Çıkaramıyorum traduction Portugais
503 traduction parallèle
Aklımdan çıkaramıyorum. Gözüme uyku girmiyor.
Não consigo deixar de pensar nisto.
Bazen içimdeki şarkı öyle büyük ve hoş oluyor ki, dışarı çıkaramıyorum.
Ás vezes tenho cá dentro uma canção tão grande e bonita que não a consigo tirar.
Seni rahatsız etmek istemem ama bunu tek başıma çıkaramıyorum.
Saint Aubin, não o quero aborrecer, mas não consigo!
Hastaydım dediğin o geceden beri... seni aklımdan çıkaramıyorum.
Desde a noite no navio em que me falou da sua doença... que não a tiro da cabeça.
O melodiyi aklımdan çıkaramıyorum.
Não consigo tirar esta música da cabeça.
İş yaşamında anti-semitizm. Orda duruyor, ama ortaya bir şey çıkaramıyorum.
Anti-semitismo nos negócios, nas profissões, mas não dá.
Kim olduklarını tam çıkaramıyorum.
Não consigo ver o que são.
Ne olduğunu çıkaramıyorum ki!
Não consigo ver bem.
Şu aptal dizeleri aklımdan çıkaramıyorum.
Essa poesia idiota martela-me os miolos.
Yüzünü hayal meyal hatırlıyorum ama adını çıkaramıyorum.
Seu rosto é vagamente familiar, mas seu nome me escapou.
Çıkaramıyorum.
Não consigo identificá-lo.
- Elimi çıkaramıyorum.
- Não consigo tirar a mão.
Çıkaramıyorum.
Não encontro, aquilo que diz.
Çıkaramıyorum
Não consigo tirá-lo. Tem de sair! - Paul?
Aklımdan çıkaramıyorum.
- Desperdicio.
Ellerimi çıkaramıyorum.
Não consigo livrar as minhas mãos.
Çıkaramıyorum, şimdi sen kaç yaşındasın Julie?
Obrigado. Não consigo cansar-me de ti, Julie. Que idade tens?
Yazıcı Thompson'ın bir avuç toza dönüşmesini aklımdan çıkaramıyorum.
Não consigo esquecer a imagem da Assistente Thompson, esmagada num punhado de pó.
Bozukluğu ortaya çıkaramıyorum.
Não posso filtrar a distorção, senhor. Está a ficar pior.
Lanet olsun, kemerini çıkaramıyorum.
Droga, não consigo tirar este cinto!
Bunu aklımdan çıkaramıyorum.
Não consigo tirar isso da cabeça.
Ben hala sizin özel telefon numaranızı nasıl elde ettiğini çıkaramıyorum.
Mas não sabe como ele conseguiu o seu número privado?
Ben de bu çetrefil durumu aklımdan çıkaramıyorum, tıpkı sizin gibi.
Eu também não consigo tirar isto tudo da cabeça. Tal como o senhor.
Vanda ve Isabel'i aklımdan çıkaramıyorum.
Continuo a pensar em Vanda... e em Isabella.
Adını çıkaramıyorum.
Não consigo lembrar-me do nome dele.
Aklımdan çıkaramıyorum! Kafama takılıyor!
Não consigo pensar noutra coisa, Allison.
Çıkaramıyorum.
Não consigo tirá-la.
Sizi banyodan çıkaramıyorum.
Não consigo tirar-vos do banho.
Şu anda adını çıkaramıyorum...
- Agora não me lembro do nome.
Bazen herşey öylesine boktan ki kendimi çekip çıkaramıyorum.
Por vezes, as chatices pesam como um fardo.
Altcinsleri tam olarak çıkaramıyorum.
Não consigo determinar a subespécie.
Çıkaramıyorum.
Não consigo. Puxa!
Dışarı bir şey çıkaramıyorum, değil mi?
- Eu sei, mas vou enviar o quê? - Não há uma lista de veículos?
Ne dememi bekliyorsun? Cecilia'yı aklımdan çıkaramıyorum işte.
Não consigo tirar Cecília da cabeça!
Aklımdan çıkaramıyorum.
Não consigo deixar de pensar nisso.
Çıkaramıyorum ki.
Eu não quero acertar-te.
Onu banyodan çıkaramıyorum. Hayatım, o 13 yaşında!
- Não consigo tirá-lo da casa de banho.
Onu küvetten çıkaramıyorum.
Não o consigo tirar da banheira.
Onu aklımdan çıkaramıyorum.
Não consigo.
Ama değerini çıkaramıyorum.
Já sabia que devíamos ter passado à frente dos preliminares.
Hiç bir anlam çıkaramıyorum.
Não o consigo decifrar. Onde vamos?
- Sorun nedir? Pantolonu çıkaramıyorum ve tuvalete gitmem lazım!
Não posso baixar as calças, e tenho que defecar.
Bundan bir anlam çıkaramıyorum.
Não consigo perceber nada disto.
Çeviri kalıbını sağlayacak gerekli başvuru noktalarını çıkaramıyorum.
Incapaz de definir referências para estabelecer matriz de tradução.
Üzgünüm seni bundan çıkaramıyorum.
Lamento nao conseguir ajudar-te.
Kopuk kopuk anımsamalar var ama, anlam çıkaramıyorum.
Tenho certas visões, mas não fazem sentido. Que se passou?
- Tuvalete gitmem lazım... ve üzerimdekilerini çıkaramıyorum.
Preciso ir à casa de banho e não consigo tirar isto.
Orada bir şeyler var, ve ben onu çıkaramıyorum.
Algo está aqui dentro, e eu não consigo fazê-lo sair.
- Aklımdan çıkaramıyorum.
! - Não me consigo esquecer.
Parmağımı çıkaramıyorum.
Não a posso tirar.
Ve bir aptal gibi hissediyorum. Tüm ekip ve ekipmanla setteyim, anlamlı bir şey çıkaramıyoruz ve uyumu sağlayamıyorum ve hala yapmaya devam ediyorum.
E eu sinto-me um idiota por ter posto em movimento que não combinam.
çıkar 159
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136