Yakaladınız mı traduction Portugais
498 traduction parallèle
Onu yakaladınız mı?
Apanhou-o?
Katilleri yakaladınız mı?
Tem os assassinos?
Evet, lakin katili yakaladınız mı?
Sim, mas apanharam o assassino?
- O Alman'ı yakaladınız mı?
- Apanharam o boche?
- Yakaladınız mı?
- Apanhou-o?
- Onu yakaladınız mı?
- Apanhaste-o?
- Keller'i yakaladınız mı?
- Apanharam o Keller?
Yakaladınız mı?
Já os apanharam?
- Yakaladınız mı?
Você captou isto?
Ee, onu yakaladınız mı?
Então, já o apanhou?
- Deniz şeytanını yakaladınız mı?
- Apanhaste o diabo do mar?
- Adamı yakaladınız mı?
- Apanhou o homem?
Arkamdan gelene arka çıkarım, yakaladınız mı?
Topam?
- Pilotları yakaladınız mı?
- Apanharam os pilotos?
- Katili yakaladınız mı?
- Apanharam o justiceiro?
Aklıma gelmişken, şu dükkânı soyanları yakaladınız mı?
Afinal, apanharam os homens que assaltaram a loja de penhores?
- Çok hırsız yakaladınız mı?
- Já apanhou muitos bandidos?
Yakaladınız mı onları?
- Porque não disseram logo? - Então, apanharam-nos?
Yakaladınız mı?
Já o apanharam?
Yakaladınız mı?
- Apanharam-no?
- Onu yakaladınız mı?
- Já o tens?
- Yakaladınız mı?
- Apanharam-na?
Siz hiç yakaladınız mı?
Alguma vez apanhou alguma?
Uyuşturucuyla yakaladınız mı?
Se tenho droga?
- Kimseyi yakaladınız mı?
Hei, trazem mais um.
Şu Jean Renault'yu yakaladınız mı?
E esse Renault, conseguiram apanhá-lo?
Kaptan, siz 6 kaplan mı yakaladınız?
Capitão, apanhou 6 tigres?
hırsız mı yakaladınız?
Apanhou-o? - Sim senhor.
Onu yakaladınız mı?
De todo.
Onu yakaladınız mı?
Apanharam-no?
- Bu güne kadar yakaladıklarımızın en korkuncuydu.
A alma canibal é a alma mais assustadora que já capturamos. Para baixo..
Dün yakaladığımız iki at hırsızının yanına koyun. Sonra da yol işlerinde çalışmak üzere Abu Hamid'in yanına gönderin.
Prenda-o com os dois ladrões de cavalos de ontem e mandem-nos a Abu Hamed.
Cüzdanını çalan hırsızı yakaladım.
Apanhei o ladrão que lhe roubou o porta-moedas.
Seni biz yakaladığımız için şanslısın.
Teve sorte por o termos apanhado.
Siz yanlış adamı yakaladınız. Yaptıklarımın bir örneğini görmek istemez misiniz?
Não quer ver uma amostra do meu trabalho?
Ve fırsatını yakaladığımız an, onu kullanmalıyız.
E aproveitar quando surgir a oportunidade.
Siz yakaladığımız Grandi'nin adamını tanıyorsunuz, değil mi?
Sabe aquele rapaz do Grandi que detivemos?
En son yakaladığımız Sean'ın kucağına oturmuştu.
A última tentou subir para o colo do Sean.
Baba, bir avcı olduğuna göre sence yakaladığımız o hayvanın ne olduğunu bilir mi?
Pa... já que ele é caçador, não achas que ele pode saber que bicho é aquele que nós ali temos?
Beni hesaplarınızı kontrol etmem için yolladılar. Ve sizi o yaşlı kadınla yakaladığım için çok üzgünüm.
Enviaram-me para ver os seus livros e sinto muito tê-lo apanhado com a senhora velha.
Kilisede o gazetelere baktığınızı görünce sizi yakaladığımı anladım.
Quando a vi olhando o jornal na igreja, Compreendi que venceria.
- İp atarak mı yakaladınız bunları?
Apanhou-os com o laço?
Sanırım orada bir şey yakaladınız, Komiser.
Acho que tem razão nisso, Tenente.
Adamı yakaladığımızı ve arabasını aramak için izne ihtiyacımız olduğunu söyle.
Diz-lhe que apanhámos o homem onde ele deveria estar... e que precisamos de um mandato para verificar o carro.
Meryem Ana Kilisesi'nin kutsal bir rahibesi kılığında yakaladığımız canavarın hizmetkarlarından birinden daha iyi kurban olur mu?
E o que melhor do que sacrificar um dos servos da própria besta que apanhamos mascarado como uma Santa Irmã da Igreja Mãe?
- Sizin hanımınızı yakaladılar. - Ne?
- Eles têm a sua esposa.
- Adamlarım Baracus'u enselemek üzere. - Yanlış adamı yakaladınız.
Os meus rapazes estão à espera de uma oportunidade para apanharem o Baracus.
Sanırım bir şeyler yakaladınız.
Acho que encontraram qualquer coisa.
Derekle beraber yakaladığımız uzaylının gitmeye çalıştığı yere doğru gideceğim.
Vou ir na direcção em que o palhaço do ET ia... quando eu e o Derek o apanhamos.
Uçağımla yatak odası penceresinden daldım, tuvalet masasının üzerindeki çukulatayı vurdum, duvara makineli tüfekle telefon numaramı yazdım, sonra da mermileri saydırıp, kızını havada yakaladım.
Então escapei-me pela janela do quarto dela, deixei uma caixa de chocolates na cómoda, metralhei o meu número de telefone na parede, e depois livrei-me dela e comi-lhe a irmã.
Ve bu akşam hava kararırken WCCN kameralarımızın canlı olarak yakaladığı, baskın sahnesini izlemektesiniz.
Esta foi a cena mais cedo esta noite quando os nossos WCCN câmaras pegou o ataque ao vivo como aconteceu.