Çıkart traduction Portugais
9,563 traduction parallèle
Bu soruların detaylarını teyit eder ve gerçeği ortaya çıkartırız. Sonra da bir avukata ihtiyacınız olacak.
Vamos verificar o detalhe dessa perguntas e se tudo se revelar verdadeiro, então sim vai necessitar de um advogado.
Bunu çıkartırız.
Este vai ter de ser mexido.
Ruhani korumamı çıkartıp iblis olan Pazuzu'yu bedenimi kullanması için davet ettim.
Tirei as minhas protecções espirituais. Convidei o demónio Pazuzu... para dar uma voltinha no meu corpo.
- Canavarlığını çıkart.
- Então? Transforma-te em monstro!
- Canavarlığını çıkart mı?
- Transformar-me em monstro?
Buraya görevlendirildiğinizden beri mahkumlar dördüncü kez olay çıkartıyor.
É a quarta crise com reclusos nas quatro semanas que está aqui.
Ciddiyim, birileriyle yatmadığın için seni affedebilirim ama konuşmalar yaparak olay çıkartıp kadını elde ettiysen yalnız kalınca yapabileceklerin ürkütücü.
A sério. Estou disposto a perdoar-te porque não tens feito sexo. Mas neste tempo todo em que tens feito discursos e causado o caos tiveste uma mulher.
Oğlunuz neredeyse on yıldır kadınları baştan çıkartıp öldürüyor.
O seu filho anda a seduzir mulheres e a matá-las há quase uma década.
Gonzales'i gemiden çıkartır çıkartmaz gemiyi batıracağım.
Quando tirarem o Gonzales do navio, vou afundá-lo. - De que raio estás a falar?
Ajanlar 2 saat içinde çıkartılacak.
A extração será daqui a duas horas.
Bir tanesini kullan ve bizi buradan çıkart.
Usa uma arma e tira-nos daqui.
Yardım edersen seni temize çıkartır, peşini bırakırım.
Ajude-me e eu deixo-o ir. Livre e impune.
Gonzales'i bulun. Herkesi çıkartın.
Encontrem o Gonzales e saiam daí.
Ama intikamcı kelimesi, bu kelimenin adı medya tarafından kötüye çıkartılmış durumda.
Mas o termo "vigilante" tem uma reputação má por causa da comunicação social.
Hemen plaka için arama bülteni çıkartın.
Mande todas as unidades atrás daquela placa, imediatamente
İkisini de yukarı çıkartın.
Levem-nos lá para cima.
Bir gün çıkartırsın belki.
Talvez a tires um dia.
Umarım bir an önce çıkartırız.
Espero que consigamos melhorar depressa.
Soruşturma esnasında ortaya çıkarsa diye, çalınan eşyaların listesini çıkartıyoruz.
Estamos a fazer o inventário dos artigos roubados, para o caso de aparecerem na investigação.
- O zaman ne... bir gözünü mü çıkartırsın?
- Então o quê? Arrancar um olho? - Um olho?
Rachel, beni özlediğinde, sinirini muhbirimden çıkartıp, işimi bozamazsın.
Rachel, sei que tens saudades minhas, mas não podes descarregar no informante nem dar cabo do meu trabalho.
Lütfen oturup, bu güzel kahvaltının keyfini benimle beraber çıkartır mısın?
Sentas-te aqui e aproveitas comigo este belo pequeno-almoço?
Kartı erken çıkartmışız.
Bolas, ejetámos o cartão cedo de mais.
Seth Branson için arama emri çıkart.
Emita um alerta para a detenção do Seth Branson.
- Seth Branson için arama emri çıkart.
Emita um alerta para a detenção do Seth Branson.
- Belki günah çıkartıyorumdur.
Talvez esteja a fazer uma penitência.
Muhafız, çıkartın şu kadını.
Corregedor, remova essa mulher.
Şimdi onu içinden çıkartırsak, Jeremy savunmasız kalır. Ve onu öldürecek olan yargıcı kim durduracak?
Se o tirarmos, o Jeremy vai ficar indefeso e o que vai impedir o Juiz de o matar?
Tüm potansiyelinizi içinizde tutmayın, içinizdeki şeytanı çıkartın.
Não tenha medo de revelar o seu potencial e soltar a sua fera interior.
Her şeyden başka bir anlam çıkartıyorsun.
Achas que tudo pode ser algo diferente.
- Tarihten ders çıkartın mirim.
Não esqueça as lições da história, querida.
Seni buradan çıkartırsak. Elbette.
- Se conseguirmos tirar-te daqui.
Arama emri çıkartığımız anda sisteme sızanın I.P. adresinin izini sürebiliriz ve gün içinde son durağına geldiğinde onu bulabiliriz.
Assim que tivermos os mandados, podemos localizar o caminho de IP que o "pirata" seguiu, e podemos ter a localização... no mesmo dia.
Çıkartılması gereken yeni mallar var. Dur bir dakika.
Tenho uma mercadoria importante para ser descarregada.
Çarpıştığı, arabadan çıkartıldığı ve kendi canını alması için diriltildiğini mi söylüyorsun?
Estás a dizer que ela teve um acidente, foi ejectada do carro, ressuscitada... isso tudo para depois por fim à sua própria vida?
EVO'lar ötekileştirildi, insanlıktan çıkartıldı, hayatları tehlikeye sokuldu.
Quando os EVO foram marginalizados, humanizados, expostos.
Müdür onu fırından çıkartıp, ateşi söndürdü. Ama çok geç kalmıştı.
Os residentes puxaram-no para fora e tentaram apagar o fogo, mas, era tarde demais.
Kibarca özür dileyecek. Sonra seni dışarı çıkartıp vuracaklar.
Ela vai pedir desculpa gentilmente, e tu serás escoltado para fora e alvejado.
Korumalar, çıkartın onu buradan!
Guardas, tirem-no dali, vão! - Quem és?
Sınırlarımıza odaklanın ve güvenliği iki katına çıkartın.
Concentre-se no nosso perímetro, dobre a nossa segurança.
Lütfen bunları çıkartır mısın?
Pode tirar isto, por favor? Estão muito apertadas.
O gece nöbetçi muhafız sarhoş olup dikkati dağılınca kılıcı boynuna sapladık, zırhını çıkartıp cesedini kızın küllerine gömdük.
Naquela noite... o vigia estava tão bêbado que mal ficava de pé. Enfiei-lhe a lâmina no pescoço, tirei-lhe a armadura e enterrei-o nas cinzas dela.
Madam Singh, istenmeyen misafirlerimizi binadan çıkartın.
Signora Singh, tire os hóspedes indesejados das nossas terras.
Tövbe estağfurullah. Çöpü de çıkart.
Pelo amor de Deus, leva o lixo.
Biz, okul adına bir dergi çıkartıyoruz da.
Temos uma revista na escola.
Saç olayına şapka çıkartıyorum.
Respeito muito a cena do cabelo.
Bir ya da iki tanesini çıkartıp kapıyı kapat.
Deixas um ou dois sair e fechas a porta. Sempre assim.
İki haftalık kredi kartı harcamalarında daha önce görmediğimiz şeyler çıktı.
Os registos dos cartões das últimas semanas mostraram pistas que não tínhamos no 1º perfil.
Wyatt kimlik kartından yaptığımız yüz tarama dört yıl önce Ulster'deki Kelt Milisleri gösterisinde tutuklanan bir kadına çok yakın çıktı.
O reconhecimento facial pelo crachá mostrou uma combinação com uma mulher presa num protesto da Milícia Celta no Ulster, há 4 anos.
Bana yardım çünkü Ben bir "çıkmak serbest hapse" kartını size son kez verdi Bak.
Olhe, eu dei-lhe um cartão "sair da cadeia livre" na última vez, porque me ajudou.
Dışarı çıkart.
- Que o tragas cá para fora.
çıkartın 17
çıkart onu 22
çıkart şunu 18
çıkar 159
çıkarın 68
çıkardım 26
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkart onu 22
çıkart şunu 18
çıkar 159
çıkarın 68
çıkardım 26
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23