English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ç ] / Çok geç değil

Çok geç değil traduction Portugais

666 traduction parallèle
- Çok geç değil.
- Ainda é cedo. Vamos...
Çok geç değil.
Não é muito tarde.
Çok geç değil ya?
Não é tarde de mais?
Çok geç değil.
Não é tarde de mais.
Henüz çok geç değil. Benimle birlikte geri dön.
Ainda não é tarde de mais.
Hayır, çok geç değil.
Não é tarde demais.
Bu saatte tek başına dolaşmak için çok geç değil mi?
Já é muito tarde para andar sozinha por aqui, não acha?
Çok geç değil umarım?
Não é tarde demais, ou é?
Henüz çok geç değil.
Ainda não é tarde.
Çok geç değil mi, Corinna?
É tarde demais, Corinna?
Neyse ki çok geç değil, Yargıç.
Felizmente, não é tarde demais!
Henüz çok geç değil doktor.
Não é tarde demais, Doutor.
Asla çok geç değil.
Nunca é tarde demais.
- Çok geç değil.
- Não está tarde.
Fikrini değiştirmek için çok geç değil.
Ainda está a tempo para mudar de idéia.
Hayır, çok geç değil.
Não, não é tarde de mais.
- On buçuk mu? Çok geç değil mi?
- Às dez e meia?
- Öğrenmek için çok geç değil.
- Nunca é tarde para aprender.
Çok geç değil.
Ben, ainda não é tarde.
Çok geç değil.
Não é tarde demais.
- Çok geç değil.
- Não é tarde.
Ama bunun için artık çok geç değil mi?
Mas não é tarde demais?
Bir erkeğin, karısına kur yapması için, asla çok geç değil, ceylanım.
Nunca é tarde demais para se fazer a corte à nossa mulher, meu anjo.
Çok geç değil.
Não demasiado tarde.
Anne, hala çok geç değil.
Mãe, não é muito tarde.
Ama kurtuluş için çok geç değil.
Mas não é tarde para ser salvo.
- Kurtuluş için çok geç değil.
- Não é tarde para ser salvo.
Hem artık her ikimiz için de çok geç değil mi?
Não é demasiado tarde para nós?
Bunun için artık çok geç değil mi?
É um pouco tarde para isso, não?
Çok geç değil...
Ainda estamos a tempo.
"Çok geç değil" dedi kadın.
"Não é demasiado tarde" - disse ela.
Neden çok geç değil? Neden değil?
Porque não é tarde?
Başladığını bitirmek için çok geç değil.
Bem, näo é tarde de mais para terminares o que começaste.
Artık çok geç değil mi?
Não é muito tarde para isso?
Bu çılgınlığa son vermek için çok geç değil.
Não é demasiado tarde para desfazer esta loucura.
- Artık çok geç, değil mi?
- Acho que sim, amor.
Bunun için çok geç artık, değil mi?
É demasiado tarde para isso agora, não é?
Çok geç oldu. Önemli değil.
Já é um bocado tarde.
- Senin için çok geç, benim için değil.
Tarde para vocês, mas, não para mim.
Onlara sıkıcı sarılmak, çok geç olmadan onları yaşamak zorundasın, değil mi?
É preciso concretizá-los enquanto há tempo, não acha?
Belki buradan gitmesi için onunla konuşabilirsin benimle değil.Artık çok geç.
Podias convencê-lo a desistir, mas a mim, não. É tarde de mais.
Hiç te erken değil, çok geç oldu.
Não é cedo, é tarde.
- Hayır, çok geç değil.
- Fala baixo.
Sesini alçalt. Bana çok geç olduğunu söyleme çünkü geç değil.
- Não digas que é tarde, porque não é.
Tatlım çok geç dönmezsin değil mi?
Não vais voltar tarde, pis não, querido?
Çok geç değil.
Não é.
Her ikisi içinde bir şey yapmak için çok geç, değil mi?
Bem, é tarde demais para fazer algo sobre isso, certo?
Starbuck savunmanı nefsi müdafaa olarak değiştirmek için çok geç değil.
Ainda não é tarde para alterar a tua alegação para autodefesa.
- Bunun için çok geç, değil mi?
- É um pouco tarde para isso, não é?
- Çok geç, Monk. - Geç falan değil.
- É tarde demais!
Düzeltmek için çok geç, değil mi?
Tarde demais para remendar, certo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]