Çok geç kaldım traduction Portugais
474 traduction parallèle
Ben çok geç kaldım. Kendime geç kaldın dayağı atacağım.
Estou tão atrasado que vou dar uma advertência a mim mesmo.
Çok geç kaldım.
Vou chegar super atrasada.
Haydi, Effie, çok geç kaldım.
Vamos, Effie, cheguei muito tarde.
Sağ olun.Çok geç kaldım.
Obrigada. Estou muito atrasada.
Çok geç kaldım.
Oh, eu. Oh, meu.
- Çok geç kaldım.
- Oh, estou tão atrasado.
Çok, çok geç kaldım.
Estou muito, mas muito atrasado.
Çok geç kaldım.
Estou muito atrasada.
Olamaz, çok geç kaldım.
- Meu Deus, cheguei tarde.
Çok geç kaldım.
Estou tão atrasada.
Çok geç kaldım.
Estou bastante atrasada.
Gitmeliyim. Çok geç kaldım.
Tenho de ir, já estou muito atrasado.
Ziyaretinize gelmekte çok geç kaldım sayın bayan.
Senhora, peço perdão pelo atraso na visita.
Tanrım, sadece Copper'a hoşçakal demek istemiştim ama çok geç kaldım.
Queria despedir-me do Dentuça. Mas cheguei tarde de mais.
Başka kattaki bir toplantıya çok geç kaldım.
Estou muito atrasada agora para uma reunião noutro andar.
- Olay şu ki, şu anda çok geç kaldım.
É que agora já estou atrasadíssima.
Çok geç kaldım. Ne büyük utanç!
Cheguei aqui demasiado tarde, Que pena.
Çabuk ol şoför, çok geç kaldım.
Siga o mais depressa que puder, estou atrasado.
Geç kaldığım için çok çok özür dilerim.
Lamento o meu atraso.
İlk günden geç kaldım. Oh, burdan okula kadar... çok fazla belaya bulaşmış olamaz.
Oh, bem, ele não se consegue meter em muitos sarilhos... entre aqui e a escola.
Zaten geç kaldım. Aile meseleniz yüzünden pazar yemeğimi daha çok geciktiremem. Çıkın dışarı.
Fizeram-me atrasar e näo vou adiar mais tempo o meu jantar por causa de brigas de família.
Yemeğe çok mu geç kaldım?
Cheguei muito tarde para jantar?
Geç kaldım! Bu çok tuhaf.
Que estranho!
Geç kaldım! Çok önemli bir randevuya geciktim.
Para um compromisso muito importante.
Geç kaldım! - Çok önemli olmalı!
- Deve ser muito importante.
Geç kaldığım için çok özür dilerim.
Peço desculpa por chegar tão tarde.
- Çok isterdim ama geç kaldım.
- Quer uma taça de chá? - Eu adoraria, mas estou atrasada.
Çok geç kaldım.
Demorou tanto tempo!
Çok mu geç kaldım?
Espero não estar atrasado.
Korkarım çok geç kaldın, sensiz başladık.
Temo que tenhas chegado tão tarde que começamos sem ti.
Geç kaldım özür dilerim, ama buraya gelirken, çok hoş bir şapka gördüm.
Desculpem o atraso, mas ao atravessar a cidade, vi um chapéu giríssimo.
Çok geç kaldığım için üzgünüm.
Lamento ter chegado tão tarde.
Sonunda şöyle dedim, "Striker, hayatta çok aptalca şeyler yaptın." "Ama son zamanlarda yapmadın ve geciktin." Geç kaldığım için üzgünüm.
Por fim, disse para comigo que já tinha feito muito disparate na vida, mas que há muito não fazia nenhum e estava na hora de fazê-lo.
Tamam, geç kaldım, belki çok geç.
Pronto, cheguei tarde. Talvez demais.
Dostum Sandığımızdan çok geç kaldık
Raios, é mais tarde do que pensa.
Çok geç kaldığımı sandım.
Pensei que fosse já tarde demais.
Dr. Winston geç kaldığım için çok çok özür dilerim.
Lamento muito o meu atraso.
Linçe çok geç mi kaldım?
- Venho tarde para o linchamento?
- Çok mu geç kaldım?
Chego muito tarde?
Çok geç kaldığım için üzgünüm.
Lamento chegar tão tarde...
- Geç kaldım çok kızdı ve bir gövde gösterisi yaptı!
- Atrasei-me... e ele ficou lixado e fez uma cena!
Yapabilirsin. Benim adımı kötüye çıkarabilirsin, İş arkadaşlarımı dolduruşa getirebilirsin ama artık çok geç kaldın.
Podes informar, denunciar-me, incitar os colegas contra mim, mas já é tarde!
Hayır. sanırım ben. Bilmiyorum, bu çok kafa karıştırıcı. Başka her şey için geç kaldım.
Não, estou muito confusa, e sobretudo... estou atrasada e às quartas temos reunião.
Üçüncü cinayeti engellemek için çok geç kaldık. Fakat ya dördüncü? Bakalım.
Já não podemos prevenir o assassinato da terceira... mas quem sabe o da quarta, Dolores Marks.
- Oyun için çok mu geç kaldım?
- Já não dá para entrar no jogo?
Tanrım, çok geç kaldık.
Céus, chegámos tarde demais.
- Her şeyi sonra açıklayacağım. Trajediyi önlemek için çok geç kaldık. Adaletin bir an önce yerini bulmasını istiyorum.
Eu explico mais tarde, mas como já não vamos a tempo de impedir a tragédia, quero certificar-me que é feita justiça.
Sence sanat öğrenmek için çok mu geç kaldım?
Achas que é demasiado tarde para eu estudar arte?
- Hayatım, merhaba. Neredeydin? - Selam Kate, geç kaldım çok özür dilerim...
Pronto, eu vou ver se consigo achar algumas migalhas no sofá.
Bu kadar geç kaldığım için çok üzgünüm.
Lamento estar tão atrasada.
Şu aile olayı için çok mu geç kaldım?
Cheguei muito atrasada á reunião familiar?
çok geç 640
çok geç değil 68
çok geç kalma 19
çok geç artık 28
çok geç oldu 179
çok geç kaldın 48
çok geç olmadan 54
çok geç kaldık 53
çok geç olacak 23
çok geciktim 21
çok geç değil 68
çok geç kalma 19
çok geç artık 28
çok geç oldu 179
çok geç kaldın 48
çok geç olmadan 54
çok geç kaldık 53
çok geç olacak 23
çok geciktim 21
çok geç kaldınız 24
çok geçmeden 34
geç kaldım 322
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok geçmeden 34
geç kaldım 322
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel oldu 36
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel kokuyor 49
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel oldu 36
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel bir yer 50
çok güzel bir gece 22
çok güzel kokuyor 49