English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yürüyor

Yürüyor traduction Portugais

1,476 traduction parallèle
İşler nasıl yürüyor bilmiyoruz.
Não sabemos como as coisas funcionam por aqui.
Bir manyak gibi yürüyor, bir manyak gibi konuşuyorsa bil ki, eli palalı bir manyaktır.
Bem, "O que se parece com um pato e age como um pato, tem vida de pato."
Aman tanrım. Millie teyze yürüyor!
Meu Deus, a Aunt Millie está a andar.
Bak Millie teyze yürüyor!
Olha a Aunt Millie está a andar.
Ama trafik kurallarına uyarak mı yürüyor? Ev tamiratı yapar mı?
Mas sabes se atravessa a rua em pleno trânsito, se arranja coisas em casa?
İşler böyle mi yürüyor, sen ve Summer?
É assim que funciona entre ti e a Summer?
İşler böyle yürüyor.
Por isso, é assim que se faz.
Bu "arkadaşlık" olayı gerçekten iyi yürüyor.
Acho que esta coisa de ser amigo está mesmo a funcionar.
Şu arkadaşlık olayımız gayet iyi şekilde yürüyor, değil mi?
Temo-nos portado bem com isto de sermos amigos, não temos?
Ölüm vadisinin gölgesinde yürüyor olsam da, şeytandan korkmuyorum, çünkü sen benimlesin.
Ainda que ande pelo vale da sombra da morte, não temerei mal algum, porque tu estás comigo.
Yürüyor.
Vem a andar.
Sanki cesetler üzerime yürüyor.
É como se os corpos estivessem atrás de mim.
Sizin bozkırda işler nasıl yürüyor bilmiyorum ama burada, polis öldürürsen darağacını boylarsın.
Não sei como é na "Terra dos Leões", mas, aqui, apanha pena de morte por matar polícias.
"575 kişiydiler ve cenaze alayı gibi yürüyorlardı." "Bazıları yürüyor, bazıları da sedyeyle taşınıyorlardı. Hüzünlü bir yürüyüştü."
Eram 575 pessoas e caminhavam como num cortejo fúnebre, pois alguns caminhavam, outros eram transportados em macas, uma espécie de marcha melancólica -
Yanından geçen bir yolda yürüyor olmam da fark etmiyordu, her şekilde korkuyordum. "
Quer fosse a avenida quando lá passava, ou o que fosse... -
Deli biri gibi koridorlarda yürüyor.
Caminha no corredor do quadro das pessoas loucas.
Kakuma kampında gibiydik birlikte yürüyor, tüm bu konular hakkında konuşuyor ve sohbet ediyorduk.
É como um campo, como o campo de Kakuma, onde nos juntamos todos para discutir e conversar sobre todas essas questões.
Bir iki hafta içinde Argyle Sokakların'da yürüyor olacaksın.
Och, esquece. Estarás a andar pela Rua de Argyle dentro de umas semanas.
Rüyanda gözlerin yürüyor.
É no teu sonho, que os teus olhos estão a caminhar.
Kaportasında biraz eksikler var ama yürüyor.
O estofamento está um pouco fora de moda, mas serve.
Tıpkı insan gibi yürüyor!
Ele anda como um homem!
Bu işler nasıl yürüyor biliyorum.
Não, não, eu sei como é.
İşler kendi kendine yürüyor.
As coisas conseguem funcionar por si mesmas até ao final.
Keşke şu anda birlikte yürüyor olabilseydik.
Gostaria de ter passeado com você.
Ölü hindi yürüyor.
Vai uma pinga, ó peru?
Efendim, yürüyor, konuşuyor ve kireç dolu.
Senhora, anda, fala e está cheia de giz.
Ağaçlıkta yürüyor, bilirsin, Kahlenberg'in oradaki.
Andando nos bosques, sabe. No bosque de Karlinsberg.
Bu işler böyle yürüyor, biliyorsun sen de.
É assim que estas coisas funcionam.
Bak, bu işler böyle yürüyor ve üzeri böyle örtülüyor.
É assim que eles trabalham, a coisa fica esquecida.
Ne yani yürüyor mu?
Ela está a atravessar o corredor.
Lefty, oğlum, plan yürüyor.
Canhoto, meu rapaz! O plano está a resultar.
- Yürüyor muydun?
- Foste fazer uma caminhada?
Ve şöyle yürüyor...
E anda assim. Hai, hai, hai.
Ama bir de baktınız ki, ayağa kalkmış yürüyor. Siz de kaldırmaya çalışıyorsunuz.
E, logo depois de estar de pé, a andar e vocês a tentar educa-lo.
Onu kullanıyorum, sen de beni kullanıyorsun, işler böyle yürüyor.
Estou a usá-lo, você usa-me, é assim que funciona não é?
Güney Los Angeles sakinleri, semtlerinde... polis koruması olmayışını... protesto etmek için üç gündür belediye binasına yürüyor.
Moradores de Los Angeles Sul marcharam até à Câmara Municipal, pelo terceiro dia consecutivo, em protesto contra a falta de protecção policial na sua comunidade.
Yürüyor, konuşuyor...
Vai andando.
Köpeğin yan yan yürüyor, Twitch.
O teu cão está a caminhar todo torto, Twitch.
Ama sırtımda tuhaf bir kaşıntı var. Sanki bir şey yürüyor.
Mas sinto comichão nas costas, parece algo a mover-se.
- Dünyada işler nasıl yürüyor gördünüz mü?
- Vêem como o mundo funciona?
Paige, beğen ya da beğenme burada işler farklı yürüyor.
Paige, para o bem ou para o mal, as coisas são feitas de modo diferente por aqui...
Balboa, Dixon'un yumruklarına yürüyor.
Balboa abre-se aos golpes de Dixon!
Annenle tanışmış olmalıydın. 94 yaşında ve hala yürüyor.
- Você devia ter conhecido sua mãe.
- Herşey ipek gibi yumuşacık yürüyor işte. - Size internetten aldığım birkaç şeyi okuyayım.
Está tudo a correr bem.
Adam öyle bir havalı yürüyor ki. bu günlerde ve o yaşta görülmesi imkansız.
Quero dizer... o homem anda com um ar confiante... raramente visto nestes dias e idade.
Son kez için, o sana doğru yürüyor. Dünün küçük sendeleyen adımları, bugün yine sendeliyor..
Por um passado, ela caminha em direção a você, ontem pequenos passos vacilantes, vacilaram hoje de novo..
Mermi-kafa ortalıkta yürüyor ve dolaşırken rasgele değişiklikler yapıyor. Onu geçmek zor olacak.
O que percorre o perímetro vai alternando a sua patrulha, vai ser difícil passar por ele.
Evet. Sen sürüyorsun, o yürüyor. Ama tek sorulacak soru :
Sim, tu conduzes, ele anda à boleia e a grande questão aqui é saber qual de vocês é o maior psicótico do caralho!
Paris Hilton gibi yürüyor.
Lixo branco a andar.
Yürüyor muyuz?
...
Yürüyor mu?
Fazes exercício?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]