarayım.
Vou fazer um cigarro.
Bekleyin, sigara alacağım.
Esperem, vou comprar cigarros.
Sigara ve kahve, sanırım birlikte iyi gider.
Cigarros e café. Penso que vão bem juntos.
Hayatta yapamayacağım çok şey var. Mesela sigara içmek, basket oynamak, barfiks çekmek.
Há muitas coisas que não consigo fazer na vida, sabem, fumar um cigarro, jogar basquetebol, nunca...
Sigara tiryakisi olan görevliyi hatırladın mı?
Lembram-se do empregado dos charros?
- Ya sigara kullanımı?
- E o tabagismo?
- Sigara içmemin sakıncası var mı?
- Importa-se que fume?
- Sigara içmek için dışarıya çıktı mı?
- Ele saiu para fumar um cigarro?
Üretici firmayı aradım, fakat daha çok el yapımı sigara takım taklavatına yönelmişler.
Contactei o fabricante, mas aparentemente, ele decidiu focar-se no seu fabrico manual de tabaco.
Barda sigara içmekten ceza yazacağım.
Fazemos assim. Digo que esteve a fumar num bar.
- Hayır, büyükannene sigara içmeye çıktığımı söyledim.
- Não, eu disse à tua avó que vinha cá fora fumar um cigarro.
Teşekkür hediyesi olarak birkaç kez bu harika sigara kutuları, süs eşyası gibi şeylerden almıştım.
E recebi várias destas cigarreiras lindas... e porta-bugigangas como presentes de agradecimento.
Görüyorsun, canımızı sıkan şey, Jeremy... sıradan bir sigara arası için.... otelde ki yerinden ayrılman ve.... patronlarının sana uygun gördüğünden uzun sürmesi.
Sabes, o que nos intriga, Jeremy... é que tu estiveste fora do teu posto no hotel... durante mais tempo do que o teu patrão pensava... só para uma pausa rotineira para fumar.
Sigara uzatır mısın?
- Passas-me um cigarro?
İşemem lazım. Sigara alacağım, bir fırt çekeceğim.
Tenho que mijar, comprar cigarros, trocar-me...
Araba yarışları, sigara, içki, önüme gelen kızla yattım.
Corridas de automóveis, fumar, beber dormir com qualquer miúda que encontrasse.
Tanrım! Bir sigara istiyorum.
- Meu Deus, quero um cigarro.
Hey, sigara var mı?
Ei, tens um cigarro?
- Sigara alır mıydınız?
- Cigarros?
Sigara tabakasını nereye koyduğumu hatırlayamadım.
- Não encontrava a cigarreira.
Hey, bana bir sigara ver, adamım.
Ei, me dá um cigarro, cara.
Sanırım hizmetçi sigara içiyordu.
Acho que a empregada estava a fumar.
Tanrım. Sadece sigara iç.
Santo Deus, homem.
Sanırım birileri " İnsanlar uçaktan iner inmez sigara yakar.
Alguém os deve ter convencido a dizer : "quando o avião aterra, as pessoas querem acender logo o cigarro,"
Yeniden sigara içmeye başladım.
Não conseguia pintar. Comecei a fumar outra vez.
- Bir sigara içmemde sorun var mı?
- Se importa se eu fumar um cigarro?
Michael hayatım, dükkana gidip... sigara alır mısın?
Michael, querido, podes ir à esquina comprar cigarros?
Sigara içmene izin veriyorlar mı?
Então, é-te permitido fumar?