Üç ay mı traduction Portugais
351 traduction parallèle
Ne kadardır birlikteyiz, üç ay mı?
Não tenho... Há quanto tempo estou com você?
Hazırlıklar ne kadar sürdü, iki ay mı, üç ay mı?
Quanto tempo levou a organizar tudo? Três meses?
Bay FIournoy'un ödemek için MasterCard şirketini kullanmasında ki gibi, ve o kart numaralarını kullandı ve St. Regis'de ne kadar, neydi, üç ay mı kaldı?
Como quando o Sr. Flournoy pagou a pêga com o MasterCard da firma e ela usou a numeração para ficar no St. Regis por...
Doğru kelime deyince, adaletsizlikle ilgili bir kaç şey söylemek isterim masum bir adamı üç ay hapis tutmak öylesine pis, soğuk bir yerde aç ve susuz bırakarak. Pişmanlığım şudur ki tahtta oturan aşağılık dostumu indirmeye çalışmamak.
Por falar em palavras, queria dizer algumas sobre a injustiça... de manter um homem inocente preso durante três meses... em tanta sujidade, calor e podridão, que a maior mágoa é não ter tentado... depor o sujeito sujo que se senta no trono.
Hey, bu gemide üç ay kalacağımı sanıyorsan...
Se pensa que vou ficar neste barco durante três meses...
Neyse, kopacak fırtınaya kadar daha üç ayım vardı.
Seja como for, tinha três meses antes de enfrentar essa tempestade.
Johnny ile evleneli üç hafta olmuştu ki, sefere çıkmak zorunda kaldı ve iki ay sonra Savaş bölümünden....... o ve küçük P-51 denizaltısının battığına dair bir telgraf aldım.
Estávamos casados há três semanas quando o Johnny teve de partir. Dois meses depois, recebi um telegrama do Ministério da Defesa a dizer que eIe e o pequeno P-51 dele...
Korkarım ki üç ay ve 10 gün.
Três meses e dez dias.
Evet, bir düzine var, ve sana üç tane ayırdım.
Sim, tenho uma dúzia e guardei 3 para si.
İki üç ay orada kalır, bu arada ben de durumunu müşahede altında tutarım. Ve sonunda bir karara varırız.
A criança ficará lá dois ou três meses, o tempo de fazer o inquérito e depois tomamos uma decisão.
İçerde bulunduğum üç yıI, yedi ay, iki hafta boyunca tattığım en olağanüstü şey bu zımbırtı.
Durante os três anos, sete meses e duas semanas que já estou preso esta é a coisa mais extraordinária que já provei.
İlk kez tırmanmak benim üç ayımı almıştı.
Eu levei três meses a subir da primeira vez.
Buna Elmalı Turta operasyonu diyeceğiz, kolay olacağından değil ama bu adayı üç büyük parçaya ayıracağımız için.
Esta operação chama-se "Tarte de Maçã". Não porque será fácil, mas... porque vamos cortar esta ilha em três grandes pedaços.
Tamam, tatlım. Sana istediğin üç ayı veriyorum.
Esá bem, minha querida, dou-lhes três meses.
Yerinde olsam üç ay kalkmazdım.
Se eu fosse a si não me levantava durante 3 meses.
Priègo, üç ay önce ben senin altınlarını aldım,..
Priégo, há 3 meses fiquei com o teu ouro.
Şu silahı her ateşlediğinde yazışmalarım üç ay geriye gidiyor.
Sempre que puxa da arma, são 3 meses de trabalho perdido.
"Zafer sevinci yerine sonunun hiçbir şekilde görülmediği böyle acılara ve fedakârlıklara katlanmak zorunda olacağımızı üç ay önce kim düşünebilirdi ki?"
"Quem pensaria há três meses que em vez da alegria da vitória, " teríamos de suportar tais sacrifícios e tortura, " cujo fim não está à vista?
Bana kiraya vermesi için üç ay ona kur yapmak zorunda kaldım.
Tive de a namorar três meses antes que ela ma alugasse.
Yani Mısır'a verdiğimiz sözü tutmamız için üç ayımız var. Sonra Helwan füzeleri uçup... İsrail'i vuracak.
Temos três meses para mantermos a nossa promessa ao Egipto, de que os foguetes de Helwan serão lançados... contra Israel.
Jerash'ta, Kasım'ın babasının üç ay önce öldüğünü duymuştum.
Ainda não. Soube que o pai de Kassim morreu há três meses.
Aradan üç ay geçince ben bile kuşku duymaya başladım.
Três meses depois, eu próprio começo a questionar-me se aconteceu.
Üç onaydan geçmiş, gönderilmiş, soruşturulmuş, kaybolmuş, bulunmuş, tekrar kaybolmuş ve en sonunda üç ay boyunca bataklığa gömülmüş, sonra tekrar bulunup ateş yakmak için kullanılmış evraklar olmadan büyükannelerini, açgözlü Bugblatter canavarından kurtarmak için parmaklarını bile kımıldatmazlar.
'Não levantariam um dedo para salvar as suas avózinhas'da Besta Enraivecida de Traal'sem os devidos documentos assinados em triplicado,'enviados, devolvidos, questionados, perdidos, achados,'sujeitos a inquérito público, perdidos outra vez, 'e finalmente enterrados em turfa durante três meses'e reciclados como acendalha.
Bence her gün üç saatimizi ihtiyaçlarımızı karşılamaya ayırmalıyız.
Portanto, acho que devemos guardar 3 horas por dia para saciarmos as nossas necessidades.
Biz üç ay bir lağım çukurundaki rulo yapılmış gazetede yaşadık.
Sorte tua! Nós vivemos 3 meses num jornal enrolado numa fossa séptica!
Şimdi üç ay sonrasına bakalım. Dillinger, Enkom'a kendi yaptığı... 5 yeni video oyunu sundu.
3 meses depois...
Yaptığımız kontratın üç ay gerisindeyiz.
Estamos três meses atrasados neste contrato.
Gloria'ya, üç ay önce bu kitabı bitireceğime dair söz vermiştim. Ama yapamadım.
Há 3 meses que prometo à Gloria que acabava aquele livro, e não consigo.
- Sör George, üç ay önce Eddie South'dan bir mektup aldınız mı?
Recebeu uma carta de Eddie South há três meses?
Bu iş için üç ayımız kaldı. Herhangi bir rapor yazamayız.
Faltam-nos três meses de trabalho.
- Bir ay mı? - Bir ay, üç hafta!
Um mês, três semanas.
İki, üç ay, sanırım.
Acho que há dois ou três meses.
Tanrım Bernie, bu üç ay.
Meu Deus, Bernie, faltam três meses.
Obel-Ointment Fungentula adına, saat 21 : 30 için, pencere kenarında, üç kişilik, bir masa mı ayırtmak istiyorsunuz? Orkestraya çok yakın olmasın mı?
Quer reservar uma mesa para três ao pé da janela para as 9 : 30 p.m., não muito perto da banda, no nome de Obel-Ointment Fungentula?
İngiltere'de üç ay kalmıştım.
Eu vivi em Inglaterra três meses.
- Evlenmek yalnız üç ayımızı aldı.
- Só foram necessários três meses.
Senin yüzünden üç ayımı bu hayvanla harcadım.
Passei três meses com este porco por sua culpa.
Ben üç ayı tek ayak üzerinde bile atlatırım.
Eu podia estar a fazer o pino durante três meses.
Altı ay sonra olacağımız yere.. .. üç günde geliyoruz.
O que conseguiríamos dentro de seis meses conseguimos em três dias.
- Anne? Şey, sanırım gelecek üç ay için evet, senin annen olacağım.
Bem, acho que nos próximos meses, sim, serei a tua mãe.
Bu tamir takımını bisikleti görmeden üç ay önce ani bir içgüdüyle aldım.
Eu comprei este kit de remendos por impulso. Uns 3 meses antes de ver a bicicleta.
Bana bazı fotoğraflar gösterdiler. Ben de kamyonetin şoförüne benzeyen üç fotoğrafı ayırdım.
Mostraram-me retratos e escolhi três que se pareciam com o condutor.
Emekliliğe üç ayımız kalmıştı.
Três meses antes da reforma.
Beni üç ay önce tanımıyordu.
Ela não me conhecia há 3 meses.
Ve eğer reddetme önergesi kabul edilmezse peşinen delile dayanan bir hüküm elde etme önergesi sunarım. Onun ardından da, duruşma öncesi hapsedilme aleyhinde önerge sunarım. Sen de bundan sonraki üç ayını evraklar yüzünden kör olarak geçirirsin bir ikinci sınıf muhabereci on dolarlık kekik getirip içmiş diye.
Se negarem, alego que a tua prova não é válida... e protesto contra a prisão preventiva... e vais ficar 3 meses a correr atrás de papelada... porque um soldado fumou orégãos.
Karım beni üç ay önce terk etti.
A minha mulher deixou-me há três meses.
Daha üç ayımız var.
Temos o suficiente para três meses, seis meses.
Daha üç ay önce, New York'da çocukken dağıttığım gazeteye yazan tek salaktım. Sonra faksın geldi.
Há meses, eu sou este confirmado único dopado vivendo em New York escrevendo para o jornal eu entreguei como um garoto, e recebi seu fax.
O güzel sandalyeden iki ay önce üç tane sattım.
Há dois meses, vendi três cadeiras exactamente iguais.
Senin üç yılda yaptığın işten daha fazlasını üç ay içerisinde çiftliğimde yaptım.
Em três meses tive mais trabalho na minha quinta do que tu em três anos.
Demek istediğim, üç ayın sonunda bizzat tanıştığımıza inanamıyorum ve sen - -
Não acredito que passados três meses nos conhecemos pessoalmente e tu...
üç ay sonra 19
üç ay önce 24
üç ay 39
üç aydır 16
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
üç ay önce 24
üç ay 39
üç aydır 16
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41