English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yürüyüşe çık

Yürüyüşe çık traduction Portugais

471 traduction parallèle
Bu açık cezaevinden kurtulup, kırlarda bir yürüyüşe çıkmaktan başka hiçbir şey istemiyorum.
O que deveria fazer era afastar-me desta casa de crime, dar um passeio no campo.
Kırlarda bir yürüyüşe çıksanız iyi olur, müfettiş.
Será melhor dar o tal passeio pelo campo, inspetor.
Çok yürüyüşe çıkardım ve bu kızı hep yanımda götürürdüm, konuşabilmek için.
Dava grandes passeios pelas matas e levava-a sempre comigo, para conversar.
- Hayır, benimle yürüyüşe çıkıyorsun.
- Não, vai dar uma passeio comigo.
- Yani, bir yürüyüşe çık. - Kısa bir yürüyüş.
- Por outras palavras, "vai dar uma volta"
Yürüyüşe çık.
Vou dar uma volta.
Giyindi ve yürüyüşe çıktık.
Ela vestiu-se, e fomos dar uma volta.
Zavallı Nutsy uzun bir yürüyüşe çıkıyor.
Pobre Lelé vai dar uma longa caminhada.
Kısa bir yürüyüşe çıkacağım.
Partirei em viagem.
Yürüyüşe çıkalım sonra geri döneriz diye düşündük, ama konuşmaya daldık.
Bem, eu estava-te procurando. Decidimos dar uma volta, e achámos que voltaríamos.
Elaine ve ben yürüyüşe çıktık.
A Elaine e eu fomos passear.
Akşam yemeğinden sonra yürüyüşe çıkacaksak, yukarı çıkıp temizlenmen gerek, eminim.
Se vamos dar um passeio após o jantar, é melhor ires trocar de roupa.
Seni anlamak için yürüyüşe çıkıyorum.
Vou dar uma volta. Adeusinho...
"Deniz kenarında yürüyüşe çıkıyorum" nasıl dersin?
E como se diz, "Hoje vou para um passeio à beira-mar"?
Daha sık yürüyüşe çıkmalıyız.
Devíamos passear mais vezes.
Ve yürüyüşe çıktık.
E fomos passear.
Kahvesini içip giyindi kısa bir yürüyüşe çıktı. "
Tomou o café, vestiu-se foi dar uma volta. "
- Martha ve ben yürüyüşe çıkacaktık.
- Martha e eu estávamos dando um passeio.
Uzun bir yürüyüşe çıkıyorlar.
vão de excursão.
"Ormanda yürüyüşe çıkmıştık." "Durmuş ve kemerimden tutmuştun."
"Estávamos a andar no bosque, tu paraste e agarraste o meu cinto..."
Artık yürüyüşe çıkmayacağız, tamam mı?
Nunca mais iremos passear.
Kısa bir yürüyüşe çıkacağım.
Vou dar uma volta.
- Yürüyüşe çıkıyoruz biz.
Vou dar uma volta pela cidade com a Esther.
Artık uzun bir yürüyüşe çıkmaya hazırım.
Agora, acho que vou dar um passeio com o Gui.
Yarın, gümrük geçiş nasıl görmek için 'Katanga ile bir yürüyüşe çıkın edeceğiz.
Amanhã dás uma volta com o Katanga, para ver se a alfândega não te manda parar.
- Şöyle kısa bir yürüyüşe çıkalım.
- Vamos dar um passeio.
Gel, benimle bir yürüyüşe çık.
- O mar? Venha dar um passeio comigo.
Bu sabah onu bulduğumuzu sandık ama Angola'nın avare yürüyen ağacıymış Amazellus robin ray paytak Gambiya çalılığıyla yürüyüşe çıkmış.
De manhã cedo, pensámos tê-la avistado, mas era, afinal, uma árvore deambulante angolana, Amazellus robin ray, a passear com um arbusto deslizante da Gâmbia.
Yürüyüşe çık.
Vai dar uma volta.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
Vou dar uma volta.
Hey, yürüyüşe çık!
Vai dar uma curva!
Yürüyüşe çıktık. Neyse ki boşmuş.
- Tive sorte de ele estar livre.
- Yürüyüşe çıkıyorum.
- Vou dar uma volta.
Yürüyüşe çıkıyorum.
Vou dar uma volta.
Yürüyüşe çıkın.
Passeiem.
Yürüyüşe çıkıyoruz.
Vamos dar um passeio.
Birlikte yürüyüşe çıkın.
" Vão passear.
Küçük bir yürüyüşe çıkıp beni verandada öpebilirsin.
Podíamos ir dar uma volta e podias beijar-me na varanda.
Biraz yürüyüşe çıkacaktık fakat radyo, yağmur yağacağını söyledi.
Podias ter-te esforçado mais. Já sei!
Hemen her gün yürüyüşe çıkıyoruz.
Saímos a passear juntos quase todos os dias.
Hava böyle giderse artık pek yürüyüşe çıkamayacağız demektir.
Receio que, com este tempo, não possamos contar com muitos mais.
Neden yürüyüşe çıkıp bu konuyu düşünmüyorsun?
Porque não dás um passeio e pensas no caso?
Bu çılgınlık sona erdiğinde, belki, birlikte bisiklete biner, Henley'deki Old Swan'a gider ormanda yürüyüşe çıkarız.
Quando esta loucura acabar, talvez possamos passear de bicicleta os dois, fazer uma viagem ao Old Swan em Henley e dar um passeio na floresta.
Yürüyüşe çık!
Anda por aí, até ela passar.
Kit'le ben yürüyüşe çıkacaktık.
A Kit e eu íamos só dar uma volta.
Yürüyüşe mi, çıkıyorsun? Evet, yürüyüşe.
A dar um passeio?
- Yürüyüşe çıkıyorum.
- Posso ir contigo?
Biraz yürüyüşe bile çıktık ve bu benim için büyük bir olay özellikle de uzun süredir dışarı çıkmadığım düşünülürse.
Sinto-me muito melhor e até pude sair para passear com elas. Para mim foi maravilhoso, pois há muito tempo que não saía.
Yürüyüşe mi çıkıyorsunuz, Bay Trawinski?
Saindo para um passeio, Sr. Trawinski?
Yürüyüşe çıkıyoruz!
Para onde me levam?
- Lawrence, yürüyüşe çıkıyoruz.
Lawrence, vamos sair daqui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]