Yanında mı traduction Portugais
9,176 traduction parallèle
Haley, Alex yanında mı?
Haley, estás com a Alex?
Öldüğünde yanında mıydınız?
Estava presente quando ela morreu?
Kostümün yanında mı?
Tens o teu fato?
Howie, cep telefonun yanında mı?
Howie, tens o teu telemovel?
Jinx yanında mı?
Ela tem o Jinx?
- Yanında mı?
Está contigo?
- Delilah yanında mı?
- A Delilah está com ele?
Gökkuşağı rezaletini de yanında mı götürüyorsun.
- Levas as Arco-Íris contigo?
- Milena da yanında mı Daniel?
E a Milena, Daniel, ela está aí também?
Oğlum, Tommy, senin yanında mı?
O meu filho Tommy, está aí consigo?
Yoğun bakıma çıkıp gözlemlemek için yanında kalacağım.
Vou agora para a UTI, ficar de olho nela.
Yanında olacağım.
Vou estar.
Dün gece akşam 8 ila 10 arası yanında biri var mıydı?
Então, estavas com alguém ontem à noite, entre as 20h e as 22h?
Bu snapchat'çi moronların arasında teselli bulacağımı umarak yanılmışım.
Fui um tolo em pensar que encontraria consolo entre estes idiotas, caloiros viciados no Snapchat...
Wendy'ye ona bir şey söyleyip söylemediğini ya da yanında birini görüp görmediğini herhangi bir şey hatırlayıp hatırlamadığını sorar mısın?
Se puderes perguntar à Wendy se ela consegue pensar em alguma coisa, qualquer coisa que ela disse ou se a viu com alguém.
Dört bir yanımı çok güvendiğim ama aslında hiç güvenilmemesi gereken aptallar ve yalakalarla sarmıştım.
Rodeei-me de idiotas e bajuladores, confiei em quem não devia.
İşimi bitirmesi için akıl hocalığı yaptığım diğer kişiler Gacy, Ramirez ve o gey Dahmer bunun yanında hepsi amatör kalır.
Todos os outros que tentei fazer com que terminassem o meu trabalho : Gacy, Ramirez, o pobre Dahmer são todos amadores comparados a ele.
- Para yanında mı?
Tem o dinheiro?
Diğer çalışmalarımın yanında aslında bir sone gibi kalıyor.
É mais um soneto se comparado com os meus trabalhos anteriores.
Buzlu viski alayım. Yanında da maden suyu lütfen.
Que tal um whisky com gelo, e um refrigerante, por favor.
O 5 yıl boyunca yanında ben vardım.
Eu estive ao teu lado durante cinco anos.
Hayatım boyunca koruyucu aile yanında kaldım.
Estive no sistema de adopções a vida toda.
Senin yanında olmak için yapmam gerekeni yaptım.
O que precisava de fazer para merecer o direito de estar ao teu lado.
Neyse, bende gidip bir kol testeresi satın aldım. Yanında bir sürü çöp poşedi falan gibi şeyler. sonra da eve döndüm.
De qualquer forma, eu fui comprar uma serra de arco e depois um monte de sacos de lixo e coisas assim e voltei para... para a casa, e tenho certeza que estava mais pedrado e mais bêbado,
Cody Cazalas'a yaptığım çapraz sorgu esnasında. oldukça önemli olduğunu düşündüğüm bri an vardı... hakkını vermeliyim ki, dürüstçe yanıtladı.
Houve um momento durante o meu interrogatório de Cody Cazalas que eu achei que era extremamente importante, e, para crédito dele, ele respondeu honestamente.
Benim yaptıklarım, gerçeği söylemezsen bu adamın yapacaklarının yanında solda sıfır.
O que estou a fazer não é nada perto do que ele fará se não nos disser a verdade.
Benim arkadaşlığımı sıkıcı bulmasından korkarım. Her zaman onun yanında olmalısın.
Terás de estar sempre a seu lado.
Keşke sen büyüyüp genç bir adam olurken yanında olabilseydim. Babanın öfkesinden sizi koruyabilseydim. Ama yaptığım ve olduğum şeylerden o kadar utanıyordum ki.
Se ao menos tivesse cá estado para te ver crescer, para te proteger do temperamento do teu pai, mas eu estava com tanta vergonha das coisas que tinha feito, daquilo em que me tinha tornado, e, quando consegui controlar o meu apetite,
Yanında birileri var mı yoksa yalnız kalmak mı istersin?
Tens alguma coisa para fazer ou... queres ficar sozinho?
Yanında duracağım.
Eu vou apoiar-te.
- Ağızlarında yanık izleri var mı?
Eles têm marcas na boca? Como se fossem de queimaduras.
Sen yanında silah mı taşıyorsun?
Tu... andas com uma arma?
En azından yine küçük kardeşimin yanında olacaktım.
Pelo menos, iria encontrar novamente os meus irmãos mais novos.
Adamlarım onu, Broussard'ın bedeninin yanında beklerken buldu.
Os meus homens encontraram-no ao lado do corpo do Broussard.
Senin yanında mı?
- Ao teu lado?
O, ister yanında yada ister karşısında olsun, ben eşimin yanında olmalıyım.
Esteja eu com ela ou não.
Söyle bakalım, bu sözde B613, halka duyurulduğunda kimler senin yanında olacak?
Se conseguires fazer isso nas próximas 48 horas...
Rowan'ın yanında çalıştım, emirleriyle insanları öldürdüm.
- Temos as provas?
Verrano'nun tanıdıklarına bakalım. Geçmiş yada bugün onun yanında maaşlı çalışan herkese bakın.
Se há um Mickey no círculo do Mayor, eu quero saber dele.
O artık senin yanında Tanrım.
Ela está Contigo agora, Senhor.
Çitler hâlâ kırıkken köpeği yine serbest bırakıyorsun sonra da üvey babanın onu zamanında bulmamasından mı dert yanıyorsun?
Deixaste o cão fugir outra vez com a vedação ainda estragada, e, agora, reclamas porque o teu padrasto não o encontrou em tempo útil?
Başka konuların yanında, Condé'yi nasıl yok edebileceğimizi..... çok düşündük. O kadar çabuk pes edince..... onu takip etmesi için, bir adam yolladım.
Entre outras coisas, nós passámos muito tempo construindo maneiras de destruir o Condé, por isso, quando ela se rendeu facilmente, eu...
Doğuma kadar yanında kalacağım.
Vou ficar com ela até dar à luz.
Belki o zaman yanında olsaydım...
Talvez se eu estivesse lá quando acordou...
Yanında olmadığım için birine ihtiyaç duydun.
Precisavas doutra pessoa. Porque eu não estava disponível para te ajudar.
Stajımı Lanie'nin yanında yaptım unuttun mu?
Estive a estagiar com a Lanie, lembras-te?
- Bütün bunların yanında bir sürü kişinin hayatını da kurtardım.
- Vale o que vale... Mas também salvei muitas vidas.
Gördüğünde yanında başka biri var mıydı?
Estava mais alguém consigo quando lhe viu a cara?
- Takım elbiseli adamın yanında bir çocuk vardı.
- Ele está com o tipo de fato. - Quem?
Bu kasabanın dışında cereyan eden savaşta, babamın yanındayım. Senin ibadet ettiğin babamın.
Na guerra que decorre fora desta cidade, eu estou do lado do meu Pai... o Pai que tu adoras.
O farenin her yanında da almıştım o kokuyu.
Senti-o no vagabundo do teu amigo.