Öyle değilmi traduction Portugais
68 traduction parallèle
Öyle değilmi?
- Para os dois.
Öyle değilmi, ortak?
Não é isso, sócio?
Cheyenne'den gelmiyorsun, öyle değilmi?
Não vem de Cheyenne, vem?
Sen gerçekten insanları hiç önemsemedin, önemseseydin savaşlarına katılır ve kazanırdın, öyle değilmi? ...
Eles nunca foram realmente... o seu povo, ainda que você tenha participado da guerra deles... e ganho tantas medalhas.
Bana Julian'ın sporla hiç ilgilenmediğini söylemiştin, öyle değilmi?
Disse que o Julian nunca se interessou por desporto, certo?
Hayatını kurtardım öyle değilmi?
Eu salvei-lhe a vida, não salvei?
Siğara ve emniyet kemeri işareti yanmıyor öyle değilmi?
Não vejo as luzes de não fumar e cinto de segurança!
Öyle değilmi?
Concorda?
- Biliyorum ama deneyebilirsin, öyle değilmi?
Eu sei. Mas posso tentar, não? Ward, volta para a doca.
- Ne iyi bir adam öyle değilmi.
- Que tipo porreiro.
Bak Kevin... her ikimizde biliyoruz dostum Shimomura NSA için çalışmıştı öyle değilmi
Kevin... Ambos sabemos que o Shimomura trabalhou para NSA.
Birkaç yıl biraz vahşiymişsiniz, öyle değilmi?
Teve uns anos um pouco turbulentos, não teve?
İntihar etmişti, öyle değilmi?
Mas ele se suicidou, não?
Öyle değilmi Karayılanlar her zaman "COOL" dur.
É melhor ser "cool", que envenenar-se.
Bakana benziyordu! Öyle değilmi?
Parece-se com o Ministro.
Aslında o gerçekten bir polis değil... baksana daha çok bir ajana benziyor. Öyle değilmi?
Não é um verdadeiro polícia, parece mais um agente secreto ou algo assim.
Ben bittim! Sokakta kaldım zaten bitmiştim öyle değilmi?
Estou acabado, acabei na rua.
Eğer arabayı boyamış olsalardı her tarafta Boya izi olurdu Öyle değilmi?
Mas deveria haver rastos de tinta nalguma parte.
ama kazık yemeyen bir turist turist değildir.Öyle değilmi?
Um turista que não se deixa roubar não é um verdadeiro turista.
Onu can kurtaranla okyanusa atacaktık, öyle değilmi?
Atirá-lo à água com um colete, e foi o que fizemos.
Ve eğer durmazsam... cehenneme gideceğimi söylemelisiniz. Sizcede öyle değilmi?
E que se eu não desistir... vou arder no inferno Nunca pensas nisso?
Garip olan herkesin nasılda Timmy'ye odaklandığı öyle değilmi?
É estranho que toda a gente se centre no Timmy, não?
Çok güzel öyle değilmi?
Não é amoroso?
ve öyle değilmi, beyler.
E é tudo, cavalheiros.
Sanırım adı Club Pussay Whipped'di. Öyle değilmi, Carl?
- Acho que se chamava Club Pussy Whipped?
Öyle değilmi, sürtük?
Não parece, vaca?
Fakat bugün o gün, öyle değilmi, bayım?
Mas hoje é o dia, certo, senhor?
Böylece, buna ihtiyacın olmayacak, öyle değilmi?
Então, não irá precisar disto, pois não?
- Öyle değilmi, Allison?
- Não é, Allison?
Beni öldürmeyeceksin, öyle değilmi?
Mas não me vais matar, pois não?
Demek istediğim, gelecektenler, ama yine de insanlar, öyle değilmi?
Quero dizer, eles são do futuro, mas não deixam de ser seres humanos, certo?
Yaptığım hiç bir şey, yaratıklarımın hiç biri.. sizlere asla yetmeyecek, öyle değilmi?
Tudo o que faço, tudo o que tenho... nunca será suficiente para você, certo?
Gerçek bir centilmen. Öyle değilmi, Dee Dee?
Um verdadeiro cavalheiro.
Çok iyisin.. Öyle değilmi canım?
Você é bom...
Diana kayda değer bir kadın, çok değerli bir arkadaş o.. tam arkamda duruyor, öyle değilmi?
Diana é uma mulher incomparável, uma valiosa amiga e... está atrás de mim, certo?
ve ikimizden biri onunla evlendiği zaman mutlu olacağız ve asla birbirimizi kıskanmayacağız, öyle değilmi? Tabi seni seçmediği sürece.
Estaremos tão felizes por uma de nós estar com ele... que nem vamos ter ciúmes uma da outra.
Bir genç olarak nasıl olunuyorsa öyle değilmi?
Em como ela vai ser quando for adolescente?
Ve inanyorum ki olanlardan çok pişman, öyle değilmi tatlım?
Tenho a certeza que ele sente muito pelo que aconteceu, não é, querido?
- Ari sadece bir arkadaş, öyle değilmi Ari?
- O Ari é só um amigo. Certo, Ari? - Sim.
İyiydin, öyle değilmi?
Pronto para ir?
Çok güzel görünüyor öyle değilmi?
Tem bom aspecto, não tem?
Şimdi O Fiona'nın Psikiyatristiydi öyle değilmi?
Bem, ele era o psiquiatra dela, certo?
Titanyum kabuğunun içinde insan beyin hücrelerin var senin, ve insan gibi davranıyorlar sana, öyle değilmi?
Tens neurónios humanos nesse corpo de titânio. Tratam-te como aos outros humanos, pára de te angustiar.
Bu durum seni rahatsız ediyor, öyle değilmi?
Aquilo incomoda, não incomoda?
Valiziniz bu öyle değilmi?
Não. Esta é a sua mala, não é?
Ne kadar güzel, öyle değilmi
Quão belo é.
Güven bana, Eğer önemli biri olsaydı bayanlara öyle vurmazdı değilmi.
Confia em mim, se fosse importante, não estaria a bater em mulheres?
- Gerçekten çok güzel, öyle değilmi Togepi?
- Está lindo!
Yüzlerce kisi yazildi bunun için. Ve eger alinirsa demekki? Demmekki orda bulunmasi gerekiyor öyle degilmi?
Centenas de pessoas aplicam-se para isto, se ela entrar significa que pertence ali certo?
Bu bir eglence sinifi geçti diye. Burda eglenmek gerekiyor öyle degilmi.
É uma festa de graduação e é suposto estarmos a festejar.
Daha kötü seyler de var öyle degilmi?
Más coisas passam, certo?
değilmiş 21
değilmi 114
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
değilmi 114
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50